Büşra ŞEN ÇOBAN
  • 30/09/2016 Son günceleme: 30/09/2016 20:04
  • 5.789

Siyaset üzerine yazılarım olmuştu. Siyasetin Platon‘un deyimiyle 'seyislik' yapmak demek olduğunu ve iyi bir seyisin iyi siyaset yapacağından bahsetmiştim.

Siyaset; seyislik, yönetmek, gütmek ve kesmek biçmek gibi sözlük anlamlarına sahip bir kelimedir. Siyasette aktif olduktan sonra bu kavramların hepsini öteledim ve sıfırdan başladım siyaseti yaşayıp tanımını kendime göre baştan yazmaya.  Siyaseten benden kat kat daha tecrübeli büyüklerime saygısızlık olmazsa öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Siyasette öğrendiğim ilk şey "doğal olmak" halkın karşısına makam sahibi olmanın, hitap eden olmanın verdiği egoyu sıfırlayarak ve karşındakinin gözlerinin içine bakarak tebessümle onlara hitap etmek. Halkın karşısında değil yanında olmak. Bir ortamda  diplomatik konuşmaktansa kendin gibi konuşmak, kendin olmak çok daha etkileyici daha samimidir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan‘ın bir aile ziyaretinde eve ayakkabılarını çıkarıp girmesi, yer sofrasına oturması tam bir doğallık örneğidir. Halktan biri, candan, "doğal" olarak  tanıdığım iki siyasetçi var Beykoz’da biri Yücel Çelikbilek, diğeri ise Hanefi Dilmaç'tır. Sevdiğim saydığım bir çok büyüğüm var fakat konu "doğallık" olunca ilk tanıdığım günden beri fikrimi değiştirmeyen iki kişi var.

Samimiyet ve doğallık dışında önemli ikinci nokta "ertelememek" sıkıntıları, sorunları, davetleri, insanları. Sistemli ve planlı olmayı da içinde barındıran bu madde bir siyasetçinin koltukta oturma nedenidir. Yani hizmet etme nedenidir.

En önemli nokta ise Thomas Hobbes'un da siyaset felsefesinin temelini oluşturan "homohominilupus" yani insan insanın kurdudur felsefesinin zehrini yutmadan ayakta kalabilmektir. Çünkü malumunuz; "aman siyasetten uzak dur, orası hep çakal takımı, herkes işini yürütmek prim yapmak için orada" diyenlere malzeme vermemek için kimsenin kurdu olmadan ve gıybet edip kimsenin eksiğini ifşa etmeden güzel bir siyasi duruş sergilemek lazım.

Ne yazık ki her ne kadar uzak duralım, kimseyi ötelemeyelim dedikçe bu durumlara maruz kalıyoruz.

Örneğin genç arkadaşların siyasetteki önünü açmak lazım. Ana kademelerdeki genç kontenjanını artırmak ve de yeni gelen arkadaşların tecrübesizliklerini yüzlerini vurup, onların omuzlarına basıp ayakta durmaya çalışmaktansa. Genç arkadaşlara sistemi öğretip onlara doğru ve makul yönlendirilmeler yapılmalı. İyi bir seyis bunu yapabilmeli.

Bu vazifeleri yapmak iyi bir siyasetçi olmanın dışında iyi bir insan, dava adamı olmayı da bize kazandırır. Vatanına hizmet etmek isteyen bir birey başka ne isteyebilir ki.

Yazarın Yazıları