Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

KUDÜS için, en kolay ve en etkili CİHAT…

KUDÜS için, en kolay ve en etkili CİHAT…

İslam âleminin ilk kıblesi, neredeyse tüm peygamberlerin diyar merkezi, Hz. Muhammed’in SAV Mîraç öncesi tüm Peygamberlere namaz kıldırdığı mübarek Mescid olan Kudüs, her Müslüman için çok mukaddestir. Ancak böylesine mukaddes olan topraklar, uzun yıllardan beri barbar ve zalim Yahudilerin işgali altındadır.

Hele hele son aylarda ve son günlerde, üstelik te şu mübarek Ramazan ayında, bu mukaddes bölgedeki zulümler, ayyuka şıkmış olup, tüm vicdanları kanatmaktadır.

Bir balina ve fok öldürüldüğünde ayağa kalkan Batı devletleri, sinsice İslâm düşmanı oldukları için, bu zulümleri gördükçe üç maymunu oynuyorlar. (Görmüyorlar, duymuyorlar, konuşmuyorlar.) Hatta bu zulümler o kadar çok büyük haksızlıklara dayandığı için, bazı Yahudiler ve Hristiyanlar bile, bu zulümlerin durdurulması için, dünyaya haykırıyorlar.

Ancak ne yazıktır ki ABD ve Batı dünyasına medyun olan gâfil İslâm ülkeleri, maalesef ABD ve Batı dünyasından çok daha üzüntü verici, hatta kahredici bir tavır sergiliyorlar. Bırakın üç maymunları oynamayı, ABD ve Batı dünyasına medyuniyet ve teslimiyet içinde olduklarından, masum Kudüs Müslümanlarını desteklemek yerine, zalim İsrail’e destek oluyorlar. Yüce Rabbim ıslâh eylesin, inşâallah…

Bu acı ve acıklı manzara karşısında şaşkın ve çaresizlikler içinde olan Mü’min ve Müslüman kardeşlerimiz de “Âaaahhh, keşke bizler de oradaki mazlum Müslüman kardeşlerimiz için bir şeyler yapabilsek”, “acaba ben ne yapabilirim?” ..diye, yanıp yakıldıklarını yakînen biliyoruz.

İşte bugünkü konumuz, bu sorunun en kolay ve en etkili bir cevabı niteliğindedir.

Evet, her birimiz, her zaman ve kolaylıkla, oradaki mazlum Müslüman kardeşlerimiz için ve o mübarek ve mukaddes belde için, zalim İsrail Yahudileri için öyle bir şey yapabiliriz ki, sadece ciddi bir kararlılıkla onların can damarını keserek, onları kahr-u perişan edebiliriz. Üstelik te bu formül ve davranış biçiminin kesin etkisi, daha önce yaşanmış olan tecrübelerle sabittir.

Yahudiler asırlar önce; Tevrat’ı kendi arzularına göre tahrip ettikten sonra, Yahudi olmayanlara karşı her türlü zulmü meşrû, hatta ibadet saymaya başladılar. Bu nedenle ve bu haksızlıklara ve zulümlere karşı, Kur’ân’da birçok îkaz ayetleri vardır.

Bunlardan sadece birisini arz ediyorum.

Mâide Sûresi, 82. Âyet: “Andolsun ki, insanlar arasından iman edenlere en çetin DÜŞMAN olarak, Yahudileri ve müşrikleri bulacaksın. … ..” Sürekli zulümlerinin sebebi de budur…

Bu nedenle de onlara karşı her zaman uyanık olmak ve sürekli mücadele etmek şarttır.

Yahudilere karşı, yukarıda arz ettiğim formülü çok iyi anlamak için, önce asr-ı saadette yaşanmış olan o çok ilginç ve ibretlik bir olayı hatırlamamız gerekiyor. Şöyle ki:

Hz. Muhammed’in SAV ordusu Hayber’de Yahudileri kuşatma altına almıştı. Fakat onlar “muhkem evler veya demir kubbe” denilen sağlam evlerine çekilmişlerdi. Evleri yüksek, kaleleri çok sağlam olduğu için ulaşılmasını bırakınız, seslerin bile ulaşması imkânsızdı. Hz. Muhammed’in SAV ordusu bu kuşatmada uzun bir süre beklediler. Savunma hattı bir türlü yarılamıyordu. Çünkü onlara ok atılsa geri dönüyor, taş atılsa ulaşmıyordu. Duvarları bile aşınmıyordu. Böylece günlerce bekledikleri halde, zalim Yahudilere ulaşılamamış, fakat İslâm ordusunun da erzakları tükenmek üzereydi. Bu uzun bekleyişten sonra Peygamber Efendimiz SAV komutanlarıyla istişare ederek yeni bir strateji geliştirdiler.

“Yahudilere ait hurma ağaçlarının tek tek kesileceği”, onlara iletilecekti. Hatta sembolik olarak birkaç ağaç kesilmişti. Çünkü, Yahudilerin en hassas can damarları Ekonomik kaynaklarıydı. Bu savaş taktiği, onların şah damarlarını kesmek gibiydi. Âdetâ onların geleceklerini köklerinden kazımaktı. Zira Yahudi için para, mal, servet, zenginlik her şey idi. Bu haberi duyduklarında Yahudiler kahrolmuştu. “Bundan sonra burada kalmanın hiçbir manası yok” diyorlardı ve pes etmek zorunda kalmışlardı.

Aralarından bir heyet çıkararak, İslâm ordusuyla anlaşmak zorunda kaldılar. Taşıyabilecekleri eşyalarıyla, topluca o beldeleri terk ettiler…

Bizler de bugün aynı zihniyetteki Yahudiler için, aynı stratejiyi uygularsak, onları can damarlarında vurmuş, şah damarlarını kesmiş olacağız, inşaallah.

Yeryüzündeki 2 Milyar Müslüman ve özellikle de Türk milleti, eğer Yahudi mallarını tüketmeye boykot edersek, bu konudaki kararlılıklarımızı sabır ve sebatla sürdürebilirlersek, Yahudi milletinin şah damarı kesilmiş olacaktır, inşâAllah…

“Karanlığa kızmak yerine, mumlar yakmak” kabilinden, zâlim Yahudilere kızmak yerine; tüm Yahudi mallarını tüketmeye boykot etmek, o beldelere gidip savaşma imkânı olmayan Mü’min ve Müslümanlar, hatta tüm vicdan sahipleri için, Kudüs’e en etkili destek bu olacaktır. İnşâAllah…

İşte en önemli Yahudi ürünleri ve alternatif Türkiye ürünleri:

israil 1 ZjXg4tY2zQisrail 2 orQKNpkHmO

 

 

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER