Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Kız – erkek arkadaşı cinayetlerinin perde arkası

Çok sabrettim. Bu konuyu yazarken içim parçalanıyor diye, bir daha yazmayacaktım.

Ancak son zamanlarda bu ‘kız-erkek arkadaşı cinayetleri’ öylesine çok arttı ki.

Üstelik işkencelerle öldürdükten sonra, Ayşe Tokyaz’ın vücudu vahşîce parçalanarak, çeşitli yerlere atıldığını ürpererek izlediğimde, tekrar haykırmaya mecbur kaldım.

Bu ‘Sosyolojik Koronaya’ üzüntüyle, kaygıyla, nefretle bakmak, hatta ağlayıp sızlamak yerine, “biz bu hallere niçin ve nasıl düştük?” “Bu vahim ve acıklı durumlardan nasıl kurtulabiliriz?” gibi sorulara çözümler aramak, sadece biz eğitimcilerin değil, iktidar ve muhalefet, tüm akıl ve vicdan sahiplerinin ortak derdi olmalıdır.

2002 ve 2019’da 6 300 Kişiye ulaşan Şeytandan, Kız arkadaşı tuzakları” ve 23.08.2020’de de 5000 kişiye ulaşan Kız arkadaş & Erkek arkadaş Cinayetleri başlıklı yazılar yazmıştım. O yazılarımı yazarken de, bu günkü yazımı hazırlarken de, inanınız ki şu yorgun ve yaşlı (75) yüreğim, âdeta parçalanıyor!

Nasıl parçalanmasın ki?

Her kız evlâtlarımız, buluğa erinceye kadar tamamen masumdurlar.

Onların yaşantılarını ve hayat tarzlarını şekillendiren kişiler, anneler-babalar, kurumlar ve çevresel faktörler, bu cinayetlerin, PERDE ARKASINDAKİ GERÇEK KÂTİLLERİDİRLER.

Üstelik de İslâmiyet gelmeden önce, kız çocuklarını diri diri toprağa gömen o VAHŞÎ Kavmin ana ve babalarından, çok daha büyük cezalara çarptırılacak KÂTİLLERDİR onlar.

Çünkü önceki vahşi ana-babalar, kızlarının en çok 80-100 senelik dünya hayatlarını mahvediyorlardı. Bugünkü ana babalar ise İHMÂLLERİYLE, yanlış ve arızalı yetiştirmeleriyle, kızlarının 100 değil, 100MİLYAR sene değil, SONSUZ-SINIRSIZ hayatlarını mahvediyorlar.

Çünkü o masum evlâtlar, kamera gibi her şeyi kaydederler; konuşmalarınızla ve davranış biçimlerinizle nasıl şekillendirilirse, buluğa erdikten sonra öyle devam ederler.

Eğer siz başörtülüyseniz, namazınızda niyazınızdaysanız, onlar başörtü takıp namaz hareketleriyle, 3-4 yaşlarında sizleri taklit etmeye başlarlar. Küçük yaşlardayken giyimlerine dikkat etmeyip, ferah giyinmelerine müsamaha gösterirseniz, daha sonra Yüce Rabbimizin emirlerine uygun giyinmeleri için, artık iş işten geçmiş olur.

Şayet siz sigara içiyorsanız, zaman zaman da içki içiyorsanız, parmak aralarına izmarit takarak ve gazoz şişelerine su doldurarak, sizin abuk sabuk davranışlarınızı ve yürüyüşlerinizi uygulamaya başlarlar. Çünkü siz, onların İDOLÜSÜNÜZ…

Evde izlediğiniz TV programlarından ve reklâmlarından da etkilenip, her şeyi taklit ederler.

Ahir zaman ve bizler için hazırlanan Rehber ve kılavuz Kitapta Allah cc, bakınız ne buyuruyor:

“Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur.” (İsra, 32. Ayet.)

Dikkat buyurunuz; “Zina yapmayın” yerine, “zinaya yaklaşmayın” emri, çok anlamlıdır.

Yani “Sadece zinadan değil, Zinaya meylettirecek bütün davranış biçimlerinden bile uzak durun ve sakının!” ..şeklinde olduğu kesindir.

Biz İNSANLARI yaratan yüce Allah cc, Hz. Muhammed’e SAV, "Sakın bir erkek, yanında mahremi olmadıkça, yabancı bir kadınla yalnız kalmasın" prensibini emrettirmiştir. 

O yüce Kılavuz (SAV) devamla: "Bir erkek, beraberinde kocası olmayan kadının yanına, kendisiyle birlikte bir veya iki kişi olmaksızın girmesin. Üçüncüsü şeytan olur." ..Yani onları baştan çıkarır… [Buhârî,  Nikâh 111, Cihâd 140, 181; Müslim Hacc 424, (1341).]

Bugün sokaklar, medya, karma liseler, üniversiteler vs.; özellikle genç erkekleri özendirici, tahrik edici, beraber olmaya, hatta zinaya teşvik edici açık-saçık kıyafetlerle kaynıyor…

İşte bu gayrimeşru kılık kıyafetler, hep ‘bu haram olan birliktelikleri’ TEŞVİK ETMEKTEDİR.

Hele bir de Allah inancından yoksun yetiştirildiyse, gayrimeşru flörtlere, gayrimeşru bebek ölümlerine ve kadın cinayetlerine kim engel olabilir ki?

ŞİMDİ SORUYORUM SİZLERE:

Allah aşkına; insanlığı yaratan Yüce Yaratıcının prensipleri, yarım asırdan beri tüm okullarımızda öğretilseydi ve uygulansaydı, bu vahşi cinayetler hiç yaşanır mıydı?..

Bu ihmaller nedeniyle de, “kız-erkek arkadaşlığı” adı altındaki gayrimeşru birlikteliklerle, kıskançlıklar, kavgalar ve cinayetlerdeki artış, maalesef çığ gibi büyümektedir…

Günümüzdeki anne ve babaların, “ders çalışma” gibi masum görülen yaklaşımlara ve “erkek veya kız arkadaş” birlikteliklerine müsamaha ettikleri için, nasıl ciddi hatalar yaptıkları, hatta acı ve gözyaşlarına sebep olacak cinayetler işledikleri, artık çok net görülüyor ve biliniyor.

 

Bunların tohumları da, maalesef “KARMA EĞİTİM” adı altındaki tuzaklarda atılıyor…

ÇÖZÜM İÇİN; Tüm okullarımızda, Din, İman ve ahlâk Eğitimleri de özendirici ve zorunlu olmalıdır.

Aile büyüklerinin, Devlet ricâlimizin ve özellikle de ilgili Bakanlıklarımızın, bu konuya titizlikle eğilmeleri ve bu rezaletleri teşvik edenlere, ciddi tedbir almaları dileklerimizle…

Aksi halde; Kız-Erkek arkadaşı cinayetleri, süratle artarak devam edecek… Vesselâm.

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER