Kader GÜR
  • 24/11/2021 Son günceleme: 24/11/2021 09:51
  • 4.167

​"Futbol takımı tutar gibi parti tutulmaz" ifadesinin kaynağı nedir?

Bu ifade sadece seçmen olan vatandaşlarımız için geçerli olabilir ama uzaktan yakından her hangi bir siyasi partide yada bir sivil toplum örgütünde veya topluma önderlik ettiği düşünülen bağımsız bir kuruluşta aktif görev almış insanlar için bir anlam ifade etmese gerek.

Siyaset, ülkeye yada bulunduğun bölgeye, bir düşünce yelpazesi içinde hizmet üretme aracıdır. Ama bir meslek değildir. Çünkü siyasetin bir yol haritası, başında bulunduğunuz kurumun bir misyonu vardır. Siyasi partinin hedefi ülkeyi yada bölgeyi vaat ettiği gibi yönetmek olduğu gibi, başında bulunduğunuz kurumunda üstlenmiş olduğu misyon itibariyle başka bir alanda halkımıza karşı sorumlulukları vardır.

Ama bizde durum maalesef farklıdır. Haliyle siyaseti meslek edinenlerin, küçük olsun, benim olsun mücadelesiyle siyasi kurumlara vermiş olduğu zarar oldukça fazladır. Bizim ülkemizde başarısız olduğu için siyaseti bırakan insanlara rastlamak pek mümkün değildir.

Hal böyle olunca siyasette fikirler değil, ayak oyunları etkin oluyor. Gücü eline geçirenler biz zaman sonra elindeki gücü temsil ettiği kurumun güçlenmesi için değil, şahsını güçlendirmek için kullanmaya başlıyor. Bu ülkemizde bir çok dönemde böyle olmuştur. İçinde bulunmuş olduğumuz süreçte de maalesef tarih irili, ufaklı bir çok kez tekerrür etmiştir. Bu anlayışın faturası da acımasızca vatandaşa kesilmiş, vatandaşımızda bu faturayı, ülkesini sevmenin bedeli olarak her zaman ödemiştir. Üzülerek ifade ediyorum ki, içinde bulunmuş olduğumuz süreçte de sonuç değişmeyecektir.

Siyaseti; güçlerin değil, fikirlerin ve projelerin yarıştığı bir zemin haline getirdiğimiz gün tam demokrasiye geçmiş oluruz diye düşünüyorum.

Bunun içinde siyasetçilerin istikrarlı duruşları ve güvenilir olmaları çok önemlidir. İstikrarlı duruşundan taviz vermesi gerektiği yerde bedel ödemeyi göze alabilen siyasetçiler toplum tarafından güvenilir olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla toplum size güven duyduğu için ihtiyaca binaen zaten size alan açıyor... Yani, toplumumuz, fikriniz ve istikrarlı duruşunuzun kıymetini biliyor.

İstikrar sadece siyasette ihtiyaç duyulan bir yaşam, bir karakter mi olmalıdır? Kesinlikle hayır. İstikrarlı olmak, sözünüzün arkasında durmak her alanda, her anlamda çok anlamlı ve pahalıdır. Yani bunun içinde bedel ödemeyi, zarar etmeyi, kaybetmeyi bilmek gerekir.

Ben kaybedeceğimi bile bile durduğum yerde duruyorum. Neden kaybedeceğimi de biliyorum. Savunduğumuz fikirleri anlamsızlaştıranları da çok iyi tanıyorum.

Demokrasisine sık sık müdahale edilen ülkemizin siyasi tarihini incelediğiniz zaman 18 yıldan fazla yaşayan kitle partisi olmadığını görürsünüz. AK Parti bu anlamda da ülkemizde bir ilki gerçekleştirerek, en uzun iktidarda kalan bir hareket olmayı da başarmıştır. Milyonlarca insanı yıllarca bünyesinde tutabilen AK Parti bir ideolojiyi temel almak yerine, hizmet siyasetini tercih ederek, hedeflerini muhafazakarlık adı altında hayata geçirmiştir.

AK Parti'nin, aktörleriyle birlikte siyaset felsefesi ve Lideri Recep Tayyip Erdoğan bilimsel olarak ele alınmalı ve gelecek günler için değerlendirilmelidir. Bunu söylerken Recep Tayyip Erdoğan'ı kutsallaştırmak adına söylemiyorum.

Bu değerlendirme içerisinde ülkeye kazandırılanların mühendislik kısmı görülebileceği gibi bu mühendisliği oluşturanların nasıl yok pahasına heba edildiğinin bilinmesi de ülkemizin geleceği için büyük, çok büyük önem arz etmektedir. Aksi takdirde, bundan iyisi olana kadar, AK Parti en iyisi olarak tarihteki yerini muhafaza edecektir ki, millet olarak bununla yetinmeyip, daha iyisini yapmak zorundayız.

İstikrarsızlığın bir ülkeye, bir topluma nelere mal olduğunu görmek, bir kurumu nasıl bitirdiğini çözmek, bununla bağlantılı olarak aynı hataları tekrarlamamak adına AK Parti'nin bilimsel anlamda ele alınması hayati önemdedir.

En azından, AK Parti'nin ilk yıllarında vatandaşın taleplerine göre aşağıdan yukarı kurmaya çalıştığı demokrasiyi daha sonra nasıl yukarıdan aşağı giydirme bir siyasete dönüştürenlerin bu ülkeye verdiği zararı ibretle fark edersiniz.

Siyasetin, yukarıda yaşananların aşağıya kabullendirilmesiyle değil, aşağının taleplerine göre yukarının şekillendirilmesi sonucu daha geniş kitlelerden destek gördüğü bilinen ve milletimizin beklediği bir gerçektir.

Yani istikrar altından, elmastan daha değerlidir

Duyurulur!

Yazarın Yazıları