Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 05/10/2008 00:11
  • 39.209

Dördüncü Dönem Belediye Başkanı Köseler mensubu olduğu CHP’nin muhtarlara verdiği bir iftar davetinde yerel basını eleştirmiş. Eleştirirken de kendi döneminde beğenmediği yayınlara uyguladığı “kaynak kesme” yönteminden dem vurmuş.

Köseler’in Belediye Başkanlığı yaptığı 1999–2004 yılları arasında Beykoz’da yayın yapan gazeteler belli. Bunların hangisine neye karşılık kaynak aktarmış, hangisine aktarmamış bizi çok fazla ilgilendirmiyor. Kaldı ki, o dönemde Köseler’in satın aldığı kalemler maalesef her dönem satın alınabilenler olarak hafızalarımızda duruyor. Yani bu gayri ciddi ve çirkin betimlemenin muhatabı olanlar bu konuda çıkıp da bir değerlendirme yapma ihtiyacı duymuyorsa; bu, Köseler’in kendi döneminde yerel gazeteleri para karşılığında nasıl susturduğunu ispatlamaya yeterlidir sanıyorum. Yoksa yanılıyor muyum?

Dost Beykoz İmtiyaz Sahibi Kader Gür Köseler’in bu tuhaf çıkışına anında cevabı yapıştırmış. Kendi dönemindeki gazetelerle Dost Beykoz’u karıştırmaması gerektiğini, Dost Beykoz’un bu tür ilişkilere hiçbir zaman ihtiyaç duymadığını söylemiş. Eksik söylemiş: Ben daha da ileri giderek şunu söyleyeceğim; “Sayın Köseler; çok ama çok paranız olabilir. Hatta paranızın hesabını dahi bilmiyor olabilirsiniz. Ama sizin paranız Dost Beykoz’a yetmez de yaramaz da. Sizin paranız Dost Beykoz’un her hangi bir yazarını susturmaya da yetmez. Sizin paranız Fenerbahçe’de tanınmadığınız için orada geçebilir, ancak Beykoz’un birçok yerinde geçmez. Geçtiği yerler belli zaten.”

Diğer taraftan, Dost Beykoz İmtiyaz Sahibi’nin söylediğinin altına imzamı atmaya da hazırım; kendinizi ifade etmek isterseniz her kesime olduğu gibi size de kapılarımız ardına kadar açıktırAncak bizleri istediğiniz zaman susturup istediğiniz zaman konuşturabileceğiniz insanlar olarak görmemenizi şiddetle önermek zorundayım.

Sayın Köseler, Dost Beykoz’un başarısının sırrı nedir biliyor musunuz; ekonomik olarak hiç kimseye bağlı olmayışı ve para karşılığı haber yapmayışı. Bu arada umarım WEB sitemizdeki “Alaattin Köseler Söz Hakkını İstedi” başlıklı habere gelen yorumları okumuşsunuzdur. Zira o yorumlardan çıkarılacak çok büyük dersler var.

Sükût ikrardan mı geliyor?

Kim Çankaya Belediyesi’nin CHP’li meclis üyelerinin yerinde olmak isterdi; elbette normal olan hiç kimse. Adamların ne yamyamlığı kaldı ne de rüşvetçiliği. Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz yıllardır omuz omuza mücadele ettiği arkadaşlarını doymak bilmez rüşvetçiler oldukları gerekçesiyle adeta yamyamlara benzetiyor. Neresinden bakarsanız bakın mide bulandırıcı bir durum. Bu kadar meclis üyesinin arasından bir kişi de çıkıp “suçlamaları kabul etmiyorum. Ben halkımın bana tevdi ettiği görevleri yerine getirmeye çalışıyorum ve ne rüşvetle ne de yamyamlıkla alakam yoktur. Bunların tartışıldığı bir ortamda görev yapmam da söz konusu değildir. İstifa ediyorum” demedi, diyemedi. Hâlbuki onur bunu gerektirirdi.

Ulusal basının kartel ayağındaki gazetelerde de onur, erdem ve kişilik hasletleri Çankaya Belediyesi’nin “yamyam meclis üyelerinden” pek farklı değil.

Çünkü iktidar partisine savaş açan kartel medyasının zirvesindeki leş yiyiciler sırça köşklerinde buzlu viskilerini yudumlarken, Cumhuriyet tarihinin beklide en büyük rüşvet çarkını görmezden geldiler. Sayfalarını ve sütunlarını bu önemli habere kapattılar, kararttılar. Çok büyük bir yaraya ışık tutmaktan, iliklerimize kadar işlemiş mikropları temizlemekten kaçındılar.

Kim bilir belki de bunların hepsi bir oyun. Belki de herkesin bir Hilton arazisi, bir karasal yayın talebi veya rafineri beklentisi var. Şükür ki bizim yok.

Mutlu yarınlar, dostça.  

Yazarın Yazıları