Prof. Dr. Faruk ŞEN
  • 15/12/2017 Son günceleme: 15/12/2017 19:01
  • 14.135

Türkiye kendi iç ve dış sorunlarıyla mücadele ediyor.

Suriyeli mülteciler Suriye’de Rusya’nın olaya müdahil olması, Irak sorunu, İran’ın yavaş yavaş Türkiye’ye baş kaldırması gibi gelişmelerle meşgul olarak Türkiye’nin gündeminde Kıbrıs yok. Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıslı Rumlarla çok sıkı bir görüşme trafiğine girdi. Büyük bir olasılıkla çözüme bu yılsonu yaklaşacak. Bu çözümde Kıbrıslı Türklerin hakları ne açıdan korunuyor bunlara bakmakta bir yarar var. Konuları alt alta sıralarsak olaylar ciddi bir şekilde ortaya çıkar.

Kıbrıslı Rumların Kuzey Kıbrıs’taki mülkiyet sorunu tartışma açısından taleplerine göre 30 milyar dolarlık malvarlıklarını ya geri istiyor ya da paralarının verilmesini talep ediyorlar. Buna karşılık Kıbrıslı Türklerin güneyde bırakıp kuzeye gelmeleri sırasında bu bölgede kalan mallar konusunda hiçbir görüşme yok. Bu konuyu Mustafa Akıncı ve KKTC gündeme getirmiyor. Bu Kıbrıslı Rumlara verilen büyük bir taviz.

Yuvarlak hesaplara göre Kıbrıslı Türklerin de Rum tarafında takriben 10 milyar dolarlık bir malvarlığına sahip oldukları da ortaya çıkıyor. Böyle bir tartışma olsa anlaşma Türkiye’nin aleyhine olmaz. Bu tazminatların karşılıklı olması şart. Ödeyecek gücün AB, IMF veya ABD gibi ülkeler olması ve bunların paylaşması gerekmektedir. Türkiye bu konuda sorumluluk almamalıdır.

KKTC’de uzun süredir yaşayan ve KKTC vatandaşı olan Türkiye’den gelen insanlara herhangi bir negatif yaklaşım veya olay gerçekleşmemelidir. Mustafa Akıncı, 1974’te Türkiye’nin yaptığı Barış Hareketi çerçevesinde gelen insanlara kendi insanları gibi sahip çıkmalı ve bunların olası bir birleşme halinde eşit şanslara sahip olmaları lazım.

Bir gazetede yayınlanan Alman modelinin Kıbrıs’a uygulanması Geothe Enstitüsü’nün ortaya attığı bu fikir, hiçbir şekilde Kıbrıs için geçerli değildir. Birleşen Doğu ve Batı Almanya insanları aynı ırk, aynı din ve aynı dile sahip insanlardır. Yalnız bir savaştan sonra savaşı kazananlar tarafından zorla ayrıştırılmışlardır. Bu konuda Alman modeli Almanlar tarafından her zaman gündeme getirilmekte fakat belli bir tutarlılığı olmamaktadır.

İki ülkenin birleşmesi halinde dönemsel başkanlıktan çok üst devlette iki ülkenin milletvekili sayısı eşit olmalı ve dış temsilcilikten tutun diğer kararlarda önümüzdeki yıllarda Kıbrıslı Türklerin aleyhine kararlar alınmamalıdır.

Doğalgaz geliri iki taraf tarafından eşit paylaşılmalıdır. Buna karşılık Türkiye’den getirilen su Türkiye Cumhuriyeti’nin KKTC’ye yaptığı bir katkıdır. Kıbrıslı Rumlar bundan para karşılığında hak alabilirler.

Garantör devletler anlaşması her ne kadar İngiltere ve Yunanistan bu konuda hak iddia etmeyi bırakmış olsalar da Türkiye 1963 anlaşmaları çerçevesinde Kıbrıs’ta bir güç bulundurma hakkına sahip olmalıdır.

Kıbrıslı Türkler Avrupa Parlamentosu’nda ve Avrupa Konseyi’nde eşit düzeyde Rumlarla birlikte yer almalıdırlar.

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz