Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Huzur ve mutluluğun en etkili formülü

Asrımızın en önemli hastalıklarından birisi de HUZURLU ve MUTLU olamamaktır.

Huzurlu ve Mutlu olunamayınca da zorunlu olarak, STRES başlıyor ve yüzlerce çeşitli hastalıklara sebep oluyor.

Huzurlu ve Mutlu olabilmek için insanlar, ne kadar Psikologlara ve Psikiyatristlere müracaat etseler de pek netice alınamıyor.

Mutsuzluk ve huzursuzluklar da; yâ çevresine saldırmalarla, gereksiz kavgalarla, boşanmalarla, cinayetlerle veya intiharlarla neticeleniyor.

Oysa şu koca Kâinatı da, tüm İnsanlık âlemini de yaratan Yüce Rabbimiz bizlere, HUZUR ve MUTLULUĞUN en etkili formüllerini, merhameten çok net biçimde bildirmiş.

Bakınız Ra’d Sûresi 28. Âyet: İşte onlar (insanlar) iman edip gönülleri Allah'ı zikretmekle ve O'nu anmakla huzur bulan kimselerdir. İyi bilin ki gönüller ancak Allah'ı anmakla (zikretmekle) huzur (ve mutluluk) bulur. ” 

Kâinâtı ve tüm insanlığı Yaratan Yüce Allah, HUZÛR ve MUTLULUĞU net olarak bildirdiğine göre, bizlere düşen bu ulvî formülü titizlikle uygulamaktır. Çünkü komplike bir cihazın, en verimli ve sağlıklı çalışmasını bilen MÛCİDİ olduğu gibi, insanın da tüm cihazlarının, en sağlıklı bir şekilde nasıl çalışacağını da en iyi bilen, elbette İnsanı yaratan Allah cc olmalıdır.

Peki, o formüldeki “Allah’ı cc ANMAK, yani O’NU ZİKRETMEK” ne demek?

CEVAP: Allah’ı cc ANMAK, yani O’NU ZİKRETMEK; her ân O’NUN kapsama alanı içinde olmak demektir.

-Sürekli O’NUN cc kapsama alanı içinde olmak için, ne yapılmalı?

Bir örnekle CEVAP: Cep telefonunuz en kaliteli, en pahalı ve en mükemmel bir telefon olsa bile, eğer kapsama alanı olmayan bir bölgede yaşıyorsanız, o telefon bir HİÇ hükmündedir. Yani âdetâ bir ÇÖP değersizliğindedir.

İşte İNSAN da Allah’ın cc kapsama alanı dışında kaldığında da, bir HİÇ ve ÇÖP değersizliğinde kalacaktır. Yani Allah cc o kimseye hiçbir değer vermeyecektir.

Bakınız Furkan Sûresi, 77. Âyette ne buyruluyor: “Ey Muhammed De ki: “Duanız (Allah ile irtibatlarınız) olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin ki?” 

Hep beraber gördük ki, konu birbirine bağlı olarak, gayri ihtiyarî buraya kadar geldi.

  • Çok net olarak anlaşılan ise Huzurlu ve Mutlu olabilmek için, sürekli Allah’ın cc kapsama alını içinde ve her ân O’NUNLA cc irtibat halinde olmak zorunluğu var.

Peki, şu fitne asrındaki zorunlu yoğunluklarla boğuşan insan, nasıl sürekli Allah cc ile irtibat halinde olabilecek?..

Sınavda olduğumuz halde, bizlerin bu Dünya sınavını mutlaka kazanmamızı murâd eden Yüce Rabbimiz, bunun da cevabını apaçık vermiş.

Yukarıdaki âyetlerden de anlaşıldığına göre, hem Dünya hayatının huzur ve mutluluğunun, hem de buna sebep olacak olan “sürekli Allah cc ile irtibat halinde olabilmenin” formülünün,  “Allah'ı zikretmekle ve O'nu anmakla” olduğunu anlamıştık.

Peki, “Allah'ı zikretmek ve O’NU anmak” ne demek?..

Dikkatlice okuyup, burası da iyice anlaşılırsa, tüm sorunlar çözülmüş olacak, İnşâAllah…

ZİKİR, İslâm literatüründe üç ana maddede ifade ediliyor.

  1. Namazı her vakitte ve kusursuz kılmak.
  2. Kur’ân Tertîlen (kusursuz ve tane tane) okumak.
  3. Her fırsatta Allah’ı, Esmâ ve Sıfatlarıyla hem tekrar ile anmak. Hem de O’NUN cc Yarattığı eserleri tefekkür etmek.

İşte Âyetlerle ve Hadîs-i Şeriflerle müjdelenen net çözüm budur.

Ancak İnsanın en büyük düşmanı olan Şeytan, kendi Cehennemlikler ordusundan hiç kimseyi kaybetmemek için, akla şu sinsi soruyu getirecektir:

O sinsi SORU: Bu üç ana maddeyi hiç uygulamayanları da gayet huzurlu ve mutlu olduklarını görüyoruz. Bu nasıl oluyor?..

CEVAP: Onların huzur ve mutlulukları tamamen sanaldır ve sadece görünüşlerindedir. Şeytan onlara o yaşantılarını hoş ve lezzetli göstermektedir. Meselâ RAKI, gazyağı veya kolonya gibi çok acıdır ve iğrençtir. Fakat o zıkkımı bile Şeytan, düşünebilmeleri için verilen akıllarını uyuşturabilmek için, o kişilere hoş gösterebilmektedir.

İçkilerinin etkisi geçtikten sonra, onların huzursuzluklarını ıstıraplarını ve neler çektiklerini, o hayattan kurtulanlar açıkça itiraf ediyorlar.

İşte bunun içindir ki kavgalar, zıtlaşmalar, cinayetler ve intiharlar; genellikle o mutsuzlardan, fakat mutlu gözükenlerin içinden çıkmaktadır. Bunun örneklerini her gün ANA HABER bültenlerinde izlemekteyiz, izlemektesiniz…

NET ÇÖZÜM:

Hem şu FÂNÎ dünyada; hem de EBEDÎ ve SONSUZ olan BERZAH (yani Kabir, Haşir, Kıyamet, Sırat ve Mahkeme-i Kübra olan) âleminde ve ÂHİRET Âlemlerinde “Huzurlu ve Mutlu olabilmek için”, sürekli Allah cc ile İRTİBAT hâlinde olmak zorundayız.

  • Aynen, yukarıda belgeleriyle anlatıldığı gibi…

Başka çözümler sanaldır, geçicidir ve sadece pansuman kabilindedir. Vesselâm.

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER