Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Karpuzdan çok ötelere, ulvî seyahat

03 Ağustos Gününün “KARPUZ GÜNÜ” olduğunu, ben yeni öğrendim.

Belki de bu sene (2025) Dünya Meteoroloji Örgütüne (WMO) göre; son 55 senenin en sıcak yazını yaşadığımız şu kavurucu günlerde, karpuz çok fazla rağbet gördüğü için, “KARPUZ GÜNÜ” dikkat çekmeye başladı.

Karpuz gündeme gelince de; Dünyada 1200’den fazla karpuz çeşidi olduğundan, 2013’de Dünyanın en ağır karpuzunun Guiness Rekorlar Kitabı’na giren 159 kg ağırlığındaki karpuzdan, %95’inin SU olduğundan ve 90’dan fazla ülkede karpuz yetişmekte olduğundan bahsedildi.

Oysa KARPUZ Nİ’METİNİN, hepimizi hayretleri içinde bırakacak öyle çok özellikleri var ki, araştırıp incelendiğinde, tüm aklıselimi hayretler içinde bırakan o özelliklerinden HİÇ bahsedilmedi..

Bendeniz(75) 52 Senelik Araştırmacı Yazarlık hayatımda, her konunun ISKALANAN ve maalesef görmezden gelinen, çok çok önemli yönlerini araştırıp, sizlere saygı ve muhabbetlerimle sunmaktayım.

Bugün de, Karpuzun görmezden gelinen o ilginç ve ESRARLI yönlerini mütalaa edeceğiz.

karpuz e1754946071286Önce ENJEKSİYON SİSTEMİNİ HATIRLAYALIM:

Otomatik ‘Plâstik Enjeksiyon’ sistemlerini mutlaka bilirsiniz.

Hani çocuk oyuncaklarından, plâstik otomobil parçalarına, leğen, kova veya mandaldan, bilgisayar parçalarına kadar tüm plâstik eşyalar, bu enjeksiyon sistemiyle üretiliyor.

Torna tezgâhına benzeyen makinanın, huni gibi deposuna, toz şeklindeki plâstik ham maddesi konulur. Elektrik rezistanslarıyla ısıtılıp eritilen plâstik maddesi, ince delikten kalıba enjekte edilince, takılı olan kalıbın şeklini alıyor. Böylece kalıp değiştirilerek, isteğe uygun olarak binlerce çeşit parçalar elde ediliyor…

Burada en önemli faktör KALIPLARDIR. Bu kalıplar olmazsa, ince delikten çıkan sıvı plâstik, yığma bir şekil alacağından, hiçbir işe yaramaz.

Yani, yıllarca ve milyonlarca deneme yapsanız da, KALIPSIZ hiçbir oyuncak veya hiçbir otomobil parçası gibi, bir gayeye uygun tek bir parça ortaya çıkmaz. Bu çok nettir…

ŞİMDİ LÜTFEN ÇOK DİKKAT!

  • Şu dünya hayatında gördüğümüz her bir meyve ve sebze, her bir bitki, her bir yaprak ve çiçek, şu ‘enjeksiyon sistemi’ ile hem de tamamı KALIPSIZ oluş(turul)uyor…

Oluşuyor” kelimesi tesadüfü barındırdığı için, oluşturuluyor dedim.

Çünkü hazır plâstik eriyiği bile, milyarlarca kez kalıpsız enjekte edilse, bir gayeye uygun tek bir parça meydana getiremediğine göre, tek bir meyve de KALIPSIZ asla olamamalı.

  • Şimdi KARPUZDAN örnek verelim:

Bir karpuz sapından enjekte edilen özel terkipteki sıvı, hiçbir kalıp olmadığı halde, önce karpuza ait İMZA yerine geçen YAPRAKLARI ve karpuzun müjdecisi olan, o özel ve rengârenk çiçeği oluş(turul)uyor.

Çiçeğin çıkış deliğinde hiçbir kalıp olmadığı halde, nasıl oluyor da nohut büyüklüğünde bir KARPUZ şekli oluş(turul)maya başlıyor?Bu hârika işler, hiç tesadüfen olabilir mi?..

Enjekteye devam ettirilerek, ambalajı olan kabuğuyla birlikte büyütülen karpuz, Güneş ısısıyla pişiriliyor. Üstelik te içine, karpuz neslinin devamı için programlanan, yüzlerce çekirdekler yerleştiriliyor…

Peki, o aynı sıvıdan, YAZ sıcaklarında şifa olan, dondurma lezzetinde, tadı damaklarımıza, gıdası midemize, rengi gözümüze uygun olan KARPUZ, nasıl oluyor da kalıpsız olarak meydana çıkıyor?

Acaba bu inanılmaz ve o Mühendislik harikası olan başarı; o incecik sapın, suyun, toprağın, minerallerin, atomların veya tesadüfün işi olabilir mi?

Bir de aynı mevsimdeki Tüm meyveleri, sebzeleri ve karpuzları düşünelim:

Her birimizin ihtiyacına ve zevkine uygun olan bu sayısız ikramlar ve KARPUZLAR, acaba kimin işidir?

Hele hele tesadüfen hiç olamayacağına göre, bu esrarengiz ve mucizevi faaliyetler ve bu ikrâmlar bizlere; Kâinatın tümüne hükmeden tek bir Yaratıcı olan Allah’ın cc Kudretinin, İlminin, Merhametinin, Cömertliğinin işi olduğunu haykırmıyorlar mı?

Peki, bizlere böylesine sayısız ikramlarda bulunan, Kendisini bu nimetlerin sunulmasındaki eşsiz sanat eserleriyle TANITAN Yüce Allah cc, en çok sevilmeye lâyık değil mi?..

  • Şayet O’nu cc tanımayı ve her şeyden çok sevmeyi ihmal edersek, biz de NANÖRLERDEN olmaz mıyız?

İbrahim Süresi, 7. Ayet: “Hani Rabbiniz size: ‘Şayet şükrederseniz, size olan nimetlerimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, şunu bilin ki benim azabım çok şiddetlidir’ buyurmuştu.”

Ankebût S. 66. Ayet: Kendilerine verdiğimiz bunca nimetlere nankörlük etsinler; yiyip içip sefâ sürsünler bakalım. Nasıl olsa yaptıklarının akıbetini yakında bilecek onlar!

ÖNEMLİ NOT:

Ayrıca, bu en KAVURUCU senede, Yüce Rabbimizin karpuzu böyle BOL ve bereketli göndermesi, üreticideki fiyatının sadece 1 (bir) liraya kadar düşmesi de; asla tesadüfen olamaz ve ek şükürleri ve tefekkürleri gerektiriyor… Vesselâm.

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER