Dr. Hüseyin Atilla TÜYSÜZ
  • 27/04/2020 Son günceleme: 27/04/2020 15:55
  • 9.729

Koronavirüste dünya üzerindeki vakaların iki buçuk milyonu geçtiği, halihazırda 200 bin can kaybı olduğu açıklanmakta içinde bulunduğumuz zamanlarda. Bunlar testi pozitif olanlar. Akciğer tomografisi ve de klinik olarak tanı konup tedavide ölenler bu sayıya dahil değil. 

Dünya Gıda Programı Kovit-19 nedeni ile dünyada açlıkla karşı karşıya olan insan sayısının iki katına çıkabileceğini duyurdu (265 milyon olabilir ). İftar ve sahur yemeklerimizde bu açlıkla mücadele eden insanları aklımızdan geçirelim, israf yapmayalım, düşen kan şekerimizi yavaş yavaş yükseltelim.

Oruç tutmanın dinen önemli ve ayrıca insan bedeni için de faydalı olduğu bilinmektedir. Bu fayda tüketilen besinlerin çeşitliliği ile miktarlarını abartmadan yapmakla olmaktadır.

İftarda kemik suyu ile yapılmış sebze çorbası ile başlamak en uygunudur. Çorba su ihtiyacını karşılar, midede doygunluk hissi yaratır.İftar çorba ile açıldıktan sonra 5-10 dakika ara vermemiz kan şekerini dengeli artırmamız için önemlidir.

Dikkatli davranmanız gereken bir diğer husus da su tüketimidir. Bir anda yarım litre su tüketimi doğru değildir, iftardan sahura kadar belli aralıklarla tüketilmelidir. Ayrıca susuzluğu gidermek için ıhlamur çayından da faydalanılabilir, adaçayı da mide bağırsak rahatlamasını sağlar.

Sahurda Ne Yapmalı? 

Sokağa çıkma yasağının olduğu bugünlerde herkes evde ekmek ustası oldu, poğaça ve börek gibi diğer karbonhidratlı gıdalarda ev yapımının vazgeçilmezi oldu Ekmek yemeden doyulmaz sözünün aksine kişiyi asıl acıktıran karbonhidratlardır. Ayrıca susuzluğa da neden olurlar. Sahurda tok tutan yiyecekler tüketilmelidir, abartmadan Doğu Karadeniz yayla tereyağları ( rafine olmamış ) ile yumurta olmazsa olmazıdır. Uzun süre tok tuttuğu gibi içerdiği protein ve diğer besin değerleri ihtiyacımızı karşılar. Yumurtayı haşlanmış olarak da farklı çeşitlerde de tüketebiliriz. 

Susuzluğumuzu gidermek için de kalsiyum deposu yoğurt, tüketilebilecek gıdaların başında gelir. Ev yapımı olanı tercih edilmelidir. Süt olarak da tüketilebilir, susuzluğumuzu giderip karnımızı tok tutmaya faydası olur. Süte şeker katarsak tarçın ilavesiyle kan şeker dengesini sağlar.

Marul, roka, maydanoz, dereotu ve salatalığın tüketilmesi antioksidan etki yaratarak daha zinde hissetmenizi sağlayacaktır. Sahurda tüketilmesi önerilen son olarak muz ve elmadır. Bunlar tok kalmamızı sağlar, hem de vitamin-mineral desteğimize katkıda bulunur.

Sahurda kaçınmak gereken yiyecekler; aşırı tuzlu yeşil ve siyah zeytin, işlenmiş et (sucuk, salam, pastırma ve sosis), baharatlı ve yoğun salçalı yiyecekler ve de patates kızartması tüketmemeliyiz. Protein, yağ ve karbonhidratı dengeli kullanıp, tuz-şeker azaltarak, doğal vitamin/mineraller almalıyız. Su günlük 1.5-2 litre alınmalı, yemekten hemen sonra yatmamalıyız (mide muhteviyatı yemek boğazına geri gelerek uykunuzu kaçırdığı gibi mide yanmalarına da neden olur).

Bu yıl Ramazan ayına Covit-19'un etkisiyle giriyoruz. Yüksek bulaş riski nedeniyle ilişkilerimizi ve yaşantımızı etkileyen bu virüs karşısında neler yapabiliriz?

Öncelikle temizlik; el yıkama bunun önceliğidir. Dışarıdan eve girildiğinde mutlaka 20 saniye, daha önce belirttiğimiz gibi ciddiye alarak ellerimizi yıkamalıyız.

Toplu yaşam alanlarında, hatta ikili yüz yüze konuşmalarımızda maske takmalıyız. Maske, hem kendimizi korumakta hem de karşımızdakini korumakta, dolayısıyla ona önem verdiğimizi göstermede önemli bir koruyucudur. maskenin üst kenarı mutlaka burnumuzu içeri almalıdır. Üst kısımdaki metal teli burnumuza sabitlemelidir. Maskenin ön ve iç yüzü ellenmemeli, çıkarıp takarken yan uç kenarları tutulmalıdır.

Kardiyak-damar hastaları, şeker hastaları, kronik akciğer/karaciğer/böbrek hastaları Covit-19 enfeksiyonundan en fazla etkilenen grupta yer alırlar. Bu hastalar kendi kullandıkları ilaçları düzenli, mutlaka almalıdırlar.

Düzenli egzersiz sağlıklı yaşamın vazgeçilmezidir. Beden ve ruh sağlığımızı iyi yönde etkiler. 

Sosyal Mesafe

Sosyal mesafe deyimi hayatımıza bu zamanlarda girdi. Toplum olarak biz mesafeli olanları pek sevmeyiz ( özellikle burnu yüksekte olanları ). Fakat bu öyle bir şey değil, aksine hem bizim  hem karşımızdakinin sağlığı için önemlidir. Uluslararası çalışmalarda bu mesafe 1.8 metre olarak kabul görürken, bu salgın için 5 metreye kadar çıkartıldı. Ağzımızı açmak zorunda kaldığımız hallerde virüs etrafa yayılıyor. Bu  hasta olanların da dahil, şikayetçi olmayıp boğazlarında bu virüsü taşıyanlar da yayarlar. Bu mesafeyi Ramazan ayında da dikkatli koruyalım.

Ramazan'da iki öğün yemek, uzun süre açlık ( intermittent fasting ), bu yılki covid-19 salgını nedeniyle bağışıklık sistemimizi güçlendirici besinler tüketmeliyiz.

Sıhhat içinde maddi ve manevi kazanımlarla dolu ramazan ayı geçirmenizi dilerim. Kalın sağlıcakla.

Yazarın Yazıları