İhsanoğlu Beykoz’dan mı paralel mahalleden mi?

  • 0
  • 5768

Malum Mustafa Sarıgül önce Beykoz Konakları’ndaki Özkan’ın villasında iş dünyasının temsilcileriyle pişirilmiş sonra da Kemal Kılıçdaroğlu’na servis edilmişti. Ve sonunda büyükşehir belediye başkan adayı yapılmıştı.

Eğer Ekmeleddin İhsanoğlu’nun çatıya çıkarılması projesinin arkasından da Hüsamettin Özkan çıkarsa hiç şaşırmam. Zira son yıllarda iktidar olma hedefinden çok koltuğu muhafaza hedefine endekslenen CHP Genel Başkanı’nın kıyısında köşesinde oluşan bütün siyasi çöpçatanlık işleri neredeyse Özkan’dan sorulur hale geldi. 


Malum Mustafa Sarıgül önce Beykoz Konakları’ndaki Özkan’ın villasında iş dünyasının temsilcileriyle pişirilmiş sonra da Kemal Kılıçdaroğlu’na servis edilmişti. Ve sonunda büyükşehir belediye başkan adayı yapılmıştı. Gerçi bu Beykoz sahnesinin arkasındaki gerçek patronun Pensilvanya olduğu ve icazetin oradan alındığı günlerce yazılıp çizildi. 


Her neyse senaryo ister Pensilvanya’da yazılmış olsun, isterse Beykoz Konakları’nda… Şimdi artık bunların hiçbir önemi yok. Çünkü 30 Mart seçimleri Sarıgül’ü de, Pensilvanya’yı da, Beykoz Konakları’nı da tedavülden kaldırdı. 
Aslında Özkan’ın İhsanoğlu işinde olup olmadığı konusunda hiçbir bilgiye sahip değilim. Benimkisi geçmiş örneklere bakarak bir çıkarsama sadece. Bir de gerçekten hikayeye çok yakışıyor… Ama hepten de ihtimal dışı görmüyorum ve bir kenara not ediyorum. Ayrıca İhsanoğlu’nun arkasında ister paralel mahallenin himmeti, isterse Beykoz Konakları’nın şişman baronları olsun tıpkı Sarıgülhikayesinde olduğu gibi sonuç hiç değişmiyor. Çünkü siyaset dışından üfürülen balonların ömrü sandığa kadar sürüyor. 


Esas itibarıyle Ekmeleddin İhsanoğlu'nun aday yapılması CHP ve MHP'nin çaresizliğinden kaynaklanmış olmakla birlikte, belli ki siyaset dışı bir aklın telkiniyle kotarılmış bir proje. Gezi kalkışmasının ve 17 Aralık darbe girişiminin temelde demokrasiye karşı kurulan bir kumpas olduğu dikkate alındığında, siyaset dışı bir projenin ürünü olan İhsanoğlu'nun adaylığı da daha net anlaşılacaktır. 
Zira hepimiz biliyoruz ki gerek Gezi, gerekse 17 Aralık darbe hisselerini satın alanların bir tek hedefi vardı; Tayyip Erdoğan'ı hal etmek... Ama başaramadılar, toplum tehlikeyi gördü ve 30 Mart'ta gereğini yaptı. Bütün bu yenilgilerine rağmen, şimdi güçlerini toplayıp Erdoğan'a karşı son kozlarını oynuyorlar.

 
Oysa normal bir siyasi zeka 'siyaset dışı' modellerle siyaset yapılamayacağını pekala bilir. Kaldı kiTayyip Erdoğan gibi güçlü bir siyasi liderle yarışmak için bulabildikleri en parlak projenin bir bakıma‘light Sisi’ pozisyonunda olan Ekmeleddin İhsanoğlu olması, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin gerçekten tarifi imkansız bir çaresizlik içinde olduklarının göstergesidir. 
Esas dramatik olan Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin hâla eski Türkiye refleksleriyle siyaset yapıyor olmalarıdır. Öyle anlaşılıyor ki bu iki siyasetçi Türkiye'nin son on iki yılda yaşadığı değişimin farkında olmadıkları gibi, toplumun yükselen beklentilerinin de farkında değiller. Bu durum, muhalefette olmalarına rağmen neden bir türlü başarı çıtalarını yükseltemediklerinin ve adeta başarısızlığa mahkum olduklarının da en önemli göstergesi. 


Eğer yeni Türkiye'yi okuyabilselerdi, mesela 'çözüm süreci'nin bu ülke için ne anlam ifade ettiğini, sadece son üç yılda yapılan dünya çapındaki milyar dolarlık dev yatırımların nasıl bir Türkiye'ye tekabül ettiğini görebilselerdi herhalde son kurtuluş umudu olarak İhsanoğlu'na sarılmazlardı. Çünkü siyaset dışı bir aday tercihi, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin bizzat kendilerini var eden siyasete güvensizliklerinin en bariz delilidir. Kimse kusura bakmasın, siyasete güvenmeyenlerin 'siyasi başarı' hakları olamaz. 

Eğer siyasete ve Türkiye toplumuna güvenmiyorsanız, sonunda ya paralel ya da başka merkezlerin 'siyaset mühendisliği' reçetelerine mahkum olursunuz, bunun adı da sizin için siyaset olur...  

Beykoz’un aynası Yuşa Hazretleri
Önceki Beykoz’un aynası Yuşa Hazretleri
Beykoz İshaklıspor’da Beylerbeyi alarmı
Sonraki Beykoz İshaklıspor’da Beylerbeyi alarmı