Doç. Dr. Mehmet YORULMAZLAR
  • 29/03/2020 Son günceleme: 29/03/2020 12:27
  • 10.387

Daha önceki birçok yazımızda hareket azlığının bir hastalık olduğunu defalarca belirtmiştik.

Bu durumun birçok ölümcül hastalığa sebep olabileceğini anlatmıştık. Kalp–Damar hastalıkları bu grubun başında gelmektedir. Elbette ki teknolojinin gelişmesiyle, iş kolaylaştıran aletlerin günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası olmasının bedensel hareketsizliğe etkisi büyüktür. Sedanter bir yaşam tarzı ise birçok ciddi sağlık problemlerine neden olmaktadır. Çağın hastalığı olarak nitelendirilen obezite ve kardiyovasküler hastalıklar başta olmak üzere kassal zayıflık, postürel bozukluk, diyabet gibi birçok hastalık hareketsiz ve sedanter bireylerde daha sık görülmektedir.

Hareketsiz bir yaşantının sakıncaları, omurlar arası doku zedelenmeleri ve kifoz, lordoz, skolyoz gibi sorunlar, bel omurlarında; kireçlenme, disk sorunları, siyatik riski, deri altında aşırı yağ dokusu, kan tablosunda; yüksek kolesterol ve trigliserid bulgusu, kan şekeri anormallikleri, nedeni belirsiz yüksek tansiyona yatkınlık, göğüs kafesinin esneklik kaybı, düşük solunum kapasitesi, koroner damar hastalığı riski, zayıf karın ve sırt kasları, duruş bozukluğu, sindirim ve boşaltım güçlükleri, doğum sonrası sarkık karın, kalça eğimi anormalliği, tüm kas ve kas gruplarında kuvvet, esneklik ve işleklik kayıpları, kilo sorunu ve şekilsizlik, iskelet yapısında; osteoporoz, kireçlenme, eklem sorunları, kolay sakatlanma, güçsüz bir beden, kolay hastalanma ve toparlanma güçlüğüdür.

Yukarıdaki tüm rahatsızlıklar düzenli spor aktivitesi yapmayan bireylerde karşılaşılabilecek ciddi sağlık sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sağlık sorunlarının ortadan kaldırıla bilmesi için kişilerin spor alışkanlığını çok erken yaşlarda kazanmaları kaçınılmaz bir gerçektir. Dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde insanlar yeme, içme, yatma, eğitim, ibadet gibi bir çok zorunlu alışkanlığın içerisine sporu da dahil etmişlerdir. Bu zorunlu spor aktivitesi insanlarda ömür boyu kalacak bir faaliyettir. Spor yapmayı zorunlu hale getiren kişiler yapmadıkları anda rahatsızlık hissedeceklerdir.

Yukarıda da belirttiğim bu alışkanlığın ne olduğu son günlerdeki Corona virüs illetiyle daha net olarak anlaşılmış görülmektedir. Özellikle Elit sporcuların evde kalması ile tüm sosyal medyada çeşitli alet ve edevatla evlerinde spor yapmaları, ev halkını sporla buluşturmaları, tüm spor merkezlerinin ve spor bilimcilerin evde nasıl spor yapmalıyız çalışmaları bunun en önemli bir örneği olarak görülmektedir.

Yine birçok bilim adamının bu virüsten korunmanın immün sistemi (güçlü bağışıklık sistemi) sporla güçlendirmek olduğu, evde kalmaktan dolayı kilo sorununun sporla bertaraf edilebileceği tüm insanlara gün boyu TV ve sosyal medyadan anlatılmaktadır. Daha önceleri ailelere çocuğunuza spor yaptıracağınız saatleri dersle geçirin diyen birçok örnek artık spor yaptırmanın ve yapmanın önemine atıf yapmaktadırlar. Çünkü, sporun insanların vücut direncini arttıracağı, obeziteden hareketlenme sebebiyle çocukların ve yetişkinlerin uzak kalacağı, iskelet-kas sisteminin düzenli olacağı, sosyal ortamın insanları daha sağlıklı kılacağı tek tek anlatılmaktadır.

Bütün bunların yanında daha önce de belirttiğimiz, düzenli spor yapan bireylerin derslerindeki başarı düzeylerinin, yapmayanlara göre daha iyi düzeyde olacağı yapılan birçok bilimsel çalışmalarla da ortaya konmuştur. Bu çalışmalarda göz önüne alınarak, eğitim çağında çocuklarımızın spor yapmasının önemini bilerek buna göre de okul belirlememiz artık bir zorunluluk olmaktadır.

Yine, vücut ağırlığının normal sınırları içerisinde tutulması alınan ve harcanan kalorinin eşit olmasına bağlıdır. Günümüzde mekanize olmuş toplumsal yaşam, hareketi azaltarak harcanması gereken enerjiyi vücutta saklı tutmakta ve bu birikim dengeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Vücut ağırlığının ideal seviyeye ulaşması durumunda koroner arter kalp hastalıkları riskinin %35-55 oranında azalabileceği belirtilmektedir. Burada sporla beraber beslenmenin ne kadar bağlantılı olduğunu da unutmamamız gerekmektedir.

Tüm bu sebeplerden dolayı Corona virüsüne bağlı olarak oluşturulan “Evde Kal” sloganı evde kalırken muhakkak spor yapmayı zorunlu hale getirmektedir. Tabiiki Coronadan korunmak için de aktivitenin ne kadar önemli olduğu tüm bilim adamları tarafından anlatılmaktadır. Bu sebepler ile tüm bireylerin spor yapmaları gerekliliğine kulak verelim, okullarda beden eğitimi derslerinin çocuklarımıza ne kadar önemli bir alışkanlık kazandıracağı unutulmamalıdır.  Coronalı günlerden sonraki hayatımızda spor olmazsa olmazlarımızdan olmalıdır. Corona ve benzer virüsler bundan sonrada olacaktır. Bizler bunların bizleri yenmelerine fırsat vermeyelim.  Şuanda da,  Evde Kalın, Hareketsiz Kalmayın, Sağlıcakla kalın…

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz