Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın, Beykoz Kanlıca'daki bir firmaya ait yoğurdu hatalı bulması diğer firmaları da olumsuz etkiledi.
Firma sahipleri ayağa kalktı…
Sakkaflar markasıyla Kanlıca Yoğurdu üreten Muhammed Ali Sakkaf’ın yoğurdunun Bakanlık incelemesi sonrası hatalı çıkması ve bunun kamuoyuna duyurulması ciddi tartışmalara neden oldu.
Dost Beykoz'u telefon yağmuruna tutan diğer Kanlıca Yoğurdu üreticileri, 'bizim bir günahımız yok hatalı mal üreten firmanın bizi etkilemesini istemiyoruz' diye dert yandı.
Tarım Bakanlığı'nın bu açıklamasını 'Beykoz'da bir tek yoğurt kalmıştı' başlığıyla duyuran Dost Beykoz, yaşanan talihsizlik nedeniyle mağdur olduklarını söyleyen üreticilerin kapısını çaldı.
Kanlıca yoğurdunun üçüncü kuşak üreticilerinden Uğur Özdemir, Dost Beykoz'a yaptığı açıklamalarda Kanlıca yoğurdunun tarihi bir değer olduğunu ve yitirilmemesi gerektiğini söyledi.
Uğur Özdemir, Beykoz'un simgelerinden olan tarihi yoğurdun öyle her istenildiğinde bulunabilen bir ürün olmadığını söyledi.
'Kanlıca yoğurdu kadim bir değerdir'
Özdemir, "Kanlıca yoğurdu tarihsel bir markadır. Kadim bir değerdir. Bu yoğurt ya burada bizim kendi dükkânımızda satılır ya da sadece İstanbul'daki vapurlarda, köşklerde ve BELTUR’ UN kafeteryalarında, bazı üniversitelerde bulunabilir. Onun dışında marketlerde veya bakkallarda bulunması çok zordur. Çünkü beklemeye bekletilmeye gelmeyen bir üründür..." dedi.
Asırlık Kanlıca Yoğurdu'nu hala yaşatmaya çalışan iki aileden birisi olan Uğur Özdemir, yoğurdun güzel olmasında sürekli hatırlanmasının tek sebebinin doğallık olduğunu ve kullanılan sütün de Beykoz'un sütü olduğunu dile getirdi.
'Her gün 1,5 ton sütten, yoğurt üretiyoruz'
"Bizim kullandığımız sütler hala Beykoz'un köylerinden geliyor ve her sabah taze süt gelir. Bizler her gün ürettiğimiz yoğurdu her sabah yeniden imal ediyoruz.” Şeklinde konuşan Özdemir, “kullandığımız maya da kültür mayası değil, bir önceki gün kullandığımız yoğurttur. Bu yoğurt en fazla 7 gün durabilir. Güneşte beklediğini varsayarsak eğer, bir saat sonra bozulur. Her gün 1,5 ton sütten yoğurt yapıyorum" dedi.
Özdemir, Tarım Bakanlığı'nın özellikle gıda üreticilerine yönelik caydırıcı ağır cezalar uyguladığını fakat buna rağmen gelinen noktanın çok üzücü olduğunu söyledi.
Özdemir şöyle konuştu:
'İşin özü dürüst olmak… Hiçbir şekilde yanlışlık bulamazsınız!'
"Tarım Bakanlığı iki ay da bir gelir bizim yoğurdumuzdan ve sütümüzden numuneler alır. Bunlar kontrol edilir ve raporlar yazılır. Neredeyse bir asırdır bu işi yapıyoruz hiçbir şekilde yanlışlık bulamazsınız. Bu işin özü her şeyden önce dürüst olmaktır. Doğallığı her zaman için ön planda tutuyoruz. En ufak bir olumsuzluk yoktur. Titiz olmak zorundayız, imalathanelerimiz iki günde bir temizlenir, hafta bir gün de genel temizlik yapılır.”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Sultan Ahmet Meydanı'nda düzenlediği 'Asırlık tatlar ve Sanatlar' etkinliğinde altı yıldır stant açarak, Kanlıca Yoğurdu'nu tanıttığını söyleyen Uğur Özdemir, “Kanlıca Yoğurdu, 'Osmanlı Devleti'nden Cumhuriyete bırakılmış bir mirastır' dedi.
'Kanlıca yoğurdu lekelenmemeli...'
Tarım Bakanlığı’nın açıkladığı hatalı ürünler listesine de değinen Uğur Özdemir, “ben bu açıklanan listeden sonra vatandaşların kesinlikle endişelenmemesini istiyorum. Bu tarihsel kanlıca yoğurdunu yapan üç aileden birisi benim, hala sağlıklı ve doğal bir şekilde üretime devam ediyoruz. Kanlıca Yoğurdu tarihsel bir kültürdür, kirletilemez, kirletilmemesi gerekiyor. Ham maddesi bellidir; süt ve mayadır. Temel olarak en başta Kanlıca Yoğurdu Osmanlı saraylarından Cumhuriyete kalan bir mirastır. Böyle birkaç insanın yaptığı yanlışlar nedeniyle Kanlıca Yoğurdu gibi markalaşan bir ürünün lekelenmesini istemiyoruz. Beykoz'un çayırlarında beslenen hayvanların sütünden yapılıyor ve kesinlikle fabrikasyon üretimi değildir. Herkesin içi rahat olsun." dedi.
Kanlıca yordu nasıl olmalı ve nasıl servis edilmeli?
Kanlıca’da bir yoğurt üretici olan Ahmet Nazlı'nın oğlu Taner Nazlı'da Kanlıca Yoğurdunun nasıl olması ve nasıl servis edilmesi gerektiğini anlattı.
Yaşanan durumdan üzüntü duyduklarını ve Kanlıca yoğurdunu hala aslına uygun bir şekilde üretilmeye devam ettiğini söyleyen Taner Nazlı, "aile olarak yaklaşık 80 yıldır Kanlıca Yoğurdu üretiyoruz” dedi.
'Sütün kalitesinden bile fark edilir'
"Kanlıca Yoğurdu’nun üretilmesi için tek bir yol var. Onun dışında yapılan her yöntem yanlıştır. Uğur Çok meşakkatli bir iş ve bir yoğurdun servis edilebilmesi için en az 12 ile 15 saat arasında geçmesi gerekiyor. İşin özü zaten tazeliktir. Başka hiçbir şekilde olmamalı, olmaması da gerekiyor. 3-4 Gün bekleyen sütlerle üretim yapan firmalar var… Böyle olmaması gerekiyor. Sütün kalitesine göre de fark ediyor. Bir yarım yağlı ve bir tam yağlı süt vardır. Bunun bulunması oldukça zordur. Tam yağlı süt tabi maliyeti de arttırıyor."
Taner Nazlı ilk olarak yoğurt üretiminin Kanlıca’da dedesi Mehmet Nazlı tarafından yapılmaya başlandığını söyleyerek zaman içerisinde bir tutkuya dönüştüğünü anlattı. Gençlerin hayvancılığa ilgi duymadığını cazip gelmediğini de belirten Nazlı, gerçek Kanlıca yoğurdu ile farklı ürünlerle üretilmiş yoğurdun hemen fark edilebileceğini söyledi.
Taner Nazlı, şöyle devam etti:
'Kötü maddelerle üretim yapanlar var!'
"Bitkisel yağ, vücut damarlarını tıkayan bir maddedir. Bu yağ zamanla vücut içerisinde kaldıkça birikiyor ve sertleşiyor. Bu zaman geçtikçe farklı hastalıklara da yol açabiliyor. Ne de olsa yenir gider diye düşünerek kötü maddelerle üretimler yapılabiliyor. Söz konusu aileyle ilgili İlçe Tarım Müdürlüğü'nün ciddi girişimleri vardı ve son olarak Tarım Bakanlığı noktayı koydu. Bu yoğurdun orijinalini tadan bir insan zaten bir daha ki defa farklı ürünler kullanarak üretilmiş yoğurdu yediğinde aradaki farkı mutlaka anlar. Zaman içerisinde, ‘Kanlıca yoğurdunun da aslında öyle bir farkı yok yoğurt işte’ diye eleştirenleri duyuyorum. Olabilir ama işte o gerçek Kanlıca yoğurdu değil."
Dost Beykoz / Özel Haber
