Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Koronavirüsü ile ilginç bir mülakat

Ülkemizin önemli bir şirketinde Genel Müdür olan bir arkadaşım, Corona hakkında orijinali Arapça olan, fakat Türkçe alt yazılı bir video attı bana.

Aslında, ben Arapçadan da çoğunluğunu anlayabiliyordum. Sonuna kadar izleyince, çok anlamlı mesajlar ve tespitler içerdiği için, kelime kelime kopyalayarak, tüm dostlarımın ve sevdiklerimin istifadesine arz etmeye karar verdim.

Sanki bir kişi, Corona virüsü ile konuşuyor, yani mülâkat yapıyor gibiydi.

Umarım sizler de çok beğeneceksiniz. Buyrunuz…

-“Allah’ın adıyla ey Corona! Neden Dünyaya böyle bir salgın getirdin? Neden insanların arasına böyle bir korku saldın?”

  • Corona cevap veriyor ve böyle soru-cevap şeklinde devam ediyor:

-Ben Allah’ın zayıf ve görülmeyecek kadar küçücük bir askeriyim. Allah beni onların halini düzeltmeye gönderdi. Tâ ki onlara benden daha şiddetli bir azap gelmesin diye. Ölülere gelince, onlar bu savaşın kurbanlarıdır. Onlar, diğerlerine ibret olsunlar.

-Öyleyse, ne zaman gideceksin?

-Allah bana, görevimden izin verdiği zaman.

-Amacın nedir senin? Ne yapmak istiyorsun?

-Allah’tan, O’nun kullarına bir nevi rahmet olarak geldim.

-Nasıl yani? Âlemleri ve insanları helâk ederek mi?

-Ben onları uyandırmaya geldim, çünkü onlar uykudalar. Onlar bu gafletteyken, hissetmeyerek çok daha büyük azabın, onlara üstlerinden ve altlarında geleceğinden korkuyorum. O zaman da hiç kurtulamayacaklar…

-Olay bu kadar tehlikeli mi yani?

-Evet, çoook!  

-Biraz daha açıklayabilir misin?

-Ey soran kişi, iyi DİNLE!… Onların, birbirilerini öldürmelerine engel olmak istiyorum. İhtiyaç sahiplerinin ve fakirlerin haklarını gasp ettiklerinden, onları akıllarını başlarına getirip, fakirleri kurtarmak istiyorum. Fakirlerin hakkı olanları da israftan (saçıp savurmaktan) kurtarmak istiyorum… Onları korkutmak istiyorum ki, artık Allah’a sığınsınlar diye. Çünkü Allah onları (kendi eseri olduğu için) seviyor. Onlara o çok daha büyük azabı vermek istemiyor. Onlar ise Allah’a olması gereken sevgi ve coşku (şükür) ile karşılık vermiyorlar. Onlar, Allah’ın kendi üzerlerine, kendilerinden daha şefkatli olduğunu bilmeleri gerekiyor.

-Yâ, öyle mi?… Daha başka?…

-Onlar namazı önemsemediler ve ihmal ettiler. O namaz ki, Allah ile kul arasındaki bir ilgidir, alâkadır. Kim o namazla Allah’a yaklaşırsa, Allah da karşılık ve sevap olarak ona kat kat yaklaşır. Çünkü O Allah cömertlerin en Cömert’idir…

Oruçta da yemek ve içmeyi ölçülü ertelemekle, hazım ve sıhhat vardır… Kadını ve diğerlerini tehlikeye atan, zamanla yok olmuş örtüsünü (tesettürünü) iade etmek istiyorum… Böylece diğer ibadetler de önemsensin diye…

Diğer hakları zâyi olanların, haklarını tastamam geri vermek istiyorum…

Benim korkutmam, gönülleri canlandıran ulvî duyguları alevlendirir…

Böylece, lehte ve aleyhte yapmaları gerekenleri, onlara hatırlatır…

Allah’a yaklaşmaları, O’nu tanımaları gerektiğini ve münâcaat ve Allah’ı zikir etmeleri gerektiğini hissettirir… Çünkü Allah-ü Teâlâ her şeyi ve her türlü nimetleri, onlar için ve onların kendisine ibadet etmeleri için yarattı. Yarattı ki kendilerine dünya sevgileri, Allah sevgisinden daha güzel ve daha önemli gelmesin… (Tevbe Sûresi 24. Âyeti hatırlayınız.)

-O zaman, Allah bu belâyı kaldırsın diye, onlara ne demek istesin?

-Tövbe ve İstiğfar ile Allah sığınmalarını! Çünkü Allah’ın Rahmeti ve merhameti geniştir.

-Şayet daha evvel yaptıklarına tekrar dönerlerse?

-Biz de onlara daha evvel çektikleri azaplardan, çok daha şiddetli bir azabı geri getiririz. Allah’ın bizden başka birçok ordularının sayısını, ancak Allah bilir…

***

  • Evet saygıdeğer dostlarım, umarım gereken ders ve ibret alınmıştır.

Elbette bu paylaşım, bir Allah dostu tarafından, Corona olayının arka planı ile ilgili his, duygu ve tespitleri hakkında bir kurgudur. Burada mühim olan, bu olaydan da bizlerin ıskaladığımız yönleri de idrak etmemize vesile olmasıdır.

Zaten bizler insanlar olarak, Yüce Rabbimizin bu musibetlerle kendimize gelip, Yüce Kitabımız Kur’ânda bildirilen emir ve yasakları ihmal ettiğimizi anlayıp, dönüş yaptığımızda, Corona virüs ordusu da İlâhî bir emirle kışlasına döndürülecektir, inşaallah.

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER