Çok hoşuma giden bazı yazılardan istifade ettikten sonra, sizlerle beraber mütalaa etmeyi bir prensip edinmişim.
12.11.2022 Tarihinde şu aşağıdaki yazıya rastladım, okudum ve değerlendirmek için kopyalamıştım.
İŞTE O YAZI:
Geçen gün sosyal medya fenomeni bir arkadaşa, “Kaç takipçin var?” diye sordum.
-“Çoook” dedi, uçuk rakamlardan söz etti.
Nabzımı yoklamak için bana:
-“Senin de çoktur” deyip gözlerimin içine baktı.
-“Yok” dedim, “benim senin kadar çok takipçim yok. Hepsi, topu topu SEKİZ TANE” dedim. Şaşkınlıkla gözlerimin içine bakıyordu. Benden de uçuk rakamlar bekliyordu.
Merakını gidermek için saymaya başladım:
-Birinci ve en büyük takipçim Âlemlerin RABBİ ALLAH'TIR. Uykuda bile takip eder beni. O’nun cc takibinden gizli kalmak hiç mümkün değildir.
Sonraki iki adet takipçim ise; KİRAMEN KÂTİBİN melekleridir. İyi kötü, hayır veya şer, ne yapsam anında kayda geçerler.
Dördüncü takipçim ŞEYTANDIR. Ve takipçilerin EN TEHLİKELİSİDİR. Hayırla hiç işi olmaz.
Beşinci takipçim NEFSİMDİR. Tıpkı boynu bükük, masum yüzlü ama şımarık bir çocuk gibidir. AÇGÖZLÜDÜR ve DOYMAK NEDİR BİLMEZ!
Altıncı sıradaki takipçim: RIZKIMDIR. Şimdiye kadar bir vefasızlığını görmedim.
Yedinci takipçim de imtihan için olduğunu bildiğim MUSÎBET ve SIKINTILARIMDIR.
Çoğunlukla beni okşar gibi geçerler. Ama çoğu zaman da ziyareti uzayan bir misafir gibi oturdukları yerden bir türlü kalkmak bilmezler. Kimden geldiğini bildiği için, sabrederim.
Sekizinci ve son takipçim ise; ECELİMDİR, ÖLÜMDÜR!
Her an yanında taşıdığı mutlaka bir bahanesi vardır.
Trafik ve iş kazaları, kalp krizi, nefes yetmezliği, Korona vs. hastalıklar, seller, DEPREMLER vd. doğal afetler, savaş ve terör eylemleri, yaşlılık ve hastalık onun en çok kullandığı bahanelerdendir. Ben onu unutsam da o beni unutmaz, ense kökümde dolaşır durur.
Bütün takipçilerim bu kadar. Aslında bir tane daha var!
O da, siz beni mezarlıkta bırakıp gittikten sonra benimle kalacak olan SALİH AMELLERİM. “Benim gerçek dostum işte budur!” Çünkü kabirde bile benimle kalacak olandır O.
Bu paylaşımı inceledikten sonra, şu İlâhî Mesaj aklıma geldi:
“Yoksa İnsan, başıboş bırakılacağını ve yaptıklarından hesaba çekilmeyeceğini mi sanıyor?” (Kıyamet Suresi, 36. Ayet.)
- Yani, elbette TAKİP EDİLECEKSİN…
Ayetin devamında, (37’den-40’a kadar) insana niçin değer verildiği ve akıbeti de anlatılıyor. Şöyle ki:
“(Oysa insanın) Kendisi, akıtılan meniden bir damla su değil miydi? Sonra bir alâk (embriyo) yapıldı, derken (Allah, onu insan olarak) yarattı ve bir ’düzen içinde biçim verdi.’ Böylece ondan, erkek ve dişi olmak üzere bir çift meydana getirdi. Bütün bunları yapan, ölüleri diriltmeye kadir olmaz olur mu? Şimdi söyleyin; bütün bu harikaları yaratan Allah, ölüleri yeniden diriltmeye de kâdir değil mi?”
Evet, dostlar, şu dünya hayatımız gerçekte bir SINAV YERİ olduğuna göre, NİÇİN TAKİP EDİLDİĞİMİZİ DE, burada nasıl hareket etmemiz gerektiğini de, buradan nereye sevk edileceğimizi de, elbette ciddi bir şekilde araştırma yaparak, gerçekleri mutlaka öğrenmek zorundayız.
Aksi halde ömrümüzü gaflet içinde geçirirsek, Dünya sınavını da kaybetmiş oluruz ve Kabirde de, Haşirde de, Kıyamette de, Sıratta da, Mahkeme-i Kübra’da, Yüce Rabbimizin karşısında hüsrana uğrayanlardan ve Cehennemliklerden oluruz. Allah cc muhafaza eylesin.
Bu asla bir tahmin veya yorum değildir. Tedbir alalım diye Merhameti sınırsız olan Yüce Rabbimizin bizlere Kur’ân-ı Kerim vasıtasıyla yaptığı çok ciddi ikazıdır.
Dünyadaki sınavlarda KOPYA verilemediği halde, Yüce Rabbimiz bizlerin de gaflete dalıp Cehennemi hak etmememiz için, yani Cennetleri hak edelim diye bir nevi kopyasıdır.
Cehennem yolu gözükünce, yani iş işten geçtiği halde pişmanlık şöyle olacağını bile kopya veriyor:
“Onlar orada imdat istemek için şöyle feryat ederler: “Ey Ulu Rabbimiz! Ne olur, çıkar bizi buradan, dünyaya geri gönder de, daha önce yaptıklarımızdan başka, güzel ve makbul işler yapalım!” Allah onlara şöyle buyurur: “Biz, size, düşünüp ibret alacak, gerçeği görecek kimsenin düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size peygamber de gelip uyardı. Öyleyse tadın azabı! Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur!” [Fâtır/40. S. 11-12.] [43, 77-78; 17, 15; 67, 8-9.]
Allah cc kelâmından sonra, başka söze ne hacet? Vesselâm.
