Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

İftar vakti mi? Yoksa İSRAF vakti mi?

İslâm’ı kaynağından öğrenip Müslüman olan ünlüler, “Müslüman olmadan önce, eğer Kur’ân yerine Müslümanları inceleseydim, asla Müslüman olmazdım” sözünü boşuna söylemedikleri, birçok yerde ispat ediliyor. Buna sebep olanlardan bir tanesi de maalesef İFTAR sofralarımızdır…

İftar vermek veya iftar sofralarımızı biraz zenginleştirmek, elbette müstehabdır veya sünnettir. Ancak israf etmek ise kesinlikle HARAMDIR.

İsrafla ilgili sadece birkaç âyet arz edeyim: Yiyiniz içiniz; fakat israf etmeyiniz! Çünkü Allâh isrâf edenleri sevmez. (A'râf Suresi 7/31. Â.) Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp-savurma. Çünkü saçıp-savuranlar, şeytanın kardeşleri olmuşlardır; şeytan ise Rabbine karşı nankördür. (İsra Suresi / 26. Ve 27. Â.) Onlar (Mü’minler), harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne de kısarlar; (harcamaları,) ikisi arasında orta bir yoldadırlar. (Furkan Suresi / 67 ) …Muhakkak ki Allah İSRAF EDENLERİ sevmez… (En’âm Sûresi, 141. Âyet.) “..Sonra, yemin olsun ki, o gün (size verilen) her nimetten hesaba çekileceksiniz.” (Tekâsür S., 8. Âyet.)

Görüldüğü gibi her birimiz, her türlü nimet hakkında israftan men ediliyoruz. Hatta yemin ile vurgulanarak, her türlü nimet için hesaba çekileceğimiz bile açık seçik bildiriliyor.

Yine 10 ayrı âyetlerde, Hz. Muhammed’in SAV sözlerine güvenilmesinin önemi bildiriliyor. Sadece bir tanesi, Necm Suresi, 3-4. Âyetler. “O kendiliğinden konuşmaz. Onun konuştuğu ancak bildirilen vahiy iledir” … Bakınız sözleri böylesine te’yid edilen Hz. Muhammed SAV, israfı nasıl tarif ediyor:

“Evet, akan bir nehrin kenarında bile abdest alsan, normal bir miktarın üzerinde su kullanman israf olur.” Bunun açık anlamı; “..ne kadar zengin de olsanız gereğinden fazla harcamalar yapmanız, israf olabilir veya sizi haram olan israfa alıştırabilir” şeklindedir…

Bu girizgâhtan sonra bir de bizim ahvalimize, özellikle de Allaha ve Resulüne itaatte zirveye çıktığımız Ramazan ayındaki İFTAR sofralarımıza bakalım. Elbette bu kuralları hakkıyla uygulayanlar vardır ve mükâfatlarına da vasıl olacaklardır, İnşaallah. Ancak çok büyük bir çoğunluğumuzun bu konuda, maalesef gaflet içinde olduğumuz, kim bilir belki de isyanlarda olduğumuz gözler önündedir. Bâtılı tasvir, safî zihinleri idlâl olacağından, bu konunun yani nerelerde ve nasıl israfların yapıldığının teferruatına girmeyeceğim. Her gittiğimiz iftar davetlerinde kendimize ve çevremize, bu âyetler ve Hadîsi şerifler ışığında bakmamız yeterlidir. Aynı acı manzaraları sizler de göreceksiniz.

Sadece; “..resmi rakamlarda çöpe atılan ekmek oranının, ramazanda iki katına çıktığının tespitini” hatırlatmakla, diğer israfları dikkatlerinize ve takdirlerinize havale ediyor, İFTARLAR hakkında çok önemli hatırlatmalara geçiyorum.

  • İftarlardaki hikmet ve gâye; Allah cc rızası için yoksulları, yolcuları ve fakirleri doyurmak ve kalpleri İslâm’a ısındırarak komşuluk veya kardeşlik ilişkilerini pekiştirmektir.

Fakat bu günkü iftarlar, maalesef makam, yetki, asalet ve zenginlikte gövde gösterisine, hatta reklâm ve riyalara dönüştürülmüş. Ortalama bir sofra abartılsa bile, kişi başına 30-40 liraya halledildiği halde, piyasalarda 150-200 liralık sofralarla, bu ibadetin gâyesinden hatta çığırından çıkarıldığı görülmektedir.

Önceki iftarlarda bu manzaraları duyan ve gören Diyanet İşleri başkanımız da bu sene çok anlamlı bir mesaj yayınlamıştır. Bu mesaj içinden bazı paragrafları arz ediyorum: .. Başlangıçta, yoldan geçenlerin ve yolda kalanların iftarı için kurulan çadırların amacı dışına çıkmamasına, özellikle kamu hizmeti yapanların dikkat etmesi gerekir. Hikmeti kaybolan bir hükmün tatbiki, erdemli toplum oluşturmaz. Ramazan şatafat ve gösteriye dönüşmemeli. Ramazan’la değişebilmek için iftar sofralarını israf sofralarına dönüştürmeyin. İftar, kendi mütevazı halinde ziyafeti barındırır zaten… (Yani, o açlık saatinde bir tas çorba, pide ve bir ana yemek kâfi gelebilir.) ..Gerek otel ve gerekse birçok mekândaki iftarlar ise kendi içinde İSRAFI barındırıyor. Ramazan iftarında aile ve dostlarımızla beraber olalım, zenginlik müminler arasında statü değildir. Asgari ücretle geçinmeye mahkûm edilmiş kardeşlerimizle, darda olanlarla zenginlerin statüsü aynıdır. Asıl maksattan uzaklaşarak yapılan iftarlar Ramazan’ın ruhuna uygun değildir. İftar çadırlarının gayesi dışına çıkmasına izin verilmemelidir. …”

İFTARLAR, İSRAFA ve hatta RİYAYA DÖNÜŞMESİN… & Gerçek aç ve muhtaçlar

ASLA UNUTULMASIN. 

Bir sonraki yazı başlığı: "KADİR GECESİ ve Kur'ân-ı Kerîm…"

 

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

2 adet yorum var

  1. Kur`an nazarında israf, milletleri helâk oluşla tehdit eden çözülme ve bozulmanın bir benzeridir. Zira israf sosyal bozulmanın başlangıcıdır. İsraf hayırlı ve doğru bütün yolların, prensiplerin düşmanıdır.

  2. Prof.Dr.Saffet Solak anlatıyor;

    Amerika’da master yaptığım yıllarda çalıştığım üniversitenin yemek salonu açık büfe şeklindeydi. Herkes dilediği yemekten istediği kadar alabiliyordu. Yemekhanenin kapısında “Take what you need.Eat what you take” (Yiyeceğin kadar al, aldığını da ye) diye yazmakta idi.

    Bir gün aynı masada yemek yediğimiz Çinli bir arkadaşı tabağında kalan son pirinç tanesini almaya çalışırken görünce dayanamadım denemek için dedim ki;

    – Bir pirinç tanesi için neden bu kadar uğraşıyorsun? Bırak tabakta kalsın. Çinli arkadaşın verdiği cevap çok düşündürücüydü;

    – Her çinli bir pirinç tanesi israf etse, Çin nüfusu ile çarp bakalim, kaç ton pirinç yapar? Biz kalabalık bir ülkeyiz, isref etme gibi bir lüksümüz yoktur. dedi

    Yine denemek için dedim ki;

    – Şu anda Çin’de değil Amerika’dasın. Tabağında bırakacağın pirinç tanesi Çin’i degil Amerika’yı zarara uğratacaktır. bu sözlerim karşısında güldü ve şöyle dedi;

    – Yaşadığım ülke olan Amerika’yı zarara uğratmak onurlu bir davranış olmaz.

    Çinli arkadaşı bu onurlu davranışından dolayı tebrik ettim ve düşüncesini paylaştığımı söyledim. İslam dininin bu konudaki “Yiyiniz içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez” buyruğunu açıkladım.

    Çok hoşuna gitti. Tam o sırada, Ürdünlü müslüman bi arkadaş tabağındaki yemek artıklarını çöp sepetine boşalttı. Bunu gören Çinli arkadaş Ürdünlü’yü göstererek ;

    O Müslüman değil mi? dedi.

    O kadar üzüldüm ki ne diyeceğimi bilemedim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER