Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

İstikrara oy veren, vebal altında değil

Bu başlıkla; seçimden önceki yazımda vurguladığım “doğru tercih ile vebalden kurtul” iddiamı da bugün te’yid etmiş oluyorum. İstikrara oy vermeyenler ise sebep oldukları bu tabloya bakarak, kara kara düşünsünler…

Öncelikle, “seçim neticeleri hayırlı olsun” diyelim.  Ancak bu tablo, hiç te hayırlı gözükmüyor. Çünkü seçmenin sehven tercihi olan bu tablo, çok net bir biçimde istikrara, doludizgin koşan hizmetlere ve kalkınmalara “DUR” demiştir. Güzel ülkemizin ve istikrarın bir nevi CELLADI olan koalisyonlara mecbur bırakmıştır. Bu tabloya sebep olanlar hiç sevinmesinler, çünkü kesinlikle vebal altındadırlar.

Öncelikle bu geçiş döneminde bile, borsa düşecek, döviz fırlayacak, faizler tırmanmaya başlayacak, enflasyon kontrolden çıkacak, sermaye ve baronlar kazanacak, yoksul iki kat daha yoksullaşacak ve diğer olumsuzluklar nüksetmeye başlayacaktır. Gümbür gümbür gelen tehlike, apaçık bir şekilde ortadadır.

Şöyle ki: TBMM 550 milletvekili ile çalışıyor. İktidarın herhangi bir konuda karar alabilmesi için, meclisin yarıdan çoğunun (yani 276 M.V.’nin) “KABUL” oyuna ihtiyaç vardır. Sağlıklı bir çoğunluk için ise 300 milletvekili şarttır. Bu seçim neticesinde ise seçmen iktidara, yani istikrara, sadece 258 milletvekili verdi. 258 Milletvekili ile ise asla istikrarlı bir hükümet kurulamaz. Koalisyon şarttır…

Seçmen bu iktidara 258 MV vererek, böyle çok büyük RİSK ve vebal altına girmiştir. Çünkü birinci ve en büyük parti, ya diğer 3 partiden birisiyle koalisyon kurmak zorunda kalacak ki, bu da icatlara çok KÖSTEK olacağı için, kesinlikle tercih edilmemelidir. Veya birbirine zıt olan diğer 3 parti, KOALİSYON kurarak iktidar olacaklardır. Bu daha yakın gözüken bir ihtimaldir.

İşte bu durumda esas sorunlar ayyuka çıkacaktır. Üç koalisyon ortakları, önemli bakanlıklar için mutlaka kavgalar verecek. Milli Eğitim, Savunma veya İç İşleri Bakanlığının HDP’ye verilmesine, MHP asla razı olmayacak. Şayet bir an için razı olduğunu düşününüz, atamalar başlayınca mutlaka çıngar çıkacak. Her hangi bir bakanlık için PKK gölgeli ve eli kanlı bir partiye, milliyetçiler razı olmayacaklar. Diyanetten sorumlu Başbakan yardımcılığının, HDP’ye verildiğini bir düşününüz! Bu didişmeler ise dövizi, istikrarı, ekonomiyi ve gidişatı hep kötü etkileyecektir. Bundan sonra olacaklardan, 3. Köprünün, 3. Hava alanının, kanal İstanbul’un, metroların, hızlı trenlerin, dev tüp geçitlerin, duble yolların, tünellerin ve devam etmekte olan DEV projelerin durmasından, iptalinden, aksamalarından, Yüce dinimize ve mukaddesatımıza gelen tüm olumsuzluklardan, istikrara oy VERMEYENLER sorumludur ve vebal altındadırlar…

Pensilvanya’nın talimatıyla HDP’ye oy verenler, “bu iktidara bir ders verelim” diye cahilce koşuşturan cüce partiler ve onlara tav olan saf Müslümanlar vebal altındadır. Sadece Öcalan’ın yeğenini meclise sokup, halkın vergileriyle besleme vebali size yeter! Kurban eti dağıtırken kafası taşla ezilerek öldürülen Yasin’in, Savcı Kiraz’ın, belediye otobüslerinde molotofla yakılan öğrencilerin, onlarca masum esnafın ve askerlerin katillerini meclise sokma vebali, sizlere yeter!…

Van depreminden sonra, dünyada görülmemiş bir sür’atle, sadece bir yıl içinde, tüm Vanlı depremzedeleri yeni evlerine kavuşturan iktidara, %80 RED OYU vererek NANKÖRLÜK ÖRNEĞİ göstermeleri, unutulacak bir vefasızlık değildir!…

İstikra oy verenler, eğer bu konuda gayret de gösterdilerse MÜSTERİH olsunlar. Size ne kadar zarar değerse, onları da aynı zararlar sarıp sarmalayacaktır. Üstelik de zerre kadar insafları var ise daha dünyada vicdan azabı çekecekler…

Kim bilir, belki de: “Asê, en tekrahû, şey’en” âyeti tecelli edecek. Yani, 2/216. Âyet; “Hoşlanmadığınız bir şey, sizin için daha hayırlı olabilir,” âyeti tecelli edecek. Bu tabloya sebep olanlar, bu gidişattan müthiş pişman olacakları için, bizler müsterih olurken, onlar kahrolacaklar. “Ellerim kırılsaydı da, istikradan taviz vermeseydim, bu acı tabloya sebep olmasaydım” diyecekler…

Nasihat ve onca uyarılarla uyanmayıp yanlış yapanlar, koalisyonun sebep olduğu felâketlerle akılları başlarına gelenler, ellerine geçecek ilk fırsatta, (erken seçimde) çok ciddi bir İSTİKRAR tablosu ve çok güçlü bir iktidar çıkaracaklardır…

Kim bilir?…

Bekleyip, musibetlerin ve kaosun şeklini ve tahribatını hep beraber göreceğiz…

Çok net olan şu: Dinden, îmandan, mukaddesattan, gerçek vatan sevgisinden nasibi olmayanlar, elbette çok sevinecekler.

Kalbinde bir nebze iman ve vatan sevgisi olup aldananlar, acıları ve kazanımların kaybedildiğini gördükçe, bu gidişattan ve vicdan azabından kahrolacaklar.

  • İstikrara oy verenler ise gerçekten mâsum ve MÜSTERİHTİRLER…
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

14 adet yorum var

  1. sen milleti bırakta kendi düştüğün vebali düşün,milletten hırsıza,hukuksuza,yüce dinimizle dalga geçen münafıka,yetim hakkı,kul hakkı yiyen haramzadelere oy vermelerini istedin….ALLAH seni affetsin,ALLAH hidayet versin sana…..ALLAH a sığın o affedicidir,sığın ve tevbe et…biz seni ve senin gibi maşaları affetmiyoruz

  2. Yere göğe sığdıramadığınız MİLLİ İRADE BÖYLE KARAR VERDİ.
    13 SENEDİR YAPILAN HAKSIZLIKLARA ARSIZLIKLARA VİCADNLARI NASIRLAŞANLARIN…
    HALKIN TERCİHİNE BUĞZ YAPMA HAKLARI YOKTUR.

  3. Kur’an dan muhteşem bir kaç ayet; “Biz zalimlere azabımızı yavaş yavaş bilemedikleri yerden yaklaştırırız ve onları kıskıvrak yakalarız. Artık onların işi bitmiştir onlara hiç bir kurtuluşta yoktur. onlara acınmaz çünkü olar Dünyada mazlumlara acımadılar.” Bu Kur’an ne kadarda gerçekçi, günümüze ne kadarda güzel uymuş elbette uyar, Çünkü o bütün asırlara ve zamanlara hitabeder işte bu Kitap, gerçek bir Mucize. Allah c.c. Olaylardan ders almayı nasip etsin almayanlarada Değerli Üstadımız gibi, “Yaşasın zalimler için Cehennem” deriz. Vesselam.

  4. Sn Yazar, sana daha öncede yazmış tavsiye etmiştim, Sen Risaleden İmani konular yazınca gözümüzde büyüdün ama siyasi yorumlara girincede iyice küçüldün ve elindeki Elmas gibi Nurun İmani delilleri siyasi yorumlarınla cam kırıklarına dönüştü. Çok yazık! oldu. Bak senin ve senin gibilerin en büyük hatası inandığınız muktedirin hatasız olmasına inanmak, bu yüzden, fecaat bir şekilde yapılan yanlışları görmediniz. bazı vekillerin muktedir hakkındaki şu söylemlerini görmezden geldiniz; “O bizim için 2ci Peygamber gibidir… Ona dokunmak ibadettir… Allahın onda bütün sıfatları var…” E. ala ise; “Peygamberimiz Mekkeyi fethedince kendisine gurur yaptı, kendisine pay çıkardı, ama biz gururlanmadık kendimize pay çıkarmadık” diye Efendimize ağır hakarette bulundu. E. Bağışta; “Bakara makara” diye Kur’an Suresiyle alay etti. İşte siz bunları görmediniz ve utanmadan! bu Milletten destek istiyorsunuz hayır bunlara asla! destek yok! tekrar o harika ilk AKP ye dönüşülmedikçe.. bunu anla artık lokomotif raydan çıktı arkasındaki vagonlarla uçuruma doğru dönmemek üzere gidiyorsunuz.. ister kabul et ister etme acı gerçek bu, bir dahada raya girmez. Vesselam.

  5. Abdullah Kul adıyla yazan kişi, belli ki paralel ihanetin kurbanı. Onların aklıyla aklı sıra akıl vermeye (!) çalışıyor ama çelişkiler içinde bocalıyor. Ya da yazarın yazılarını dikkatsizce okuyup, şartlanmış beyniyle 1,2,3,4, sözde gibi yorumlar yazıyor. Bu yazar bir önceki yazısında, bu iktidarın kusurlarının, eksiklerinin ve içindeki kişilerin hataların olduğunu da vurgulamıştı.Oradan kopyaladım: “Kusursuz bir hükümet bulmak imkânsızdır. Oy vermedeki bakış açımız; mevcut hükümetlerin iyi işlerinin ve icraatlarının, var olan kusur ve günahlarından fazlalığına bakmak olmalıdır. Eğer iyi işleri, günah ve kusurlarından fazla ise o hükümete zarar vermeye çalışmak, bir nevi ANARŞİSTLİKTİR, bozgunculuktur. Artısı, eksisinden fazla olan hükumetleri beğenmeyenlere, ANARŞİST nazarıyla bakılabilir. Çünkü her fert kusurlarla dolu olduğu için, fertlerden müteşekkil hükümetin kusursuz olmasını beklemek, tatlı bir hayaldir ve imkânsızdır. Böyle davrananlar ise bozgunculuklarıyla, öncelikle kendilerine kötülük etmiş olurlar…” demişti.

  6. …DEVAMI:>>>
    >>…Asla KUSURSUZ dememişti.
    Özellikle, bugün yaşanmakta olan BELİRSİZLİKLERE, İsrail, abd, ab, doğan medya, kendi devletlerine ihanet eden HAİNLER ve tüm şer güçlerin sevineceklerine dikkat çekmişti. HAKLI DA ÇIKTI…
    Bugün koalisyonun lafı bile, iki günde piyasalarda 82 Milyar zarara sebep oldu. HDP ve PKK’nın meclise girmesinin vebaline dikkat çekmişti. Yine haklı çıktı…
    Dağdan inen eli kanlılar, bizlerin ödediği vergilerle ömür boyu maaş alacaklar. Sebep olanlar, acaba bu vebalden nasıl kurtulabilirler?
    İstikrarlı bir ekonomiden, gıpta edilecek bir hızla kalınan bir ülke, maalesef yalan vaadlere aldanarak istikrarsızlığa sürüklendi. İktidar için nâra atanlar, bugün iktidara nazlanıyorlar. Çünkü boylarını ve kapasitelerini aşıyor.Yani, yazar yine haklı çıktı…
    Bu acıklı gidişi şaka ile savunmak bile akla ziyandır. Demek ki bazılarınız, feraset sahiplerinin uyarıyla değil de, BURUNLARI SÜRTTÜKTEN sonra kendi akıllarını kullanmaya başlayacaklar.
    Hatırlatmak istedim. S.K.

  7. selçuk kahraman….ya siz nasıl insanlarsınız? pişkinliğin bu kadarına pes be kardeşim…pkk yı meclise kim soktu,bunu nasıl akp nin dışından birine yüklersin?..parlemantoya giriş haburdan içeri davulla zurnayla girdiklerinde başladı ,habur rezaleti kimin eseriydi?..parlemantoya giriş pkk nın bitlis bingöl karayolunu 1 hafta kapatması ve güvenlik güçlerinin mühdahale etmemesiyle başladı, parlementoya giriş, pkk nın maliyesini,polis gücünü,sokak timlerini kurarken senin dünya liderinin ve onun başdanışamı efkan ala seyrederken başladı,parlemantoya giriş emniyette aranıyor görünen civan perver denen cıvığın diyarbakırda rte nin önünde şarkı söylemesiyle başladı,parlementaya giriş siyasi fahişe barzaniye tc topraklarında devlet başkanı muamelesi yapıldığında başladı,parlementoya giriş senin hükümetinin dağdan ovaya inin legal siyaset yapın çağrısı ile başladı……abdullah beye paralel diyosun ya siz o paralellere kurban olun, sizden 100 bin kat daha temiz ve alnı ak insanlar…..en kötüsü sizinle ortak çalışmış olmaları,bu leke onlara zaten vicdan azabı olarak yeter

  8. Sn. çakma kahraman! ne kusuru? kusura razıyızda sen İnsanı “Onda Allahın bütün sıfatları var” diyerek ilah yerine koymayı.. “O bizim için 2ci peygamber gibidir” diye Peygamber yerine koymayı.. Kendisinede dokunulmayıda ibadet saymayı.. Allahın Ayetleri ile alay edilmesini.. Peygamberimize “gurur yaptı kendine pay çıkardı” demeyi kusurmu sayıyorsun eğer böyleyse senin durumun çok fecaat derhal İman tazele.asıl sen benim yazdıklarımı iyi oku anlamaya çalış anlamadan yorum yaparsan mazallah imanındanda olursun. İşini ze gelmeyeni duydumu hemen paralel ila etme basitliğini göstermende senin çok boş biri olduğunu zaten açıkça gösteriyor.Hem Sn yazar kendini müdafaa edecek kadar yazmasını bilir senin ayrıca yalakalık yapmana gerek yoktu. Vesselam

  9. DEVAM…. Sn. kah….n ayrıca ben yazalı aylar geçti hala cevap yok o zaman cevabı sen ver, paraları kutulara polisler koydular darbe yapmak için dediler peki paralar mahkemede neden? polislere veya Devlete değidle zarraba ve bakan çocuklarına verildi hemde 55 milyar faiziyle.. Diğer Bakan saati ben aldım işte faturası demişti ama fatura dandik çıktı saat firması böyle birine saat satmadık dedi araştırılınca zarrabın yat kaptanı adına kesildiği ortaya çıktı. Eeeee… Nap’cez şimdi neyse, bir daha boyundan büyük işlere karışıp rezil olma!

  10. Küçük hesaplar içinde boğulanlar, büyük felâketleri göremezler!… Diyelim ki suçlamalarınız doğru ve 4-5 milletvekili de değil (atalım) 10-15 milletvekili bir çok suç işlemiş olsalar, bu günkü tablo eskisinden daha mı iyi olacak? CHP+MHP+HDP koalisyonu, daha mı hayırlı? Bu tablo en çok İsraili, abd’yi, ab.’ni, PKK’yı, DHCKP, Esedi, tüm vatan hainlerini ve Tüm Türk ve İslam düşmanlarını sevindirmedi mi? Peki siz niye seviniyorsunuz? Türkiye düşmanlarını ürküten dev yatırımlar daha şimdiden durmadı mı? Koalisyonun LÂFI bile piyasaları 2 günde 82 Milyar zarara sokmadı mı? Hasip kaplana içişleri bakanı, Öcalan a Savunma bakanı olma şansını kim verdi? Bu tabloya seviniyorsanız, muhatap olmaya bile değmezsiniz. Cevabınız da Âhirete kalsın… S.K.

  11. İyice saçmaladın! çakma kahraman.. pkk yı meclise sokan kim? senin zihniyetinin yaptıklarını başkalarının üzerine atman bile seni Cehennem sokmaya yeterde artar bile pkk ile oslada kim görüştü, imralıyla kimler görüştü, Dolmabahçede hdp ile masada kim vardı, bunları görmezden gelip başkalarına ağır iftiralar atmak öyle tövbeyle halledilecek günahlar değil kul hakkını kralı yapılıyor yüzbinlerce vatansever Mümini vatan hainliğiyle suçlamak insanı Cehenneme sokar.. çooookkk… uzun seneler Allah korusun belkide ebedi kalmasına yeterde artar bile. Neyse ben daha yazmayacağım senin kalbin kararmış siyasete kiraya gitmiş sen ve senin gibiler kolay kolay bu hastalıktan kurtulamaz! Bana terörü bitirmek için görüşüldü deme sakın! o zaman bende derimki; sadece siyasi olaka hdp ile görüşülmeliydi osloda/kandilde pkk imralıda apo ile değil, bunlar muhatap alınmamalıydı. hem terörü bitirmek için görüşülüyor dendi pkk yı dağdan indirecez siyaset yapsınlar silahı bıraksınlar dendi hemde hdp meclise girmesin diye propaganda yapıldı özellikle Y. Akdoğan kendini paraladı bu çifte standart niye ayıl artık kahraman ayıl… Üstadımız şöyle demiş; “Siyaset öyle bir semektirki kendi partinden olan şeytan gibi adamı melek.. karşı partiden olan melek gibi adamı şeytan gibi gösterir” ne güzelde izah etmiş cuk! diye oturtmuş. Vesselam.

  12. son cevabım; sn kahraman..
    suçlamaları kabul edelim diye başlamışsın ama herşeyi karıştırmışsın Bak! şöyle bir açıklama sana yetermi? bilmem. Dünyanın her yerinde hakkında ağır ithamlar olan siyasetçiler ve bürokratlar hemen istifa edip yargılanırlar temizlerse geri gelirler kirlilerse giderler Hükümet yıkılmaz başka bakan veya bürokratlar göreve devam ederler. Darbe marbe hikayeleri olmaz! Aynı günlerde (İspanya Kralının kızı ve damadının firmasında bir milyon USD lik bir yolsuzluk tesbit edip haklarında dava açan Savcıyı Kral arayıp tebrik etti) Bunu yapan Hükümetler eskisinden daha güven ve destekle yoluna devam ederler eğer AKP Hükümetide bu bakanları görevden alsaydı yerine yeni bakanlar atasaydı yoluna %60 la devam ederdi kimsede yıkamazdı bunu Rahmetli Özal, Ecevit yaptı M.yılmaz yaptı, Çiller yaptı peki bunlar neden yapmadı? seni vicdanınla başbaşa bırakıyorum. Allah bu konuda sana Hidayet versin diyorum.

  13. Sn. A.K. Sana laf anlatmaya ayıracak vaktim yok. Zaten senin de anlamaya niyetin yok!… Aynen şu Zuhruf Suresi, 37. Âyette vurgulandığı gibi: “Bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar, ama onlar kendilerinin hâlâ doğru yolda olduklarını sanırlar.” Sadece şunu ilave edeyim, belki biraz düşünürsün: “Bu suçlanan bakanlar yargılansaydı” diyorsun! Paralel hainlerin çöreklendiği ve 17-25 aralıkta darbe girişiminde bulunan SAVCILARLA MI yargılansalardı? Yoksa, pensilvanyadan talimat alarak hareket eden satılmış HAKİMLERLE Mİ?… Yukarıdaki âyette vurgulandığı gibi, kendinizi doğruları biliyor zannetmeyiniz. Kesinlikle ÂHİRET ve Mahkeme-i Kübra var…. Buradaki sahte tapeler, böcekler, binlerce kişilerin MAHREMLERİNİ dinlemeler, ihanetler, çok NET Âyet yerine rüyalarla oy vermeler, iftiralar, yalanlar, kasetler, tehditler vs. orada sökmez… Vesselam.

  14. Papağanların en büyük özelliği sadece sahibinin öğrettiğini tekrar eder başkada bir şey bilmez! bu sana yeterde artar bile.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER