Şeref KAÇMAZ
  • 06/06/2021 Son günceleme: 06/06/2021 16:24
  • 5.449

Rose Garden da Erdoğan - Obama görüşmesi, bir tarafta, bin yıl Dünya’ya Adaletle hükmetmiş İmparatorluğun devamı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Sayın Cumhurbaşkanı, diğer tarafta, Avrupa’nın ne kadar arsız, soysuz, yolsuz, dolandırıcı, köle taciri, at hırsızı varsa bir araya gelerek kurdukları, zalim, katil, sömürgeci ABD’nin kukla başkanı. Heyetler masanın iki tarafında, orta kısımda başkanlar karşı karşıya, mevzular derin, ortam gergin, Ege, Akdeniz, Kafkaslar, Kuzey Afrika, İran, İsrail… Derken konu Suriye’ye geliyor. Ortam daha da gerginleşiyor, Obama parmağını sallayarak “sizin Suriye’de ne yaptığınızı çok iyi biliyoruz” diyor ve ayağa kalkıyor, saygısızca, nezaketsizce salonu terk ediyor, arkasından ABD heyeti de salondan çıkıyor. Şaşkınlık içinde salonda yalnız kalan heyetimiz bir süre sonra salondan çıkıyor. Sayın Erdoğan, Rose Garden da yapılacak olan basın toplantısı öncesi ABD Başkan Yardımcısı Biden ile görüşüyor. Biden, Sayın Erdoğan’a Obama’nın tavrını açıklarken, El Nusra gibi aşırı dinci grupların desteklenmesinden duydukları rahatsızlığı ifade ediyor. Yani Biden aslında ‘’Siz kabul etmeseniz de, bağımsız Suriye’nin sınırları içinde terörist yapılara (El-Nusra) silah yardımı yaptığınızı biliyoruz’’ diyor. Tabi bu mesele uluslararası arenada çokça tartışıldı, özellikle FETÖ Terör Örgütü tarafından ispat edilme çabaları yaşandı, ancak ülkemizi zora sokacak bir durum alınmadı çok şükür. Hatta bu mesele Devlet sırrı statüsüne alınarak bu konuda yazan/konuşanlar hakkında yasal işlem yapıldı. Yaşanları dikkatlice İZLİ-YORUM.

Bugün, Devlet Sırrı ifşa edilerek, El-Nusra meselesini ispat niteliğindeki açıklamaların kime ne faydası var? Kurumların ve Makamların saygınlığı bir tarafa, Siyasiler umurumda değil, biri gelir biri gider, kimseyi kutsallaştırmanın gereği yok, bu topraklarda binlerce, Fetihler yapacak Fatih’ler, Fatih’leri doğuracak analar var Elhamdülillah. Bu konuda Aziz Milletimize ve bağrından çıkan, pırıl pırıl aslan gibi gençlerimize güvenimiz tam. Konumuza dönersek, bu meselenin Devletimize faydası olmadığı kesin. Bakalım bu taşın altında Kim ya da Kimlerin İZ’i bulunacak.

Konumuzla direk ilgili olmamakla beraber bir temennimi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir daha ne zaman olur bilinmez, belki çok kısa bir süre sonra belki yarın, belki yarından da yakın, Rose garden toplantı salonunda ya da Beştepe’de, konular görüşülüp mevzu Suriye’ye geldiğinde, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Sayın Cumhurbaşkanı’nın, masanın karşı tarafında oturan ABD başkanı ve ekibine karşı, ayağa kalkarak ve parmak sallayarak, ‘’Biz sizin Suriye’de, YPG ve PKK’ya kaç bin tır silah yardımı yaptığınızı, burnumuzun dibinde teröristleri eğittiğinizi çok iyi biliyoruz” diyerek salonu terk ettiğini duymayı çok istiyorum ki. Türk Diplomasi tarihinde, hatta Dünya Diploması tarihinde İZ bırakacak bu tavrı görmek hepimize nasip olur inşallah.

Hazır Biden demişken, Biden’le ilgili bazı konuları hep birlikte hatırlayalım. Biden, ABD senatosunda 36 yıl görev yaptığı dönemde, 1915 olaylarının ‘’ermeni soykırımı’’ olarak tanınması için yoğun çalışmalar yapmış. 1974 Kıbrıs zaferinden sonra Türk askerinin çekilmesi konusunda çalışmalar yapmış, Türkiye’ye ambargo uygulanması için kongreye kanun taslağı vermiş ama yeterli oyu alamamış. 1999 yılında Türkiye’ye yapılacak 5 milyar dolarlık yardım paketini Dış İlişkiler komisyon başkanı olarak veto etmiş.15 Temmuz işgal girişiminde ABD başkan yardımcısı olduğunu da hatırlamakta fayda var. Biden başkan yardımcısı iken Türkiye’yi dört kez ziyaret etmiş, 2011 deki ilk ziyaretinde Fener Rum Patrikhanesini de ziyaret etmiş ve burayı ziyaret eden ilk ABD başkan yardımcısı olmuş. İkinci ziyareti 2014 yılında ve bu ziyaret sonrası ABD, YPG ye silah yardımı yapmaya başlamış. Üçüncü ziyaret 2016 başında, malumunuz üzere 15 Temmuz 2016 da işgal girişimi yapıldı. Aziz Milletimizin kahraman evlatlarını hesaba katmadıkları için Allah’ın da (CC) yardımı ile başarısız oldular. Son ziyareti işgal girişiminden bir ay sonra, hatırlayacaksınız, işgal girişiminden sonra bir ay bekledikleri için özür dilediği ziyaret. Neden bütün bunları sizlere hatırlattım, bu adam, bugün Dünya’nın süper gücü! Olan Devletin Başkanı. Göreve geldiğinde oyunu yeniden kurdu, bizi ne kadar sevdiği ortada, öyle görünüyor ki bu dönem bizim için zor geçecek. Biden, Bölgesel ve Küresel çıkarları için, müttefikten ziyade güçlü bir rakip olan Ülkemize karşı her seçeneği kullanacak, ama her seçeneği, her iddiayı, her ifadeyi, ben diyeyim Uyuşturucu! Siz deyin Silah!

Gelişmeleri izlediğimde, önümüzdeki birkaç yıl, küresel hakim güçlerin, alan hâkimiyeti kazanmak için büyük mücadele verecekleri döneme girdiğimizi görüyorum. Bu dönem, her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımızın olacağı bir dönem. İktidara da, muhalefete de büyük görevler düşüyor. İKTİDAR, kendi menfaatlerini Devletin ve Milletin menfaatlerinin önünde görüp, heybesini doldurmaktan başka bir şey yapmayan asalaklardan ve dalkavuklardan acil bir şekilde kurtulacak, Efendimizin (s.a.v); “Vallahi, hırsızlığı sabit olan Mahzum kabilesinden Fatıma değil, kızım Fatıma bile olsa, ayrım yapmaz ve cezasını verirdim!” Hadis-i Şerifindeki adaleti, eşitliği bütün ülke de sağlayacak, muhalefetin Devlet Millet lehine olan tekliflerini gündeme alacak, Yargıyı bağımsız hale getirip, Savcıları, Sayıştay’ı, Danıştay’ı harekete geçirecek ve dokunulmaz oldukları güvencesini verecek. MUHALEFET de, sırf iktidarı yıpratmak için, dış mihrakların ağzı ile konuşmaktan vazgeçecek, Devletin Kurumlarına gereken saygıyı gösterecek, bozacılara, şıracılara bel bağlamayacak, şaibelerle değil, ispatlı iddialarla yargıyı harekete geçirecek, yapıcı muhalefet dilini kullanmaya başlayacak. Aziz Milletimiz herkesin notunu en iyi şekilde vermesini iyi bilir…    

Adaletin Güçlü, Güçlünün de Adil Olduğu Bir Dünya’nın kurulması duası ile Allah’a emanet olunuz.

Yazarın Yazıları