Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 30/07/2019 19:42
  • 18.524

İtalya, Almanya derken, Kütahya’ya uzanan seyahat serüvenimiz benim açımdan çok verimli oldu..

Neyse bir Avrupa ülkesinde olmak yerine bir Anadolu şehrine gitmek bizim için daha eftaldi. Kütahya’nın Domaniç İlçesi Çarşamba Köyü’nde Hayme Ana (Devlet Ana)’nın türbesini ziyaret etmek nasibimiz oldu. Hem de bu seyahatte tarihi bilgiler edinmemin yanında yerel siyasetle ilgili önemli bilgilerde edinme fırsatı buldum.

İlçe başkanlığı döneminde kendisini yakından tanıma fırsatı bulduğum ve birlikte çalıştığım, daha sonra kısmen ayrı düştüğümüz, Dr. Ahmet Batu ile sohbet etme imkanım oldu. Kolay mı, O iktidar partisinin ilçe başkanı…

Dr. Ahmet Batu… Sosyal ve dayanışma noktasında son derece güvenilir, tam bir Anadolu insanı… Fakat onun, geçen 5 yılda çeşitli noktalardaki zaaflarına şahit oldum ve bunları evirip çevirmeden kendisine söyledim. Özellikle, dik durmadığını, koltukları işinin ehillerine vermediğini, adam kayırdığını, teşkilatını dinlemek yerine çevresindeki 3-5 kişinin dümen suyuna girdiğini ve tüm bunların zaman içerisinde kendisine ve partisine zarar verdiğini söyledim başkana.

Kendisine kırgınlığımı dile getirerek başladığım sohbetimizde, yerel basının çok zor şartlar altında varlığını sürdürdüğünü, bu zorluklar altında kendisi ve partisiyle ilgili yapılan haberlere bir teşekkür dahi etmemesinin bizleri incittiğini belirtmeme karşın “ beni yazma ben sana o zaman teşekkür edeyim” demesi gerçekten şaşırtıcıydı.

Ahmet Batu’nun basına bu kadar mesafeli durması, daha önceki demeçlerini hatır-gönül işi olarak değerlendirmesini günden güne genişleyen siyaset alanını kontrol etme güçlüğü olarak algıladım. Şahsıyla ilgili böyle düşünebilir fakat partisiyle ilgili basına bu kadar mesafeli yaklaşmasına hakkı olmadığını söyledim, tekrar söylüyorum. Hatta o kadarki partisinin 5. kuruluş yıldönümünde yardımcısı tarafından açıklama yapılmasının bile doğru olmadığını hatırlattım.

Ahmet Batu, parti tüzüğüne göre ilçe başkanlığında son dönemini icra ediyor. Fakat Türk siyaseti için ilçe başkanlarının dönem olarak değiştirilmesi konusunda yorum yapmıyor. Milletvekilliğini istediğini ve önümüzdeki seçimlerde bu konuda girişimleri olacağını saklamıyor. “Milletvekilliği gönlümden geçiyor. Fakat, hayır sen ilçe başkanlığına devam edeceksin derlerse de sesim çıkmaz” diyor.

Başkan, Tayyip Erdoğan rüzgarıyla bir araya gelen kadroları elinde tutamamanın gerekçesi olarak da “yapılabilenin en iyisini oluşturmaya çalıştık” şeklinde değerlendiriyor.

Büyük hata…

14 Ağustos 2001’de kurulan partinin içinde olan değerlerin, potansiyel dışında tutulması kadar yapılabilecek bir başka yanlış yoktur.

Yapılan iki kongreden de istediği kadroları çıkartamayan Ahmet Batu, bugünkü yönetimi de“yapılabilenin en iyisini oluşturmaya çalıştık” diyerek özetliyor.

Ahmet Batu iktidar olmanın kadro içinde yaptığı ayrışmanın şaşkınlığını da yaşıyor… Belediye ve ilçe yönetimi arasında oluşan anlaşmazlıkları gündeme getiren isimlerin tutarsız davranışlarına şaşırdığını itiraf ediyor.

Batu iki kez yapılan kongrelerde yanlış yönlendirilmesini ve istediği kadroları oluşturamamasının sıkıntısını artık daha yoğun hissediyor. Batu, 30 yıldır arkadaşım diyerek her platformda savunduğu, hatta yaşadıkları tartışmaları bile kamuoyundan gizleme gereksinimi duyduğu Hasan Özben’in geçmişte teşkilatlarda istenmemesine rağmen, egosunu yenip çekilmemesine de bir anlam veremiyor.

İlçe yönetiminde tartışılan konuların muhatapları yaşanan iki kongrede oluşturulan liste politikalarının bir sonucudur… Bu gelişmeler günü kurtarma politikalarının tutmadığı, aksi takdirde kişisel çıkarlar uğruna kurumun heba edildiğinin delilidir.

Ahmet Batu’nun da kabul ettiği yanlış tercihleri ve politikalarının sonucunda  zaman içerisinde Ak Parti Beykoz’da sıkıntıya düşmüş ve kadroları daralmıştır. Daha seçimlere 1,5 yıla yakın bir zaman olmasına rağmen milletvekilliğini arzuladığını açıklaması, belediyede  meclis üyeleri tarafından Ergül’den sonrasının hayali senaryolarının yapılmasına benzer şekilde, ilçe yönetiminde de Batu’dan sonrasının hayali senaryolarının yapılmasına yol açması kaçınılmazdır.

Bunun oluşmasına fırsat tanınmaması gerektiği gibi, teşkilat ve yönetim istenilen şeffaflık düzeyine ulaşamamış, dürüst politika adına herhangi bir örnek ortaya koyamamıştır. En son yapılan kongrede geniş bir yelpaze üzerinde şekillenen  hareket dışarıdan da yapılan müdahalelerle daraltılmış, demokrasinin rafa kalkmasına sebebiyet verilmiştir.

İktidar partisi 250 bin nüfuslu bir ilçede etkili olamadığı hatta kendi içinde çatışma yaşadığı tartışma konusu olmaktan çıkarılmalıdır… Sırf  birilerinin referansıyla gelip yönetime girenler, elini kolunu sallayarak yönetim kurulu üyeliği yapanlar, etiketinin dışında meclis üyeliği adına zerre katkı koyamayanlar,  hiçbir işe yaramamalarına rağmen oralarda tutulmamalıdır. Sefa sürmek yerine dinamizm tercih edilmelidir.

Kurumu oluşturan insanların kuruma ne kazandırdığına iyi bakılmalıdır. İsmail Hakkı Hocaoğlu’nun esprileri ve neşeli tavırları kendisiyle ilgili ortaya atılan iddiaların değerlendirmeye tabii tutulmasına engel teşkil etmemelidir. Yaklaşık 1,5 yıldır yurtdışında olmasına rağmen meclisteki koltuğunu korumasını hangi güçlerin sağladığı bilinmeyen meclis üyesi Yeliz Alevli’nin ve geçen dönem neredeyse tek bir oturuma dahi katılmayan meclis üyesi H. İbrahim Odabaşı’nın bu imtiyazları hangi güçten aldığı ve Batu’nun bu imtiyazlardaki rolü teşkilat ve kamuoyu tarafından bilinmelidir. Ahmet Batu’nun bu konudaki tutumu teşkilatın saygınlığı ve motivasyonu açısından son derece önemlidir.

Selam ve sevgiyle…

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz