“Bu ifadeye nasıl bir anlam yüklemek lazım diye aylarca düşünseniz yine de isabetli bir yorum yapmak çok kolay değil.
”
Bu ifade AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir’in teşkilatlarına talimat niteliği taşıyan siyasi bir söylem gibi duruyor olsa da, AK Parti Teşkilatları içindeki bazı kesimlerin eleştirilerine de bir cevap aslında.
AK Parti teşkilatları muhalefet kültürünü pek bilmediği, az buçuk muhalefeti CHP’nin tavırlarından gördüğü için zaman zaman agresif söylemler geliştirebiliyor.
31 Mart Yerel Seçimlerinden sonra gerek İBB, gerekse İstanbul’un diğer ilçeleri ve Beykoz Belediyelerinde yürütülen savcılık operasyonlarına yönelik, AK Parti içindeki bazı gruplar, teşkilatların ve parti yöneticilerinin bu yaşananlara sessiz kalmasına tepki gösteriyor. “Muhalefet etmek için çok iyi bir zemin, neden bu yolsuzluklara sessiz kalınıyor… Hırsıza sahip çıkan birileri varken bizim de sahaya inip karşılık vermemiz lazım” şeklinde yorumlar yapılıyor.
AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir ise bu eleştiri sahiplerine şu tavsiyede bulunuyor: Eğer öyle düşünüyorsanız, kardeşim hırsızla polisin arasına girilmez. Biz karışmayız. Devletin yargısı var, şikâyet eden CHP'li, edilen CHP'li, para kulelerini biriktiren CHP'li, ofise kamerayı çeken, kameranın sahibi CHP'li, bantlayan CHP'li, valizi taşıyan CHP'li… Hepsi aslında bunların kendi içlerindeki bir anlaşmazlık sonucu şikâyet ettikleri hususlar.
Devletin ne yapmasını beklersiniz? Devlete gelen bir şikâyet var, yargı bunu alıyor, inceliyor. Kusurlu bir şey gördüğü zaman da emniyet üzerinden gereğini yapıyor. Ondan sonra da kararını verip süreci yürütüyor. Biz bu sürecin hiçbir tarafında yokuz.
Siyasete stratejik değil de, üstün körü baktığınız zaman, eleştiri sahiplerine yönelik, çok da haksız değiller diye düşünebiliyorsunuz… Ama Abdullah Özdemir’in açıklamaları daha bir anlamlı ve toplum sosyolojisine uygun duruyor. Öyle mi? Evet öyle, çünkü siz olan biteni yorumlayıp farklı tartışmalar açtığınız zaman vatandaşların bir takım gerçekleri görmesine engel olabiliyorsunuz…
Yani özetle AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, teşkilatlarına; hırsızla polisin arasına girilmez, siz karışmayın tavsiyesinde bulunuyor.
Ama artık AK Partinin şu saatten sonra birlik, beraberlik ve dayanışma ruhunu yeniden oluşturacak projeler üretmesi ve bu çerçevede toparlanma sürecini başlatması gerekiyor… Beykoz’da ufak tefek kımıldanmalar görüyorum. Muhammed Hanefi Dilmaç ve Murat Aydın’ın artık el ele kol kola Beykoz’u kucaklamaları İlçe Teşkilatına sahip çıkmaları gerekiyor. Bu doğrultuda onları sokakta görmek elbet ki bir şeylere işaret ettiği gibi mutluluk vesilesi de oluyor. Burada şunu söylemek lazım geliyor, eğer AK Parti’nin Beykoz’daki lokomotifleri bir araya gelmezse, ilçe başkanı ve teşkilattan da birlik beraberlik içinde olmasını bekleyemezsiniz.
AK Partililer artık her fırsatı tatile dönüştürmeyi bırakması lazım. Oğlumun düğünü için 200 arkadaşımızı arayarak, düğüne davet ettim. Neredeyse yarısından fazlası tatilde olduğunu söyledi. Ve bu durum beni ürküttü… Henüz olayın vahametinin farkına varamamışlar galiba diye düşünürken, bu rahatlık psikolojisini de merak ettim. Önümüzdeki ilk seçim Cumhurbaşkanlığı Seçimleri olacak. Orada elde edilecek başarı daha sonrası için yol haritasının çizilmesinde etkin rol oynayacak. Onun içindir ki, hiç kimse evinde oturmasın… Her alanda, her fırsatta vatandaşın yanında, vatandaşın söyleminde, vatandaşın sohbetinde olmak lazımdır.
Burada naçizane tavsiyem şudur, İlçe Başkanı Özkan Ayduğan organizasyonunda her akşam bir partilinin evinde sohbet, kaynaşma ziyaretleri yapılsın. Örneğin, İlçe Başkanı Özkan Ayduğan, Muhammed Hanefi Dilmaç’ı ve ailesini de alsın, bir akşam İlçe Başkan Yardımcısı Nazım Kartbak’ın evine konuk olsun. Hem gönül bağları kuvvetlenir, hem de yapılacak istişareler sonucunda daha güçlü fikirler ortaya çıkabilir.
Bir başka örnekse, Murat Aydın, Bedriye yengeyi taksın koluna Necaki Ak’ın evine çay içmeye gitsin… Necati Ak’ı bir dinlesin. Seçimi neden kaybettik, ne yapılması lazım gelir? Ya da Yücel Çelikbilek’in ailesini kadın kolları ziyaret etsin. Merhum Salim Kararmaz’ın ailesi unutuldu. Bunlar tekrar hatırlansın. AK Parti’de siyasete başlayıp, başka partilerde şansını deneyip te aktif olmayan arkadaşlarımızın kapıları tek tek çalınsın…
Tamam, hırsızla polisin arasına girmeyin ama yaşananlardan ders alarak birlik, beraberliğinizi güçlendirin. Meseleyi sadece AK Parti meselesi olarak ya da kendi istikbaliniz açısından değerlendirmeyin.
Aksi takdirde, beterin beteriyle karşılaşmak çok olası… Çok…
YORUMLAR