Ekrem TUNCER
  • 06/12/2015 Son günceleme: 06/12/2015 14:54
  • 6.041

İslam coğrafyasında kan ve gözyaşının eksik olduğu bir gün var mı?

Nerede bir acı varsa; o topraklarda İslam bayrağı dalgalanmaktadır. İç savaşlar, entrikalar, krizler, isyanlar, şiddet gösterileri, canlı bombalar, kavgalar, keşmekeş almış başını gidiyor. Ülke ülke analiz yapmaya kalksak ne bu sütunlar kifayet eder, nede sizin okumaya vaktiniz kâfi gelir. 

Türkiye'de bu acı ve ızdıraptan payını maalesef almaktadır. Ateş bize de sıçramıştır. İşin doğrusu ateş çemberindeyiz. Ya da daha doğru bir ifadeyle; tüm bu kargaşa ve güvensiz ortamın asıl sebebi biziz! Çünkü biz İslam coğrafyasına, Ortadoğu'ya liderlik yapmış, Avrupa'ya medeniyeti getirmiş, geçmişinde mazlum milletlerin umudu, zalim devletlerin korkusu olmuş Osmanlı'nın torunlarıyız. Asıl hedefte olan bizim Anadolu'muzdur. Biraz daha açarsak; Büyük İsrail Projesinin gerçekleşmesi amacıyla Ortadoğu'da kan gövdeyi götürmektedir. Bu kargaşa ortamı: Siyonist terör devleti İsrail'in arz-ı mev-ud hayali peşinde koşan bir avuç sapkın düşünceli elitlerin eseridir. Nedir bu hayal? Fırat ile Dicle arasındaki toprakların kendileri için vaat edilmiş topraklar olduğu ve tüm insanların kendi üstün ırklarına hizmet için yaratılmış olduğu inancı. Adamlar bu kadar hayalperest, aşağılık ve zalim bir düşüncenin esiridirler.

Pekiyi biz ne yapıyoruz? Siyonistlerin kurduğu bu sahnede figüranlık, seyircilik veya arada bir başrol oynuyoruz. Meseleye doğru yerden bakmadıkça kesin çözüm mümkün değildir. Maalesef toplum olarak olayların esiri olmaktan, gerçekleri ve oyun kurucuları hep gözardı ettik. 

Gelelim bu olaylar zincirinin son halkalarından Tahir Elçi'nin öldürülmesine..

Türkiye'nin gözü önünde polislerimizin ve bir hukuk insanının katledilmesine şahit olduk. Bu olay üstüne neler söylenir neler? Elçi'nin o meşhur (PeKeKe terör örgütü değildir, silahlı bir siyasi harekettir) sözleri akla gelir ve 'Takdir-i İlahi' denilebilir. Ama bu işin kolaycılığı olur. Olay tabii ki Allah'ın takdiridir. Buna itirazımız yok. Ama Akit gazetesinin olayın hemen ertesi günü 'Al sana Terör' manşetindeki gibi bir 'İlahi Adalet' vurgusunu doğru ve yerinde bulmak inançlı insanların işi olamaz. Öncelikle şunu da belirtmek isterim. Sırtımız da yumurta küfesi yokken ahkâm kesmek en kolayıdır. Ne demek istiyorum: Batı'dan Doğu için yorum yapmak hiç ama hiç doğru değildir. Ömründe o illere gitmemiş, havasını solumamış, suyunu içmemiş, Kaosunu görmemiş, soğuğunu yememiş insanların; oradaki kişilerin açıklama ve davranışları üzerinden eleştiri ve yönlendirme hatta akıl verme garabetlerini anlamış değilim. 

Tamam, bende Elçi'nin sözlerini doğru bulmuyorum. Halkımızın büyük çoğunluğu da doğru bulmamıştır, İçine sindirmemiştir, eleştirmiştir ve kızmıştır. Ama bu şekilde can vermiş olmasına da 'oh' olsun diyemeyiz. Bir kimse veya topluluk; ne söylerse söylesin, eline silah almadığı müddetçe ölümü hak etmemeli

Tahir Elçi; bir terörist değildi. Yanlış düşünceleri olan bir kişi olabilir. Ama bu şekilde hayatının son bulması, onun belki de günahlarına kefaret olacak ve onu eleştiren birçok kişiden daha temiz olarak ebedi âleme uyanacak.

Peygamber Efendimiz; (sav.) 'Ölülerinizi hayırla yad edin' buyurmuşlardır. Peygamber'i duruş ve İslam ahlakının gereği, Elçi'yi bu minval üzere konuşmalıydık. Ama maalesef birileri onun cansız bedeninden siyasi çıkarım peşine düşerken, bir takım kendini bilmezler de onun naaşının resmiyle sosyal medyada 'engin' fikirlerini yazdılar. O resim ve yazılara baktıkça gözümün önüne sırtlan ve çakallar geliyordu. Gerçekten yazık. Ölümün soğuk yüzünden bile ders çıkaramayan bir toplum olmuşuz.

Elçi'yi kim öldürdü?

Yok, faili meçhulmüş, cinayetmiş, suikastmış, kaza kurşunuymuş... Yahu her şey kameraların önünde cereyan ediyor. Adamcağız çatışmanın ortasında kalmış. Öyle bir kargaşa var ki polisler 1 metreden önündeki 2 teröristi vuramıyor. Niye acaba? Beceriksizliklerinden mi? Yoksa sivildir zannıyla mı? Bir şey savunurken, söylerken biraz hesaplı olalım lütfen. Sokağa çıkma yasaklarını eleştirenler, bunu şova dönüştürenler, şimdi de kalkmışlar; yok Elçi'yi polis öldürdü propagandası yapıyor. 

Ne kadar iğrenç insanlar bu HDP'li bazı siyasetçiler! Resmen çamur politikası yapıyor yüzsüzler. Adamın hem ölümüne sebebiyet vereceksiniz hem de 'yavuz hırsız' misali olay aydınlansın diye martavallar okuyacaksınız. Son Zamanlarda katillerin öldürdükleri kişilerin cenazelerine katılmaları adet haline geldi. Hatta öyle ki katılmasalar tepki göstereceğiz!

Doğuda belediye araçlarıyla Hendekler kazacaksınız, belediye çalışanlarını teröristlerden seçeceksiniz, polis masum insanlar ölmesin diye; sokağa çıkma yasağı ilan edince, 'Halkımız baskı altında' açıklamaları yapacaksınız.

Sokağa çıkma yasakları kalksın ve her gün yeni Elçi'ler ölsün, sizde propaganda yapın. Ne güzel olur dimi? İçinizde hardal tanesi kadar insanlık ve vicdan kalmamış. 

Allah; acılar üstünden çıkar amaçlayanların, hesaplarını kendilerine döndürsün. Âmin.

Yazarın Yazıları