A. Raif ÖZTÜRK
  • 22/06/2015 Son günceleme: 22/06/2015 23:33
  • 6.595

Yüce Rabbimiz “dua edin, duanızı kabul edeyim”, “Bana dua ediniz ki size icabet edeyim. (cevap vereyim.)” buyuruyor. (Mü’min Sûresi, 60. Âyet.)

Yüce Peygamberimiz ise te’yiden: “Allah'a dua eden herkese, Allah icâbet eder. (Cevap verir.) Bu icâbet, ya dünyada peşin olur, ya da ahirete saklanır yahut da dua ettiği miktarca günahından hafifletilmek suretiyle olur. ” (Tirmizî, Daavât 145)

Ben bu gün, Hadîs-i Şerîfteki “..peşin olur”a, müthiş bir örnek arz edeceğim:

Pakistanlı Dr. İşân Hüseyni yaptığı büyük hizmetlerden dolayı ödül almak için uluslararası bir konferansa gidiyordu. Uçağa bindi. Ancak yıldırım çarpması sonucu havada bir arıza olmuş ve uçak en yakın havaalanına inmek zorunda kalmıştı. Bir sonraki uçak 16 saat sonra kalkacaktı. Sinirlendi ve "O toplantıya muhakkak yetişmem lazım. 16 saat bekleyemem" diye bağırdı. Görevliler, gideceği şehrin 6 saat uzaklıkta olduğunu ve isterse araba kiralayarak gidebileceğini söylediler.

Acele yola çıktı ama aksilik bu sefer de yolda şiddetli yağmurdan göz gözü görmez olmuş ve selden dolayı araç yola devam edemez olmuştu.
Yol kenarında eski bir evin kapısına yanaşıp tıklayarak, hızla içeri girdi.

Yaşlı bir kadın içeride oturuyordu. Süratle ona "Telefonu verir misin telefon etmem lazım" dediğinde, kadın tebessüm ederek dedi ki: "Görmüyor musun evladım ne telefonu. Burada ne telefon ne de elektrik var. Geç içeri, az dinlen, yemek ye, çay iç sonra düşünürsün bu işleri, bak dışarıda fırtına kopuyor"…

Adam çaresiz az ısınarak yemek yedi ve çayını yudumlarken, yaşlı kadın da namaz kılıp uzun uzun dualar etti. Dikkatle baktığında yaşlı kadının bir beşiği salladığını ve beşikte çok küçük bir bebeğin hareketsiz durduğunu gördü.
-"Kimin bu bebek anacığım? Hayırdır, hem bu kadar uzun, hem de niçin ağlayarak dua ettin?"…

Yaşlı kadın, yaşlı gözlerle:
-"Hem annesinden öksüz, hem de babasından yetim olan torunumdur. Ağır bir hastalığı var. Bölgedeki hiçbir doktor çaresini bulamadı. Tâ uzaklarda İşan Hüseyni adlı bir doktor varmış. Çaresi ondadır dediler. Ancak o da çok uzakta olduğundan, birkaç gündür Allah'a dua ediyorum ki, Allah bu bebeğin işini kolaylaştırsın”...

Doktor İşan Hüseyni de ağlamaya başladı ve dedi ki:

-"Kalk anacığım kalk. Allah senin duanı kabul etti. Senin o hâlis duaların sebebiyle Allah, yıldırımlar çaktırıp uçağımızı zorla yere indirdi. Seller akıttı yolumuzu sana çevirdi ve sonunda beni size ulaştırdı. Dr. İşan Hüseyni benim… Allah’ın hâlis kullarına, böylece isteğini ulaştıracağına kalpten iman ettim. Bütün yollar kapanınca, yeri göğü yaratana sığın. Onun iltiması duadır…"

..Ve Dr. İşam Hüseyni, o ıztırârî duaya, O İlâhî cevap neticesinde, zorunlu olarak o hasta çocuğun tedavisini gerçekleştirdi.

Bediüzzaman Hz. Bu konuda: Kul, “DUA İLE NİYAZ İLE KÂDİR-İ MUTLAK’IN DERGÂHINA İLTİCA EDER... EĞER DUA ÇOK EDİLDİĞİ HALDE, BELÂLAR UZAKLAŞMAZSA, ‘DUA KABUL OLMADI’ DENİLMEYECEK, ‘DUANIN VAKTİ KAZA OLMADI’ DENİLECEKTİR. EĞER CENAB-I HAK FAZL VE KEREMİYLE BELÂYI UZAKLAŞTIRSA, NURUN ALÂ NUR, O VAKİT DUA VAKTİ BİTER KAZA OLUR…”

 “Benim çok büyük derdim var” deme. “Benim, her şeyden Büyük Allah’ım var” de ve ne isteyeceksen O’ndan iste…

Şu mübarek günler de dualarımızın kabul olmasına en müsait olan mümbit zaman ve zeminlerdir.

Gerek fert olarak, gerek memleket olarak ve gerekse İslâm âlemi olarak, çok büyük dertlerimizden ürkmek yerine, O her şeyden büyük ve haberdar olan O Büyük Allah’ımıza (şu yaşlı annenin yalvardığı gibi) cân-u gönülden yalvaralım.

Dualara böylesine icabet eden o Yüce Allah’ın, hiç umulmadık yerlerden, tahmin bile edemediğimiz çareler lütfederek, en güzel bir şekilde kabul ettiğini, hep birlikte göreceğiz İNŞAALLAH…

 

Yazarın Yazıları