A. Raif ÖZTÜRK
  • 07/06/2020 Son günceleme: 07/06/2020 21:53
  • 3.777

Corona hakkında; Dünya ülkelerindeki âcizliklere, perişanlıklara ve 400 000’i geçen ölümlere rağmen, güzel ülkemizin üstün başarıları, ücretsiz tedavileri, yurt dışında yakalanan binlerce yurttaşlarımıza uçaklar, hastalarımıza ambulans uçaklar göndermeler, hatta 80 küsur ülkelere kargo uçakları dolusu teknolojik cihazlı sağlık yardımları göndermeler göz kamaştırıyordu.

Bu üstün başarılarının sebeplerini merak ettiğimden, bir nebze de olsa araştırmak istedim. Özel bir hastanenin Başhekimi olan dostumu ziyaret ederek, konu açıp sebebini sorduğumda, sadece birkaç cümlesi beni tatmin etmişti.

  • Öncelikle o çok önemli ön bilgiyi, sizlerle de paylaşmak istiyorum:

-Raif Hocam, 20 Kasım 2019’da Sağlık Bakanımızın talimatıyla, İl Sağlık Müdürlüğü bizleri önemli bir toplantıya davet etti. ‘Dünya çapında ciddi bir VİRÜS tehlikesi istihbaratı alındığını’ bu nedenle de Pandemi Âcil Eylem Planlaması kapsamında, tüm hastanelerimizi ve personelimizi hazırlayıp, teyakkuz halinde olmamız gereğini detaylarıyla anlatmıştı… … ..(Lütfen tarihe dikkat.)

İşte üstün başarıların ‘ana sebebi’ bu erken tedbirlerdi, fakat pek tabiidir ki yeterli değildi.

Cumhurbaşkanlığı sisteminin ‘hızlı ve doğru kararlar alma’ avantajları nedeniyle ve Devlet Başkanının âcil talimatıyla, kısa bir zamanda ‘Sağlık Bakanlığı BİLİM KURULU’ tesis edildi.

20 Sene kadar önceki SSK âcizliklerinin; “Vusulsüzlüklerin, usulsüzlüklerden” (yani, başarıya vâsıl olamamaların, plânsızlıklardan ve metotsuzluklardan) kaynaklandığı çok net görüldüğünden, Uzman Bilim adamları ve seçkin Hekimlerden teşkil edilen bilim kurulunun kararlarına, üst düzey devlet desteği de sağlandı. Hatta diğer bakanlıkların da eşzamanlı destekleri, karar altına alındı. Güzide halkımızın da %90’dan fazlasının, ‘Devletin Tedbir Maddelerine’ azami riayet etmeleri neticesinde, dünya çapında göz kamaştıran başarılara ulaşıldı…

  • Bu girizgâhtan sonra, yazı başlığındaki o önemli konuya girelim:

Corona Virüsü hastalarının şifa bulduktan sonraki ifade ve itiraflarından, hatta uzman hekimlerin açıklamalarından anlaşılan, iyileşen bu hastaların 4 gün ile 40 gün civarında yoğun bakımda (yani komada ve kendini bilmez durumda) olduğu çok net biliniyor.

Ahvâl böyle olunca; “..kendinden, hatta yaşayıp yaşamadığından bile haberi olmayan bir hasta, nasıl oluyor da bu ölümcül ‘hastalığı YENMİŞ’ OLUYOR?”

  • Bu ne kadar yanlış ve düşüncesiz bir ifade?..  

Oysa aylar geçmesine rağmen, Dünya Tıp Âlemi şu Corona Virüsü için henüz aşı bile bulamamışken, tecrübeli hekimlerimizin, en son teknolojik cihazlarla ve çok ciddi tedbirlerle, vücuttan corona virüsü sadece arındırabiliyorlar.

  • Hatta Yüce Rabbimizin her insanın vücuduna konuşlandırmış olduğu bağışıklık sistemi (İmmün Sistem) denilen LOKOSİT (LENFOSİT, monosit, granilosit, Bazofil, NK hücreler, makrofaj, nötrofil, Mast, Dentritik vs. hücrelerden oluşturulan) SAVUNMA ORDUSU olmamış olsaydı, hekimler ne yapabilirlerdi acaba?..

O hekimlere yüce Allah (cc); AKIL, HÂFIZA, sağlık, göz, kulak vs. diğer uzuvları ve imkânları vermemiş olsaydı, onlar hekim olabilirler miydi?..

  • Yüce Allah (cc) bu güzide milleti, FETÖ gibi iç ve dış düşmanların darbe girişimlerinden korumamış olsaydı, böylesine MODERN ve tam teşekküllü sağlık sistemlerine kavuşulabilir miydi?..

Saygıdeğer dostlarım, bu gerçekler asla ıskalanmamalıdır.

  • Bu konu niçin çok önemli? Niçin bugün bu konuyu seçtim?..

Çünkü Yüce Allah (cc) ŞİRK’İ (yani, Allah’ın icraatını paylaşmayı veya başkasına mâl etmeyi) asla kabul etmez. Bu iddia benim iddiam değil, Yüce Rabbimizin apaçık kelâmı ve ihtarıdır.

Bakınız:

En’âm Sûresi 64. Ayet; De ki: “Onlardan ve her türlü sıkıntıdan, sizi Allah kurtarır. Ama siz yine de O’na (Allah’a) şirk (yani ortak) koşuyorsunuz.”

Nahl Sûresi 54. Ayet; Sonra (Allah) sizden o sıkıntıyı veya zararı giderince, bir de bakarsınız, içinizden bir kısmı Rablerine şirk (ortak) koşar. (Yani, şifayı sebeplerden bilir.)

Nahl 116. Âyet: Şu kesin ki, Allah ŞİRK koşulmasını af etmez!..

A’râf Sûresi 191. Ayet; Hiçbir şeyi yaratamayan, kendileri yaratılmış olan şeyleri, Allah’a ortak mı koşuyorlar?..

Nisâ Sûresi 48. Ve 116. Ayetler; Şüphesiz Allah, kendisine şirk (ortak) koşulmasını asla bağışlamaz.

  • Hastalıklardan şifa bulduktan sonra, bilinmesi ve söylenmesi gerekeni bile Yüce Rabbimiz Şu’arâ sûresi, 80 âyette bizlere şöyle bildiriyor:

“Hastalandığımda bana şifa veren de O (Allah)’tır.”

  • İşte bu nedenledir ki, “falan hasta, Coronayı YENDİ” ifadesi kesinlikle yanlıştır, câhilcedir ve İlâhî ifadelere göre de ŞİRK tehlikesi vardır.

Bir de hastaları DANSLAR ederek veya alkışlarla uğurlamak, inançlarımıza taban tabana terstir. Niçin mi?

Çünkü yukarıdaki TIBBÎ ifadelerden ve âyetlerden anlaşıldığına göre, şifaya her ne vesîle olursa olsun, neticede ŞİFÂYI LÜTFEDEN ALLAH’TIR…

Gerçekte şifa, ŞÂFÎ’İ Hakîkî’dendir. Yani, her türlü şifayı hakiki manada veren, Allah’tır. (cc.) Diğerleri ise meselâ, doktora gitmemiz, ameliyat olmamız, tedavi süreçlerine girmemiz, bitkisel tedbirler almamız veya mevcut ilaçları kullanmamız, MASKE TAKMAMIZ, temizlik, hijyen ve sosyal mesafelere riâyetler, sadece maddi vesîlelerdir. Yani FÎİLÎ dualardır…

Bu nedenledir ki şifaya kavuşulunca, O Allah’a (cc) sonsuz şükürler edilmelidir.

Şifanın devamı ve sağlık için dualar edilmelidir.

  • Şifaya vesile olabilmek için, kendi sağlık ve canlarını tehlikeye atan sağlık personeline, bu imkânları hazırlayan ve ücretsiz sunan devletimize minnettar olup, teşekkürler edilmelidir.

Corona virüsünden ve hastanede yoğun bakımlardan şifalı bir şekilde kurtulup, taburcu edilirken yapılan alkışlara ise şifaya kavuşturulan hastaya, bir nebze moral vermek adına belki müsamaha ile bakılabilir.

  • Danslarla uğurlamalara ise yukarıda gerçeklere göre, müsamaha gösterilmemelidir...
Yazarın Yazıları