Yaşanan sel felaketiyle gündemi uzunca bir süre meşgul eden Beykoz, en az sel felaketi kadar insanları derinden yaralayan bir başka konuyla gündeme geldi.
Aslında bir değil birkaç konu var. Bunlar arasında İsmet Acar ve Paşabahçe İlköğretim Okulu’nda yaşanan yıkım kargaşası başlıca olanları.
Yine açık ve dikkatli konuşmamız lazım ki, diğer bir çok konu da olduğu gibi bu konuda da birileri hakkımızda dedikodu üretmesin. Belki bu yazıyı kullanarak vatandaşımızı bize karşı tahrik etmek isteyenler olacaktır. Fakat, inanıyorum ki, vereceğim detayların iyi incelenmesi durumunda söylediklerimizin doğruluğu anlaşılacaktır.
Beykoz’da şu ana kadar beş belediye başkanı görev aldı. Her seçim öncesi adaylar, Acarlar’ı seçim malzemesi olarak kullandı. Seçmene; imar, eğitim, işsizlik, zam, kadrosuzlara kadro vaatlerinde bulunan siyasiler, bunların yanında birde Acarlar kategorisi oluşturdu. Bugün, imar problemini çözemeyen, memura istediği zammı vermeyen, Beykoz’un gözbebeği olan fabrikaları kapatan siyasi iradeye seçmen hangi gözle bakıyorsa, Acarlar’ı da aynı çerçevede değerlendiriyor.
Fakat, ne acıdır ki, halkın Acarlar’ı suçlamasına yol açanların aynı derecede suçlu olduğu açıkça görülüyor. Çünkü, Beykoz’un bir tarafı konaklarla bezenirken, diğer tarafında kentsel dönüşüm projeleri uygulamak için pazarlıklar yapılıyor.
Yani, anlayacağımız o ki, Beykoz’un üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Ülke gündemi Acarlar’ın yapılaşma iznini % 6’dan % 96’ya çıkardığı iddialarıyla sarsılırken, Büyükşehir Belediyesi, Paşabahçe İlköğretim Okulu’ndaki iki tahta parçasını sökmek için 35 kişilik zabıta grubuyla Beykoz’a çıkarma yapıyor. Burada özel bir teşebbüs olduğu o kadar sırıtıyor ki, insanın sinirlerini yerinden oynatıyor.
Siyasiler, Acarlar’ı kullanarak halkın eline verdiği silahla, yine Beykoz halkını vurmaya çalışıyor. Halkın, okuldaki yıkım esnasında “git Acarlar’ın villalarını yık” diye bağırması tehlikenin büyüklüğünü gözler önüne seriyor. Olayın iki gün sonrasında Eğitim Bir-Sen’in yaptığı basın açıklaması esnasında açıklamayı dinlemeye gelen vatandaşların arasına girerek, Acarlar ve Muharrem Ergül’e karşı tahrik oluşturulmaya çalışılması oynanmak istenen oyuna sadece çanak tutmaktır. Acarlar tartışmasının devam ettiği bir esnada bu tarz bir yıkımın yapılma girişimleri kesinlikle tesadüf değildir.
Beykozlunun elinde sadece imar problemi silahı vardır. Ve bu imar probleminin çözümüne ilişkin adımların atılmasını sağlamak için zaman zaman Acarlar gündeme getirilse de, bu saatten sonra halkın Acarları tartışma konusu yapma olanağı kalmamıştır. Daha önce mahkeme kararı neticesinde Acaristanbul’un yapımı durdurulmuş, Acar İş Merkezi inşaatı da Beykoz Belediyesi tarafından mühürlenmiştir.
Fabrikaları kapatılan, gündüzleri nüfusu 150 bine düşen Beykoz’un, Ankara ile irtibatı iyi kurulamamıştır. Ankara, Beykoz’a yaklaşımıyla halkın gönlünü kazandığını zannederken, kaybetmiştir. Acar tartışmasıyla birlikte, okulda yıkım yapılmaya çalışılması sadece ve sadece iktidarı baltalamak isteyenlerin bir emelidir ve maalesef başarılmıştır.
Bunu nasıl anlarsınız bilmiyorum ama, Beykoz halkı kendi geleceği için Acarlar’a sahip çıkmalıdır. Bu sahiplenişle birlikte Acarlar’da siyaset malzemesi olmaktan çıkarılmalıdır. Orman Bakanı Osman Pepe sözlerinin altında ezilirken, AK Parti’nin Beykoz kadrolarını da sıkıntıya sokmuştur.
Bakın göreceksiniz, bu iş bundan öteye gitmeyecektir. İktidar, puan toplama uğruna girdiği bu işten puan kaybederek çıkacak ve Beykoz’a; en az sel felaketinin vermiş olduğu zararın birkaç mislini miras bırakacaktır. Beykoz halkı, çözüm için iktidara getirdiği siyasilerin durup dururken ürettiği sıkıntılarla baş başa kalacaktır.
Selam ve Sevgi ile
