Hollanda’dan Beykoz’a gelen orkide serası

  • 0
  • 31433
Hollanda’dan Beykoz’a gelen orkide serası
Hollanda’dan Beykoz’a gelen orkide serası
Hollanda’dan Beykoz’a gelen orkide serası
Hollanda’dan Beykoz’a gelen orkide serası

Hollanda’dan orkide bitkisi ithal eden Demir ailesi, Beykoz'a ilk geldiğinde yeşilliklerle uğraşmaya, ormana çıkıp çiçek süslemeleri kesmeye başlıyor.

1926 yılında mübadele ile Yunanistan’dan Beykoz’un Mahmut Şevketpaşa Köyü’ne göç eden  Demir ailesi buraya ilk geldiğinde yeşilliklerle uğraşmaya, ormana çıkıp çiçek süslemeleri kesmeye başlıyor.

Bundan 13 yıl önce de farklı bir şeyler yapma talebiyle Hollanda’dan orkide bitkisi ithal ediyor. Türkiye’de az olan bu çiçek çeşidini getirirken büyük risk alan Demir ailesi, şimdilerde orkide seracılığı yapan üç şirketten biri. Oğuzhan Demir babadan oğula geçen mesleğini en iyi şekilde icra etmeye çalışıyor. Ülkemizde yer alan üç orkide serasından biri olan ve Beykoz’un Mahmut Şevketpaşa Köyü’ndeki Demir Orkide Serası’nı ziyaret ettik. Orkide’nin tarihinden, bakımına merak ettiklerimizi Oğuzhan Demir ile konuştuk. 

Yaklaşık 13 yıl önce orkide seracılığına başlayan Oğuzhan Demir, “Burada gördüğünüz bütün seraları babam, amcamlar ve dedem hayata geçiriyor. İlk olarak antoryum bitkisini yetiştirmişler. Antoryum yetiştirirken, 2006 yılında büyük bir sel oldu ve tüm çiçekler sular altında kaldı. Hal böyle olunca, toprak hastalanınca da “Orkide yetiştirmeye başlayalım” demişler. Şu an yaklaşık 8-10 seralık bir orkide bahçesi var. Beykoz’dan, Sarıyer’den, Bursa’dan Yalova’dan alıcımız geliyor” şeklinde konuşuyor. 

Hollanda’dan getirdikleri tohumlar ile büyük bir işe koyulan Demir ailesi, sipityum cinsi orkide üretiyor. Türkiye topraklarının üretim açısından uygunluğunu sorduğumuz Oğuzhan Demir, “Bu çiçeğin dibinde toprak yok. Biz herkesin sıklıkla karşılaştığı ve bildiği panalopsis cinsi orkideyi değil, sipityum cinsini üretiyoruz. Bu cinsin içinde de sünger gibi bir şey lazım ki, sürekli suyu tutsun ve bırakmasın. İçerisinde bu işlevi gören kaya yünü vardır. Sıcaklığı, nemi tutar ve sürekli dibi ıslak kalır. Panalopsis cinsinde ise aynı işlevi gören çam kabuğu var. Bu cins orkidenin ise daha küçük çiçeklere, daha az yaprağa sahip ve bakımı çok daha kolaydır. Ancak çok fazla çiçek vermez. Uygun ortamı ve sıcaklığı sağladığınız zaman orkide üretimini çok rahat yapabilirsiniz” diyor. 

Phaller cinsi orkide, tabiatta ağaçların üzerindeki kovuklarda, dalların gövdeyle birleştiği noktalarda yetişiyor. Ancak asalak bir bitki değil. Ticari olarak yetiştirilen hibrit orkidelerin çiçekleri her ne kadar çubuklarla desteğe alınmış ve kaldırılmışsa da doğada bu çiçekler sarkıcıdır. Doğal yetişme alanları ise Kuzey Avustralya, Yeni Gine, Filipinler, Malezya, Hindistan, Tayvan,  Borneo ve Endonezya adaları olan bu çiçekleri biz Hollanda’dan aldık. Yaklaşık 15 yıldır ülkemizdeki üretimini yapan birkaç firmadan biri de Demir ailesi. Limon sarısı, pembe, kahverengi, beyaz, sarı renklerdeki orkidelerin yer aldığı serayı gezerken Demir “Senede bir kere çiçek açıyor. Dört ay o bana bakacak, sekiz ay da ben ona. Mayıs ayına kadar bana güzelliklerini sunuyor. Sonra ona büyük bir emekle bakıyorum” diyor.

Egzotik görüntüsüyle hemen herkesin kalbini çalan orkidenin bilinen türlerinin yanında farklı çeşitleri de var. Türkiye’ye gelen ilk orkide bu türlerden. Yaprağıyla, boyutuyla diğerlerinden daha farklı olan bu tür, Demir ailesinin serasında da var. Ancak değerlerini unutmamak adına onu satmıyorlar.

Yazın iki, kışın bir kere sulanmalı

Orkidenin en büyük sorunlarından biri, sulama şekli. İşin püf noktasını anlatan Demir “Kışın haftada bir, yazın ise iki kez sulamalısınız. Çok sıcak havalarda içindeki suyunu muhafaza edemediği için iki kere su vermek lazım. Biz saksının dibine şırınga batırarak ya da üzerinden fıskiye yöntemi ile bu işlemi yapıyoruz. Ancak siz evlerde büyük bir kovanın içine saksı hizasına kadar suya batırıp, 1-1.5 dakika kadar suda bekletmelisiniz. İyice suyu çekip şişince, hafif suyunu akıtıp kendi yerine koyun. Suyun içerisinde de orkide gübresi olursa, önümüzdeki sene çiçek açma ihtimali daha da yüksek olur. Orkide gübresini ise aşağı yukarı her sulamada vermek gerekiyor. Sıvı şeklindeki gübreyi her seferinde kovanın içerisine dökün” şeklinde anlatıyor. 

Küsmüş bir orkidenin iyi bir bakım sonucunda yeniden eski haline gelebileceğine değinen Demir, “Çok iyi bir bakım lazım. Sipityum cinsi orkide, suyu çok iyi muhafaza ediyor. Kökteki yumrunun içinde jölemsi bir kıvam var. Aslında çok uzun bir süre susuz kaldığında bir şey olmaz. Bir nevi kaktüs gibi de diyebiliriz. Sulu bir yapıda olduğu için de en büyük düşmanları sülükler. Sülükler sürekli yapraklarını ve çiçekleri yiyip öldürebiliyor. Bu da en büyük sıkıntılarımızdan biri” diyor.  Çiçekte çoğaltma işlemini ise Demir şöyle açıklıyor: Ufak bir saksıyla başladığınız çiçek, yaklaşık beş senede kendini büyütür. Saksını patlatır. Kuru olan taraftan köklere dikkat ederek ikiye böleceksiniz. Phallerin saksı değişimi ihtiyacı çok azdır.  Şeffaf satın aldığınız saksısı uzun yıllar yeterlidir. Saksısını büyütmek yerine farklı bir şey yapıp saksı harcını değiştirmek yeter. Çok gerekirse bir numara büyük saksıya alınabilir.

Bir saksı orkide 60 TL

Düğün dönemlerinin, özel günlerin en yoğun satış yapılan günler olduğuna değinen Demir, yılbaşı, sevgililer günü, kadınlar günü gibi zamanlarda satışların katlandığını söylüyor. Fiyatlar ise dalın üzerindeki açmış çiçek sayısına göre belirleniyor. Her bir çiçek 3 TL. Eğer topraklı saksıda alırsanız, bir dalı 60 TL. İki dal da ise 120 TL ve aynı şekilde katlanarak artıyor.

Senede iki kere çiçek açıyor

Kimi müşterinin saksıda kimi müşterinin ise kesme şeklinde orkide istediklerinden bahseden Demir “Saksıda aldıkları zaman orkide çiçeğini iki ay izleyebilirler. Ancak kesmede ise bu süre 25-30 gün arasında olur.  Çünkü vazoda olduğu zaman evin sıcaklığına uyum sağlayamayabiliyor. Orkide çiçek açtıktan sonra altı derece ile 20 derece sıcaklık arasında yaşayabilir. En ideal ısı değeri budur. Eğer 25 dereceyi görürse ömrü kısalır. Evlerimizin ısısının ortalama 25 derece olduğu düşünüldüğünde cam kenarları bu sorunun en iyi çözümüdür” sözlerini ekliyor. 

Haber Merkezi

Sedat Peker, şehit ailesi ile Beykoz’da buluştu
Önceki Sedat Peker, şehit ailesi ile Beykoz’da buluştu
Beykoz’un Sözlü Tarihi kitabının 3.'sü raflarda yerini aldı
Sonraki Beykoz’un Sözlü Tarihi kitabının 3.'sü raflarda yerini aldı