Beykoz'da 70 metrelik kuyuya düşen ve ekiplerin yaptığı çalışmaların sonunda 12'nci günde kurtarılan 'Kuyu' köpeğin hikâyesi beyaz perdeye taşınıyor.
Beykoz'da 70 metrelik kuyuya düşen ve ekiplerin yaptığı çalışmaların sonunda 12'nci gününde yaşlısından gencine birçok insanın birlikte verdiği mücadele ile kurtulan 'Kuyu' köpeğin hikâyesi beyaz perdeye taşınıyor.
Sinema dünyasına 'Sınav', 'Uzun Hikaye', ve 'Ayla' gibi sevilen filmler kazandıran Yiğit Güralp, sinema yolculuğuna 4'üncü filmi olan ve Beykoz’da su kuyusuna düştükten sonra günlerce süren çabalar sonucunda kurtarılarak “kuyu” adını alan yavru köpeğin başına gelenleri konu edinen 'Sarıl' filmi ile devam ediyor.
Kurtarıldıktan sonra Haçiko Derneği tarafından sahiplenilen Kuyu köpeğin gerçek hikâyesinden ilham alınan ve "Kuyunun dibinde de olsan umudunu kaybetme" sloganı ile yola çıkan filmin senarist ve yönetmenliğini Yiğit Güralp üstleniyor.
Son dönemlerde vizyonda büyük ilgi gören 'Ayla' filmiyle Türk sinemasına yeni bir yön veren Yiğit Güralp çalışmalarına başladığı 'Sarıl' filmi hakkında açıklamalarda bulundu. İyiliklerin ve güzelliklerin gündemden çok çabuk düştüğü bir dünyada yaşanıldığını ifade eden Yiğit Güralp, beyaz perdeye taşıyacağı bu hikâye ile yapılan iyiliğin altını çizmeyi amaçladığını söyledi.
“Kendi insanımızla ilgili hikayeleri anlatmaya devam etmek istiyorum”
Yiğit Güralp, uluslararası festivallerde film için organizasyon düzenleyeceklerini de belirterek konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Bu bir belgesel film değil. Kurgu ile birleştirerek ölümsüz bir sinema eseriyle bir mahallede yaşanan olayı tüm dünyaya duyurmak istiyorum. Şöyle bir etkisi olacak. Uluslararası festivallerde bir takvim yapacağız film ile ilgili. Sadece Türkiye ile sınırlı kalmayacak filmin gösterimi. İnsanlar filmi izlediği zaman diyecek ki, 'Ufacık bir can için seferber olan bu insanlar nerede neresi burası?' Burası Türkiye. Türkiye'de böyle insanlar mı var? Elbette ki, böyle çok güzel insanlar var. Neresinden bakarsak bakalım, pek çok açıdan bizi motive edecek ve dünyaya bizi anlatacak bir hikâye. Dünyaya açılmak için de ancak bizden, bizim insanımızdan hikâyeler gerekli. Biliyorsunuz Nuri Bilge Ceylan, çok kıymetli bir yönetmen. O da hep bizim insanımıza dair hikâyeler anlatıyor. Dünyada gördüğü ilgi de çok açık. Kendi insanımıza dair hikâyeleri Ayla filminde de olduğu gibi anlatmaya devam etmek istiyorum."
“2018’in sonunda vizyona girecek”
Film ile ilgili çalışmalara 2017 yılında başladığını ifade eden Yiğit Güralp, 2018'in sonuna doğru vizyona girecek olan film için oyuncu kadrosunun da oluşmaya başladığını söyledi. 'Sarıl' filminin 7'den 70'e her yaştan insanın izleyeceği bir film olduğunu sözlerine ekleyen Güralp şöyle konuştu: "Projeye başladık. 2017 yılından beri projenin üzerinde çalışıyorum. Bu filmde de İlkem Şahin ve Emre Oskay filmin yatırımcıları. Onlara gerçekten teşekkür etmek gerekiyor. Bana çok özgün bir çalışma alanı oluşturdular. Filmi çekmeyi yazın planlıyoruz. 2018'in sonuna doğru da vizyonda olmayı planlıyoruz. Oyuncu kadrosu için de şu an erken ama prensipte konuştuğumuz kişiler var. Hayvansever aktör ve aktrislerin ilgisiyle karşılaştık. Bizim filmimizde köpeğimiz başrolde olacak; ama etrafında bir yıldız kadrosu olacak. İyiliğin bitmediği bir gerçek. Kurgu hikâyeler oluşturduğunuz zaman insanlar çok saçma buluyor, ama gerçek hikâyenin gücü burada devreye giriyor. Bu bir tür filmi ve dünyada da böyle çok film var. Dolayısıyla bu insanları motive edecek bir film."
“Bu film hayvanlarla ilgili gündem oluşrturacaktır”
'Sarıl' filmini yazıp yönetecek olan Yiğit Güralp son zamanlarda gündemi sürekli meşgul eden hayvanlara şiddet haberleri hakkında da açıklama yaptı. 'Ayla' filmiyle Kore gazilerinin gündeme geldiğini hatırlatan Güralp, "Hayvanlara karşı da yöneltilen çok utanç verici şiddet durumu var. Yeni yasalar da çıkıyor. Nasıl ki Ayla'da 70 yıldır hiç gündeme gelmeyen Kore gazileri bir şekilde gündeme geldi, bu film de hayvanlarla ilgili gündem oluşturacaktır" dedi.
Haber Merkezi
