“Uzun yıllar önce yine, benzeri bir şekilde sitemlerde bulunmuştum.
”
Aradan yıllar geçtikçe bu isyanların artması, beni ve “HELÂK OLAN KAVİMLER” ile ilgili eserleri okuyanları, elbette daha çok endişelendirmeye başladı.
Çünkü malumunuz, isyanlarından dolayı helâk olan 8 meşhur kavim var. Ve her birinin isyan sebepleri farklı farklıdır, fakat her biri sadece birkaç çeşit isyanla sınırlıdır.
Meselâ NUH kavmi; ana sebep olarak, zenginleştikçe ve günahkârlıkta ileri gittikleri için, Peygamberlerine isyanları, emir ve yasaklarla alay etmeleri sebebiyle helâk edildiler.
SEMÛD kavmi; sağlam evler yaparak kendilerine çok güvendiler ve önder kişilerini putlaştırarak, heykelleriyle tapındılar. Peygamberlerine düşman oldular ve mûcize deveyi, “sularını tükettiği için” öldürmelerinden dolayı helâk edildiler.
ÂD kavmi; ana sebep olarak, güçlü ve zenginlikleri sebebiyle Allah inancından yüz çevirip, Peygamberlerine isyan etmeleri ve putlara tapmaları sebebiyle helâk edildi.
LÛT kavmi; ana sebep olarak Allah’a ve Peygamberlerine isyanları ve eşcinsel sapık olmaları (bugünkü LGBT) sebebiyle helâk edildi.
NEMRUD kavmi; ana sebep olarak, putperestlikleri sebebiyle Peygamberleri Hz. İbrahim’e isyanları, hatta büyük bir ateş yakarak, mancınıkla o ateşe atmaları, günahları ve isyanları sebebiyle helâk edildi. (70./1.Â.)
MEDYEN ve HEYKE kavmi; MÛSA as kavmi, her birisi Peygamberlerine isyanlar ve ek olarak ticarette HİLELER ve ZULÜMLER, İlâhî ikram ve nimetlere NANKÖRLÜKLER, krallarının heykellerine taparcasına SECDE etmeleri sebebiyle isyan etmişlerdi.
Bütün bunların bizlere Kur’ânda anlatılması, ibretler alınıp, aynı hatalara düşmememiz içindir. Fakat asrımızdaki isyanlarla karşılaştırdığımızda, yukarıdaki kavimlerin isyanlarının, bugün; tümünün toplamından çok fazlasıyla isyanları görüyoruz.
Meselâ; suları tükettiği bahanesiyle Avusturalya’da ve Çin’de tek bir deve değil, ONBİNLERCE DEVE katledilmedi mi?
LÛT kavminin cürümleri; dünyada ve ülkemizde LGBT adıyla alenî işlenmiyor mu?
Allah bizlerden; Kur’ânda Hz. Muhammd’e itâati, 5 vakit namazı, Din, Îman, Kur’ân ilimlerini tahsil etmemizi emrediyor, dünyada %95’imiz isyanda değil miyiz?
Allah bizlerden; doğru sözlü olmamızı, asla yalan söylemememizi, başkalarının malına ve ırzına göz dikmememizi istiyor, neredeyse tüm insanlık olarak isyan etmiyor muyuz?
Aklımızı, yüksek tahsillerimizi, yetkilerimizi ve bütün imkânlarımızı, çeşitli hile ve entrikalarla, halkı GASP ve dolandırmakta kullanmıyor muyuz?..
Allah bizlerden; kadınlarımıza gayet şefkatli davranmamızı, komşu haklarına tam riâyet etmemizi, çevremizi şenlendiren hayvanlara iyi davranmamızı ve ana-baba ve akraba ziyaretlerini istiyor, neredeyse tüm insanlık olarak isyan etmiyor muyuz?..
Allah bizlerden; bize verdiği nimetlerine karşılık olarak, sadece kırkta bir zekâtını, muhtaç kullarına vermemizi istiyor, insanlık olarak buna da İSYÂN etmiyor muyuz?..
Allah bayanlardan; evlerinden çıkarken, Kur’ânda tarif ettiği gibi örtünmelerini istiyor, neredeyse tüm bayanlar olarak, İSYÂN edilip başkaldırılmıyor mu? (33/59., 24/31. Â.’ler)
Allah cc bizleri, cisim değil, hayvan değil, sakat değil; akıllı ve sağlıklı insan olarak yarattığı halde, bizlerden sadece “Kendisini tanımamızı ve O’na İBÂDET etmemizi” istiyor.
Evet dostlar, %95’imiz, O’nun Emir ve Yasaklarına karşı, asırlardan beri İSYAN halinde değil miyiz?..
KISACASI; Allah’ın bizlerden neler istediğini bile, hiç merak etmiyoruz!..
%98’i Müslüman zannedilen ülkemizde yapılan istatistiklerde, 5 vakit namaz kılma oranı (bölgelere göre) %16-20 arası çıkıyor. Yani halkın %85-90’ı isyan hâlindeler.
Ne kadar acıdır ki; bu orandaki namaz kılanların yarısı, Kur’ân okumasını bile bilmiyorlar.
Oysa Kâinatın ve bizlerin Yüce Yaratıcımız, bizden önceki kavimleri, sadece birkaç çeşit isyanları sebebiyle, en acıklı biçimlerde HELÂK etmedi mi? Bizler, işlediğimiz günahlarla kendimize zulüm ve ihanet etmiş olmuyor muyuz? (4/107. & 3/135. Â.)
SORU: Acaba bu isyanlara rağmen, niçin hâlâ helâk edilmedik ve bizlere niçin mühlet veriliyor?
CEVAP, Peygamber Efendimizden: “Ben, Rabbimden, benim ümmetimi helâk etmemesini niyâz ettim. Rabbim benim bu duamı kabul buyurdu. …” (Bkz. Müslim, Fiten, 20).
Burada, hem Peygamberimizin bizleri koruması, hem de Allah indindeki değeri görülüyor.
ŞİMDİ ÇOK CİDDİ DÜŞÜNELİM:
Bu %95 isyanlarımıza ve nankörlüklerimize rağmen Yüce Rabbimiz bizleri HELÂK etmediği halde; CORONA ile ÎKÂZ etmesini, hortumlarla, depremlerle, yangın, dolu, sel veya çeşitli belâ, hastalık ve musibetlerle cezalandırmasını, çok mu görüyoruz? (Şûrâ 30. Ayet.)
İbretler alıp kendimize çekidüzen vererek, şükürler etmemiz gerekmiyor muydu?
Akl-ı selim insanlar olarak bizler, mutlaka bunların farkında olmak zorundayız dostlar.
Aksi hâlde (inansak ta – inanmasak ta) Ahirette de ebedî Cehennem azabına müstahak oluruz. Allah hepimizi muhafaza eylesin. Âmin.
Tarihî belgesellerle ve Ayetlerle anlaşılan odur ki; Yüce Allah korona ordusunu ve benzerlerini geri çekse bile, bizler isyanlarımıza devam ettikçe, başka isimlerde, başka musibetler gönderecektir.
Allah cc; İSYAN ve NANKÖRLÜKLERİMİZDEN vaz geçip TAM TÖVBE ettiğimizde, geçmiş günahlarımızı bile AF EDECEĞİNİ bizzat vaat ediyor. (Furkan S. 70. Ayet)
Henüz nefes alıyorken, işte tam fırsat!
Yeter ki; bu gerçekleri, bundan sonra iyice idrak edelim. Vesselâm…
Yine çok güncel bir konu seçip bizlere hatırlatarak ikaz ettiniz, Kur'an'da öğrendiğimiz HELAK EDİLMİŞ GEÇMİS KAVİMLERİ günümüze benzettiginiz için teşekkürler, İlginç oldugu kadar, hakikat payı çok olan güncel toplu sıkıntılarımızın asıl kaynaklarını, inancimizdan, imanimizdan, dinimizi sadece kimligimize yazılı olarak indirgemizden, yani günlük hayatımızda yaşamamamiz ve uygulamamızda kaynaklı tespitiniz doğru. Ama sebebi / suçu hiç kedimize almama gibi büyük bir huyumuz var. Biz, kendimiz hep en doğru yüz, hiç yalnişsizin, hiç gunahsiziz… Hep başkalari hatalı, gunahli… Hep onların yüzünden… Hiç kendimizde hata yok, kusursusuz gibi düşünüp yaşıyoruz aslında…
Peygamberlerden binlerce yıl sonra, Efendimiz Hz. Muhammed Aleyhisselam'ın 1400+ sene sonra, ahir zamanda, öyle bir zaman diliminde yaşiyoruz ki, ki bu da bizim irademiz dışında kader-i ilahîdir, Geçmiş bütün 124.000 Nebi+peygamberlerin yaşadiklari zamanlarda, onların bütün ummetlerinin işledikleri bütün günahları, Allah'ın onlara yasakladığı bütün haramları, biz ve bugünkü bütün dünya insanı, topyekûn, hergun umursamazca, Allah'ı unutmuş, ölümü unutmuş, ahirette hesap vermeyi unutmuş şekilde, bütün günahları katmerli azmiş sekilde yaşiyoruz.