Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 22/12/2008 23:11
  • 12.698

Türkiye, önümüzdeki günlerde önemli olaylara gebe gibi…

Bir tarafta asrın duruşması Ergenekon davası, öbür tarafta dünyayı sarıp ülkemizi de yavaş yavaş etkilemeye başlayan ekonomik kriz, diğer tarafta huzur ortamını bozmak isteyenlerin yaratmak istedikleri kaos ve yaklaşan yerel seçimler… Kısaca Türkiye, hem demokrasiyi kirleten güçleri temizlemeye çalışırken hem de yeni ve zor bir demokrasi sınavını daha geçmeye çalışıyor. Tabii ki, bu arada, ekonomik savaşını da sürdürmek zorunda… 

Aslında saydığımız konuların hepsi birbirinden önemli… Biri diğerinin gölgesi altında kalıp da unutulursa yazık olur güzel ülkemize ve güzel insanlarımızın geleceğine…

Örneğin Ergenekon davası… Yerel seçimlerin gölgesinde kalırsa yıllarca süren demokrasi mücadelesine yazık olur… Demokrasi için verilen bu kadar emek heba olur…

Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, 12 Aralık 2008’deki yazısında konuyu çok güzel bir şekilde değerlendirmiş:

“Elbirlik, davaya karşı kayıtsız, hafife alma, çarpıtma ve sulandırma gayreti içerisindeler. Hani yapabilseler görmezden gelecek, unutturacak, hatta bu davanın adaletle sonuçlanmasını engelleyecekler.

Bu çevreler, Ergenekon davasından neden bu kadar rahatsız oluyorlar? Ortada yüzyıllık bir mücadele var. Millet iradesinden ve milletin değerlerinden güç alanlarla, millete rağmen, milletin demokratik iradesine rağmen gücü elinde bulunduranların mücadelesidir bu. Başka bir ifadeyle bürokratik vesayetin devamından yana olanlarla, çağı doğru okuyup hukukun üstünlüğünden ve demokrasiden yana olanların mücadelesi...”

Hüseyin Gülerce, yazısının devamında, konuyu yerel seçimlerle ilişkilendirirken de hislerimize çok güzel tercüman oluyor:

“Ergenekon davası seçimlerden daha önemlidir. Seçme ve seçilmenin heyecanından daha fazla, bu dava, sahiplenme heyecanı, iradesi ve kararlılığı ister. Bu davaya en başta Meclis sahip çıkmalıdır. Değilse, milli iradenin temsilcileri bindikleri dalı keserler. Zira demokrasiyi, darbe zeminlerine kaydırma amaçlı bu cinayet örgütünün varlığı, gücü devam eder. Seçimler; sivilleri, kendilerini tatmin edecek koltuklarla buluşturmaktan başka anlam taşımaz. Bu ülke, eski hamam eski tas olmaktan kurtulamaz.”

Evet, kendimizi tatmin edecek koltuklara ulaşırken, ülkemizin ve demokrasimizin geleceği için çok büyük tehlike arz eden Ergenekon yapılanması ve onun ruhuyla mücadeleyi unutmak, bu millete yapılan en büyük ihanet olur.
 
Ayrıca, Ergenekon davasına yönelmiş dikkatleri başka yöne kaydırmak ve yerel seçimlerin olumlu havasına gölge düşürmek isteyen bir takım provokatörler; camii kundaklamak suretiyle, bir Alevî-Sünnî çatışması yaratarak ülkemizi kaos ortamına sürüklemek istemektedirler. Bu ve buna benzer oyunları, ülkemiz insanı çok gördü. Ülkemizdeki Sünnî kardeşlerimizin yüzde yüzü kesinlikle bilir ki; bu zamana kadar hiçbir Alevî kardeşimizin camilere karşı, -bırakın kundaklamayı- en küçük bir saygısızlığı dahi olmamıştır, olmaz da!.. Hatta, camilerin yapımı için, Alevî kardeşlerimizin, hem maddî hem de manevî alanda büyük destekleri olmuştur, olmaya devam da etmektedir!.. Gerek Alevî gerekse de Sünnî kardeşlerimiz, sağduyulu davranarak, şu ana kadar, bu oyuna gelmemiştir. Çünkü her iki kesim de bu olayların arkasında kimlerin olduğunu çok iyi bilmektedir. Yakılan camilerin onarımı için de elbirliği etmişlerdir.
 
Ayrıca, yaşanan olaylar gösteriyor ki, ülkeyi kaos ortamına sürüklemek isteyenlerin sinsi planları bitmeyecek gibi… 28 şubat öncesi türeyen provokatörlere benzerliği ile dikkat çeken, adı sanı duyulmadık bir partinin genel başkanı olarak ortaya çıkan Dursun Güneş, "Asacağız, Keseceğiz"nidalarıyla toplumu germeye çabalayan bu karikatür sanki… Türkiye, Güneş gibi provokatörlerle 28 Şubat öncesinde de karşılaşmış, bu kişilerin hangi amaçlara hizmet ettiği daha sonra çok net anlaşılmıştı. “Hep aynı ruh!..” demiştik ya, hiç değişmemişler…
 
Bütün bunların yanında, ülkemiz, dünyayı saran ekonomik krizle de mücadele etmek zorunda… TÜSİAD’ın Yüksek İstişare Konseyi toplantısında, “Yerel seçimlere haddinden fazla anlam yüklemeyin” diyen Konsey Başkanı Mustafa Koç; ekonomik krizin, yerel seçimlerin gölgesi altında kalmaması gerektiğini vurgulayarak önemli bir konuya dikkat çekti. Çünkü ekonomik kriz de diğer meseleler kadar hassas ve ciddî bir konu. İpin bir kaçırılırsa, yakalamak mümkün olmayabilir. Ülkemiz ve milletimiz, telafi edilmez zararlarla karşı karşıya kalabilir
 
İnşallah Türkiye, Ergenekon davasını da, ekonomik krizi de, yaratılan kaosları da, yerel seçimleri de en güzel şekilde atlatacak; temiz toplum ve temiz demokrasisi ile yarınlara daha güvenle adım atacaktır.
Yazarın Yazıları