İki Bayram arası NİKAH ve Düğün…

Bu köşemizde zaman zaman, halk arasında yanlış anlaşılan konulara giriyor, derin ve ciddi araştırmalar yaparak, doğruları paylaşmaya çalışıyorum. Bu gün de mevsimi ve aktüalitesi sebebiyle “İKİ BAYRAM ARASI DÜĞÜN YAPILMAZ” yanlışı üzerindeki araştırmalarımı arz edeceğim.

Öncelikle; İslam'da böyle bir inanç yoktur. Bu anlayış tamamen Akıl Dışı bir hurâfedir. Dinî ve Aklî olmadığı gibi, Mantıki bir dayanağı da olmayan hurâfe bir anlayıştır. Çünkü 'İki Bayram Arası' olmayan bir 'Zaman Dilimi' yoktur ve olamaz.

Daha açık ifade edeyim: Bir yıl içindeki her gün, “iki bayram arası”dır. Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı Arası: '2 ay, 10 günlük süre KISA BAYRAM ARASI. Kurban  Bayramı ile Ramazan  Bayramı arası: '9 ay, 20 günlük süre ise UZUN BAYRAM ARASIDIR. Yani, bütün zamanlar bayram arası olduğu için, bu “İKİ BAYRAM ARASI DÜĞÜN YAPILMAZ” sözü temelden yanlıştır…

• Peki, bu hurâfe nereden çıkmış?

Günümüzde de var olan bu yanlış algı, şöyle bir gerçek üzerine bir yakıştırılma ile bina edilmiş olduğu naklediliyor:

Bilindiği üzere, Ramazan ve Kurban bayramı gibi, bir de “CUMA BAYRAMI”MIZ var. Yani Ramazan veya Kurban Bayramı, Cuma gününe rast gelirse, (Meselâ bu sene olduğu gibi) eğer bugün nikâh ve düğün yapılacaksa, bu arada düğün veya nikâh kıyma ile meşgul olunurken, Cuma namazını kaçırma gibi bir tehlike baş gösterebilir. İşte bu tehlike nedeniyle, o saatler içinde nikâh kıymak caiz olmaz. Çünkü bu saatler içinde düğün veya nikâhla meşgul olmak, farz-ı ayn olan bir ibâdetin terkine sebep olacaktır. Oysa Cuma saatinde alış verişin (meşrû olan alışın ve satışın) bile caiz olmadığı kesindir. İşte o âyet:

Cum’a S., 9. Â.: “Ey îmân edenler! Cuma günü namaz için nida edildiği (ezan okunduğu) zaman, hemen alış-verişi bırakın ve Allah’ın zikrine koşun!…” 

İşte bu tehlike nedeniyle ve bu maksatla, “iki bayram arası düğün veya nikâh yapılmaz” sözü kullanılabilir. Yoksa, bu söz Ramazan bayramı ile Kurban bayramı arası olan “kısa bayram arası” için geçerli değildir.

• Kast edilen “Ramazan bayramı ile Kurban bayramı” arasında “Düğün veya Nikâh” asla çirkin, mekruh, sakıncalı veya yanlış da değil, Gerçekte SÜNNETTİR, yani o niyetle yapılırsa, ayrıca SÜNNET sevabı da kazandırabilir…

Çünkü; Resul-i Ekrem Efendimiz Hz. Âişe validemizle Şevval ayında nişanlanmış, üç sene sonra da yine Şevval ayında evlenmiştir. Böylece iki bayram arası olan Şevval ayında düğün yapmak ve nikâh kıymak sünnet olmuştur. (Müslim, c. 4, s. 142. Nikâh: 73.)

Ayrıca yüce dinimizin “hayırlı işlerde acele edilmesi” ve Hz. Muhammed'in (S.A.V.) “nikâhta acele edilmesi” de önemli bir tercih sebebidir.

TEŞVİK: “Evet insan, bir refikaya (bayan hayat arkadaşına) veya bir refîke (erkek hayat arkadaşına) muhtaçtır ki, tarafeyn, (her iki taraf) aralarında, hayatlarına lâzım olan şeyleri muavenet (yardımlaşma) suretiyle yapabilsinler. Ve Rahmetten neş'et eden (çıkan-gelen) muhabbet iktizasıyla (sevgi gereği), yekdiğerinin zahmetlerini tahfif etsinler (azaltsınlar). Ve gamlı, kederli zamanlarını, ferah ve sürura (sevince) tebdil edebilsinler (çevirsinler). Zaten dünyada insanların tam ünsiyeti (sevgi, dostluk, ahbablık) ancak refikasıyla (hayat arkadaşıyla) olur.” (Bediüzzamana Hz.)

Bu günün ÖZLÜ SÖZÜ: Bir evde ne erkeğin dediği, ne de kadının dediği olsun. Sadece Allahın dediği olsun ki, HERKES MUTLU ve HUZURLU OLSUN…

***

NOT: 1.) Basında, geçtiğimiz günlerde “İKİ BAYRAM ARASI, KUYUMCULAR'IN KABUSU” başlıklı bir haberin alt yazısı şöyleydi: Adana Kuyumcular Odası Başkanı Oğuz Başman, ''İki Bayram Arasında Düğün Yapılmaz'' düşüncesinin, işlerini olumsuz etkilediğini belirtti. Bunun adeta GELENEK haline geldiğini dile getiren Başman şöyle konuştu: ''İki Bayram arası olan o 70 günlük dönemde, satışlarımız bir hayli geriliyor” diyor ve bu konunun aydınlatılmasını istiyor.

• Umarım bu yazı onlara da İLÂÇ gibi gelecektir…🙂 ..İnşaallah onlardan da hayırlı dualar alırım…

2.) H.Hızır Çakır hocama da katkılarından dolayı teşekkür ediyorum…

A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…