Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

İşte bizler böyleyiz

Bizleri HİÇLİKTEN varlık âlemine getiren, bizlerin hiçbir tercih hakkımız olmadığı halde, taş, odun, toprak, bitki değil de, bir CANLI olarak halk eden. Canlıların içinde, yılan, kirpi, salyangoz, köstebek, domuz, köpek, merkep değil de, İNSAN olarak dünyaya gönderen. İnsanların içinde de fizyonomi bakımından en güzel bir ırkta, ülke olarak da kurak-çorak, soğuk-sıcak, susuz-verimsiz, susuzlukla-kıtlıklarla boğuşan ülkeler yerine, milyarların gıpta ettiği güzel bir ülkede yaratan.

Üstelik de bizleri Müslüman bir ailede dünyaya gönderen o Yüce Yaratıcıya karşı bile, çok rahat NANKÖRLÜK ediyoruz biz…

Birkaç çeşit gıda yeterliyken, binlerce çeşit nimetlerini bizlere seferber eden, onlardan istifademiz için bizlere gözler, diller ve tüm duygularımızı veren, kalplerimizi, beynimizi, böbreklerimizi, ciğerlerimizi ve tüm organlarımız yıllarca tıkır-tıkır çalıştıran O yüce Yaratıcıya karşı da çok NANKÖRLÜKLER ediyoruz biz…

Bizleri şu fâni dünyaya; “Sınamak maksadıyla gönderildiğimizi” anlatması için Peygamber SAV gönderen, dünya ve ahiret mutluluğumuzu kazandıracak donanımda Kılavuz bir kitap gönderen, Rahmeti sınırsız olan O Yüce yaratıcıya karşı bile çok NANKÖRLÜKLER ediyoruz biz. Yani; O’nu cc. çok az tanıyor, az hatırlıyor, çok az seviyor, çok az takdir ediyor, çok az şükrediyor ve O’na çok az ibadet ediyoruz!!!

O yüce Yaratıcımızın emirlerine karşı bizler, itaatsizlikle, yasaklarına karşı ise dikkatsizlikle ve Şükürsüzlük ile hep O’na cc. karşı NANKÖRLÜK ediyoruz. “Çalışmak ibadettir” diyoruz, çalışmak uğruna tesettürü ve ibadetleri terk ediyoruz biz…

..Ve bizlere asla “saymakla bitirilemeyecek kadar çok”, bunca nimetler bahşeden O Yüce Allah’a cc. karşı bile itaatsizlik ediyoruz, ona karşı bile isyan ediyoruz da O cc. bizlere karşı yine de hep SABIR gösteriyor ve hâlâ bizlere sergilemekte olduğu nimetini hiç esirgemiyor, her mevsim vagon vagon göndermeye devam ediyor.

Yaptıklarımızı, itaatsizliklerimizi veya nankörlüklerimizi sadece kaydettirerek, vaat edilen o büyük güne erteliyor. Bazılarımız ise, maalesef bunlardan bile haberdar değiliz.

Bizler, işte böyle nankör insanlarız…

Böyle nankörlüklere karşı yüce Rabbimizin vaad, ikaz ve tehditlerine bile aldırmıyoruz.

İbrahim Sûresi, 34. Ayet, Ankebut Sûresi, 66. Ayet ve bunlar gibi onlarca; vaad, ikaz ve tehdit âyetlerinden sadece birini arz ediyorum:

İbrahim Sûresi, 7. ayet: "..And olsun, eğer şükrederseniz gerçekten size (nimetlerimi) artırırım ve and olsun ki, (kesinlikle ve yemin olsun ki) eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz, Benim azabım pek şiddetlidir."

Bu tür şükürsüzlüklerimize ve nankörlüklerimize karşı; Yüce Rabbimizin hem dünya hayatımızda, hem de Âhiret hayatımızda vaad ettiği azapları, bir başka köşe yazıma havale ederek, bu itirafları yapmaya niçin ihtiyaç duyduğumu arz etmek istiyorum.

***

31 Mart 2019 Seçimi öncesindeki tabloya baktığımda, Ankara muhalefet adayının ayyuka çıkmış bunca yolsuzluklarına, vergi kaçakçılıklarına, külhan bey vâri tehditler savurmasına rağmen, seçim sonucunda bu adaya umulmayacak kadar çok oy verildiğini görüyoruz.

Buna mukabil; karşısındaki muhafazakâr aday ise Kayseri Belediye Başkanlığı döneminde, üstün başarıları ve erişilmez hizmetleri nedeniyle, 5 kez üst üste seçim kazanan ve Ç. & Ş. Bakanlık hizmetlerinde de o güzel hizmetleri gıpta ile takip edilen, Allah’ın bir lütfu olan bir aday, maalesef ikinci plânda bırakılıyor. Bu nasıl bir tercihtir?…

Seçim sonuçlarını izlerken, böylesine nankörce bazı tabloları görünce, Yüce Rabbimize olan yukarıda arz ettiğim NANKÖRLÜKLERİMİZ aklıma geldi ve o büyük nankörlüklerimizi düşünerek, şu seçim nankörlüklerimiz için bir nebze teselli oldum.

Benim sözlerim ve sitemim asla sol görüşlü ve din ve mukaddesat konusunda bir derdi olmayan seçmenlere değildir. Onlar kendi fıtratlarının gereğini elbette yerine getirecekler. Çünkü “küllî galat ve günahlar, Mahkeme-i Kübra’da görülür” vecizesine saygılıyız…

Benim sözlerim ve sitemim; Îman ve vatan noktasında Muhafazakâr olan, SP, İ(Y)İP, DP vs. veya AKP içinden dünyevî birtakım menfaatlere takılıp, böylesine önemli ve kritik bir dönemde, aklı sıra muhafazakâr iktidara ayar çektiğini zanneden zavallılaradır. Bir de Bediüzzaman Hz.’nin OY verme konusundaki kesin ve net prensiplerine rağmen, siyasete bulaşmak tevehhümüyle PASİF kalanlaradır. Oysa “Her zaman def-i şer, celb-i nef’a râcih” yani, “menfaatleri istemek yerine, Zararları uzaklaştırmak tercih edilmeli”, değil miydi?…

Sağlıklı, isabetli ve doğru yere oy vermek te, vesile olmak ta bir vatan borcu değil miydi?…

Birkaç ucuz menfaat için, OY’unu, kişiliğini, belediyesini ve dâvasını satanlar UTANIN!!!

Bol keseden atılan YALAN vaadlere kanıp, okçular tepesini terk edenler, TİTREYİN…!!!

  • Lütfen dönüp arkanıza bir bakın! ..Siz kimleri üzdünüz, KİMLERİ SEVİNDİRDİNİZ?…

Şimdi düşünelim bakalım: Bu sitem ettiğim oy oranı genelde %10’un üzerindedir.

Bu oylarla hem birçok belediyemiz tüm kaynaklarıyla beraber CHPHDPPK ittifakının ellerine geçti. Hem de MİT tarafından açıklanan 340 PKK militanlarının çoğunluğu, bu oylarla diğer belediyelerin içlerine sokulmuş oldu. Bizim vergilerimizden aldıkları maaşlarla, o mâlûm tahribatlarını yapacaklar. Bunların vebâlini, günahlarını ve tahribatlarını nasıl ödeyeceksiniz?

Ben de kendi adıma bir öz eleştiri yaptım: “..Bu konudaki seçim öncesi uyarı görevlerimi tam yapamadım mı acaba?” diye burnum sızlarken, A’raf Sûresi, Âyet 155.: “.. İçimizden birtakım beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helâk mı edeceksin Allah’ım? Bu, sırf senin bir imtihanındır. …” .. Mealindeki âyet aklıma geldi ve ürperdim…

Umulur ki bu %10’a girenler de gafletlerini ve hatalarını anlarlar. O kritik bölgelerdeki ve benzer diğer bölgelerdeki seçmenler de, dolmuşa geldiklerini, kurusıkı vaadlere ve yalanlara inanıp yanlış yaptıklarını, hatta dozajı çok fazla kaçırdıklarını idrak edip, tövbe ederler…  

Her şeye rağmen; bu ulvî kervan öyle veya böyle yürüyor ve yürümeye de devam ederek, Yüce Rabbimizin de izni ve inayetiyle hedefine de ulaşacaktır…  

Çünkü; Saff Sûresi, 8. Âyette Yüce Rabbimiz: Onlar Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Fakat kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.” ..buyuruyor.

Bu İlâhî müjdeyle teselli bularak; “ Bu seçim neticeleri, Ümmet-i Muhammed ve tüm Mazlumlar için HAYIRLARA VESİLE OLSUN” der, hepinizi en derin saygı ve muhabbetlerimle Allah’a emanet ediyorum…

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER