Başımıza ne zaman geleceğini bilmediğimiz ve belki bizleri en çok korkutan kalp krizi durumunda neler yapmamız gerektiği hakkında yeterince bilgi sahibi miyiz?
Her ay bahsettiğimiz kaza anında yapılması gereken müdahalelerin yanında ani gelişen hastalık zamanlarında da uygun yardımda bulunmak kişilerin ve bizlerin hayatı için oldukça önem taşımaktadır. Özellikle kalp krizi, hızlı ve doğru müdahale edilmesi gereken ciddi bir durumdur. Kalp krizi genetik faktörlere bağlı olduğu kadar kişilerin yaşam tarzına da bağlıdır.
Hareketsiz yaşam, sigara kullanımı hatta yanlış beslenmeye kadar uzanan faktörler kalp krizi vakalarını da beraber getirmektedir. Üstelik eskiden genel olarak büyüklerimizden duyduğumuz bu vakalar, maalesef ki küçük yaşlara kadar inmiştir. Şiddetli göğüs ağrısı yaşandığında bu durum kalp spazmı, hazımsızlık veya kas ağrılarıyla karıştırılabilir. Belki gerçek sebep tamamen saydıklarımızda olabilir fakat aksi ispat edilene kadar yaşanılan şiddetli göğüs ağrılarının kaynağının kalp krizi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kişide yoğun sıkıntı hissi, mide bulantısı, terleme, kusma gibi bulgular görülebilir. Ağrı, mide boşluğunda başlayarak omuzlara, çeneye ve sol kola doğru yayılır. Genellikle kravat bölgesi olarak tanımladığımız boyun bölgesinde görülür. En önemli belirtilerinden bir diğeri ise nefes alıp vermekle bahsedilen ağrının şiddetinin değişmemesidir. Kalp krizi geçiren kişiler genel olarak belirtileri ve yaşadıkları ağrıyı tarif etmek için sanki göğsüme fil oturdu ifadesini sıkça kullanmaktadır. Peki böyle bir durumda yapılması gereken uygun ilkyardım nedir? Veya kendi başımıza geldiğinde neler yapmamız en sağlıklısı olacaktır?
Yukarıda saydığımız belirtileri fark ettiğimiz hastayı mutlaka oturtmalı ve rahat bir pozisyona getirmeliyiz. Mümkünse yarı oturur pozisyona almak kişiyi rahatlatacaktır. Ayakta durması veya yatırılarak ayaklarının havaya kaldırılması doğru değildir. Bu şekilde kalbe çok daha fazla yük binmiş olmakta ve durum daha ciddi bir hal almaktadır. Hastanın kendi kullandığı kalp ilaçları varsa alması için yardımcı olunmalıdır.
Kesin olarak kalp hastası tanısı konulmayan kişilerde dil altı hapının alınması şiddetli baş ağrısına ve tansiyon düşüklüğüne sebep olabilir. Tansiyon düşmesi sonucu ise hasta baygınlık geçirebilir. Bu sebeple eczaneden alınan veya kendi kullandığımız ilaçların bilinçsizce verilmesi yanlış olacaktır. Bu şekilde olay yerine sağlık ekiplerinin gelmesini beklemeli veya hızlı bir şekilde hastayı sağlık kuruluşuna götürmek gerekmektedir. Sırt veya kalp bölgesine masaj yapılmaması gerekmektedir.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi kalp krizi mutlaka müdahale gerektiren bir durumdur. Ağrı uzun sürelidir. Dinlenmeye alınan hastanın ağrılarında azalma veya kesilme söz konusu ise, yani ağrı kısa süreli ise kişi kalp spazmı geçirmiş olabilir. Fakat bu ihtimallerin yanında kalp krizi riskini her zaman göz önünde bulundurarak kişiyi mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna götürmek gerekmektedir.
Tek başınıza olduğunuz bir anda şiddetli göğüs ağrısı yaşamaya başladıysanız hemen oturmalı veya uzanmalısınız. Gerekli ekiplere haber vererek kendinizi yormamanız önemli olanıdır. Sağlık ekiplerini aramak elbette doğrudur fakat böyle bir durumda evinizi bilen bir yakınınızı arayarak durumu hızlıca anlatmanız ve yardım istemenizde doğru olacaktır. Kapıyı açık bırakmanız gelen ekiplerin size ulaşmasını kolaylaştıracaktır.
Kullandığınız ilaçlarınız varsa mutlaka almalı ve efor sarf etmeden rahat olduğunuz bir pozisyonda beklemelisiniz. Soğuk veya sıcak duşa girmek tehlikeli olacaktır. Özellikle soğuk su damarların büzüşmesine yol açabilir. Kuvvetli şekilde öksürmekte aynı şekilde bu durumlarda yapılan yanlış uygulamalardan biridir. Öksürmek damarlarınızı daha fazla zorlayacaktır. Bu yüzden hastalara da aynı şekilde kuvvetli bir şekilde öksürmesini söylemek durumun gidişatını negatif yönde değiştirebilir.
Yaşanılan şiddetli göğüs ağrısı sebebi her ne olursa olsun, aksi bir tanı konulana kadar kalp krizi olarak değerlendirilmelidir. Bu şekilde olası tehlikeli durumların önüne geçmek kolaylaşacaktır. Nerede ve ne zaman başımıza geleceğini bilmediğimiz bu durumun mutlaka müdahaleye ihtiyacı vardır.
