Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Kadir Gecesi; son 10 gecede!

Bu sene Kadir gecesi anlayışının yanlışa doğru kayma göstermesi nedeniyle, Kadir gecesiyle ilgili kaymaları, yanlış anlamaları, ülfeti ve sapmaları birlikte ele alacağız.

Tâ ki bu kudsî gecenin, bir ömürlük erişilmez avantajlarına (iskalamadan) nâil olalım, inşaallah…

Evet, Kadir gecesi Yüce Rabbimizin biz günahkâr kullarına çok önemli bir müjdesi ve hediyesidir. (*1.) Dünya sınavımızı kaybetmememiz ve mutlaka kazanmamız için, bir takım ülfet ve gafletlerimiz yüzünden kaybettiklerimizi ve mutlak açıklarımızı kolaylıkla kapatmamız için, bizlere çok ciddi bir fırsat tanımasıdır. Çünkü ümmeti Muhammed’e hediye edilen bu gecede yapılan ibadetler, hayır ve hasenatlar tam bir ömre bedeldir. Kadir Gecesi, 1000 Aydan daha hayırlı, değerli ve faziletli bir gecedir. (*1’.)

Ancak, son yıllarda uyguladığımız ve alışageldiğimiz gibi, Kadir gecesinin Ramazanın 27. Gecesi olduğu kesin değildir. 27.  Geceye fiks edilmesi, hem imtihan sırrına hem de gizlilik preksibini ihlâl eder. Çünkü Hikmet-i İlâhî olarak bu çok değerli gece, Ramazan Ayı içinde gizlenmiştir. (*2.) Allah Resulü ise biz ümmetine ,“Kadir gecesini, Ramazan ayının içindeki son on günde arayın” (*3.) gibi, bazı bilgiler ve ipuçları vermiş. Peygamber varisleri hükmünde olan gelmiş-geçmiş İslâm âlimleri ise kendi dönemlerinin hususiyetleri ve özel ipuçları gereği, son on günün tek rakamlı günlerinde olma ihtimalinin yüksekliğine dikkat çekmişlerdir. Meselâ; İmamı ŞA'RANİ Hz.’nin 'Kadir Gecesi' ile ilgili (30 Senelik tecrübesine dayanarak) paylaştığı tavsiyesi şöyledir. ''Eğer, Ramazan Ayı Cumartesi Günü başlarsa, Kadir gecesi de Ramazanın ikinci yarısında ve son on günündeki 'Tek Geceler'den olan, Cumartesiyi Pazara bağlayan ilk gecede olduğu kuvvetle muhtemeldir” … Ayrıca Ramazanın 21, 23, 25, 27, 29. Gecelerinde aranması gerektiğine dair Hadîs-i Şerifler olduğu gibi, bazı senelerde de Kadir Gecesinin, Ramazan'ın 1., 17. ve 19.  gecelerinde olduğuna dair Rivayetler de vardır. Yani her sene değişken olduğu, daha kuvvetle muhtemeldir…  

Tekrar hatırlatıyorum; bu rakamlar sadece lokal ipuçlarıdır. Bizim itikadımız, Allah cc. Resul’ünün SAV buyurduğu gibi, Ramazanın son on gecelerini Kadir gecesi bilerek, her geceye hassasiyet göstermektir. Kesin olarak Kadir gecesi Ramazanın “27. Gecesi” diye otomatiğe bağlanmak, doğru olmadığı gibi, mü’minleri diğer gecelerde atâlete ve gaflete sevk ederek, bu muhteşem avantajı kaybettirebilir. Maalesef son zamanlarda insanları teslim alan Sekülerizm (dünyevileşme) hastalığı, Pragmatizm (Faydacılık, pratik çözümler üretme) Felsefesine göre hayatı, düşünceyi, eylemleri, hatta ibadetleri bile düzenleme anlayışı, Müslümanlara da bulaştı. Şeytanın bir hilesi olarak bu ‘kolayına kaçma’ anlayışıyla, Gerçek KADİR GECESİNİN (bir ömürlük) çok önemli fırsatları bizlere kaçırtılıyor olabilir…

Evet, birçok önemli fırsat ve avantajlar İlâhi hikmetler gereği (Kıymetleri bilinsin ve o zaman diliminin tamamı ibadet ve taatle değerlendirilsin diye) gizlenmiştir. Şöyle ki: Cuma Günü içinde, duaların kabul olacağı AN gizlenmiş. Ramazan Ayı’nda, (Bin Ay'dan üstün olan) Kadir Gecesi gizlenmiş. İnsanlar içinde, Evliya ve  Hızır AS gizlenmiş. Ömür içinde de, Ölüm gizlenmiş. Tâ ki; İnsanlar hiçbir zaman gaflete düşmesinler ve daima dikkatli, hüşyâr ve uyanık olsunlar. Ömürlerinin, Cuma Günü’nün, Ramazan Ayı'nın, Kadir gecesinin fazilet ve heyecanını iç dünyalarında daima  yaşasınlar. Her geceyi Kadir, her geleni Hızır bilip, hiçbir günü basit ve hiçbir İnsanı hor görmesinler. Oysa şimdi bizler; “Bin Ay'dan daha üstün bir Kadir Gecem var. Bir de Umre yaptım mı! Tamamdır.” diye düşünmeye başladık. Bu manevî hastalığın İslam literatüründeki adı ÜCUP’TUR ve insanı ebedî bir felâkete sürükleyebilir. Bu durum Zâriyat sûresindeki “İnsanların ve Cinlerin Ancak ve ancak İBADET için yaratılma” murad-ı İlâhisine de uymuyor…

Ramazan ayının 27. Gecesinde “Kadir Gecesi” inancıyla dolu-dolu ibadetler etmek, dünyevi işlerden sıyrılarak maneviyata odaklanmak, sabahlara kadar (en önemli bir ibadet olan) Kur’ânı Kerim okumak elbette çok güzeldir. Ancak Ramazan ayının son on gününün diğer günleri, özellikle tek rakamlı günleri de asla ihmal edilmemelidir. Dikkat çekmek istediğim budur.

ÇOK ÖNEMLİ BİR TEPİT: Soru: “Acaba, Yüce Rabbimiz Kadir gecesine niçin bu kadar çok değer veriyor?” (*1.)

CEVAP: “Kur’ân-ı Kerim, bu gecede indirilmeye başlandığı için!”

TESBİT-TEFEKKÜR: “Acaba Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerimin inmeye başladığı bir geceye bu kadar değer verirse, Kur’ân-ı Kerimin indiği bir kalbe ve akla, yani ezberleyen ve hergün okuyan kişiye ne kadar değer verir?” ..İşte esas olan nokta budur…

Bilvesile; belki de Bugün olma ihtimali kuvvetli olan Kadir Gecenizi ve karşılamaya hazırlandığımız Ramazan Bayramınızı en içten dileklerle tebrik ve tes’îd eder, ülkemize, tüm insanlığa ve özellikle fitne içine düşürülmüş olan tüm İslâm alemine barış ve hayırlar getirmesi için Yüce Rabbimizden niyaz ederim…

DİPNOTLAR: *1.)  Kadr suresi, 97/3. Âyet.: “Kadir gecesi (ihtiva ettiği değer bakımından, içinde kadir gecesi olmayan) bin (gece değil, bin) aydan daha hayırlıdır.” 

*2.) Ramazan öyle bir aydır ki, insanlara yol gösteren, doğrunun belgelerini içeren ve doğruyu yanlıştan ayıran Kur’ân o Ayda indirilmiştir…” (Bakara, 2/185) İbnu Ömer (R.A.) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a Kadir gecesi Ramazan'ın hangi gününde? ..diye sorulunca. ‘O, Ramazan'ın tamamında!’ diye cevap verdi." (Ebu Dâvud, Salât, 324, (1387))

*3.) Hazreti Aişe'den rivayet ediliyor: “Resulullah hazretleri Ramazan'ın son on günü girince; ailesini ve mü’minleri uyarır, kendini tamamen ibadete verir, geceleri de ihya ederdi.”(Müslim: 1174) 

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER