Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Herkesi inandıramazsınız

Her insanın ömrünün 4 evre (bölüm- aşama) olduğunu, sanırım artık bilmeyen yoktur.

Biz yine de tekrar edelim: Bu 4 evreler; I.) 9 aylık ana rahmi dönemi. II.) 80-90 Senelik Dünya hayatıdönemi.III.) Berzah dönemi. (Yani; Kabir, Haşir, Kıyamet, Sırat, Mahkeme-i Kübra gibi toplam 50 000 senelik bir evre olduğu yorumlanıyor.) IV.) Âhiret âlemi. (Yani;Yâ ebedî, SONSUZ bir Cehennem hayatı veya Ebedî Cennet hayatı.)

Her insanın, bu III. Berzah ve IV. SONSUZ Âhirethayatını kazanmak için, şu 80-90 senelik dünyada SINAVDA olduğu da bilinen bir gerçektir.

Her mü’minin en önemli görevi de öncelikle kendi aile fertlerini ve diğer insanları(yangından mal değil de yangından canlı kurtarırcasına,)Cehennemi hak etmemeleri için azamî gayret sarf etmesidir.Onları kavl-i leyyin, yumuşak sözlülük ve diksiyon kuralları metotlarıyla uyarmaktır.

Her ne sebeple olursa olsun, kendilerini Cehenneme hazırlayan gafil, âsi ve günahkâr insanlara kızmak değil, onlara acımak ve yardımlarına gönüllü bir doktor hassasiyeti ve merhametli bir anne şefkati ile koşmak, her mü’min için sarsılmaz bir gaye olmalıdır.

Çünkü, Kâinatın en doğru sözlüsü Muhammed’ülEmînSAV şöyle buyurmuş: "Bir tek adam seninle hidayete gelse, sahralar dolusu kırmızı koyun ve keçilerden (yani onları tasadduk etmekten) daha hayırlıdır."(Bkz.: Sahihi Buhari 3/57; ez-Zühdİbnül Mübarek 1/484; El-Fethül Kebir 1/282; Buhari, Müslim ve Müsned'i Ahmed'dennakil;İhya-u Ulum, I/9.)

Nahl S., 125. Âyet: “(Habîbim, yâ Muhammed!) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel nasîhatle (insanları)da'vet et ve onlarla en güzel bir şekilde mücâdele et! Şüphe yok ki yolundan sapanları en iyi bilen ancak Rabbindir; hidâyete erenleri de en iyi bilen O'dur.”

Ancak bu konuda da aşırıya gidilmemelidir.

Uğrunda;âyet ve hadis-i Şeriflerdeki prensiplere göre çaba sarf ettikleriniz, hidayete yanaşmıyorlarsa da bu ulvî göreve devam edilmelidir. Bu konuda da CelâleddinHarzemşâh gibi düşünmelidir. Malumunuz;girdiği her savaşta muzaffer olan Harzemşahyine bir savaşa hazırlanırken kendisine: “Bu savaştan da muzaffer olarak döneceksiniz” diyenlere, “Biz sefer ile emirolunduk, zaferle değil. Ben İ’lâyıkelimetüllah için savaşla emir olundum. Muzaffer etmek veya mağlup etmek, Allahın vazifesidir.”Demiştir.

Bizler de bu konuda “Emr-i Bilma’rûf ile emirolunduk” inancıyla, bir tek adamın dahi olsa bizimle Îman etmesi için, zor olan seferberliğe bile talip olmalıyız. Bu konuda da illâ ısrarcı değil de CelâleddinHarzemşâh gibi, neticeyi Allaha bırakıcı olmalıyız. Çünkü bu yetkiyi Yüce Rabbimiz, aşağıdaki âyete göre,  müşrik akrabaları için ısrarlı dua eden Habibi Hz. Muhammed’e SAV dahi vermemiştir.

KasasSûresi, 56. Âyet: “(Habîbim, yâ Muhammed!)Şüphesiz ki sen, sevdiğin kimseyi hidâyete erdiremezsin; fakat Allah, dilediği kimseyi hidâyete erdirir. Çünkü O, hidâyete erecek olanları en iyi bilendir.”

Bizler de illâ hidayete ermesini arzu ettiğimiz sevdiklerimize karşı, başta arz ettiklerimizi kavl-ü leyyin ve tüm ikna prensipleriyle davetkâr olmalıyız. En önemlisi de gecenin ıssız zamanlarında, mübarek geceler ve mukaddes mekânlarda onlar için dualar etmeliyiz. Hz. Ömer’in bu konudaki bir kıssasını hatırlayarak, bu haftaki yazımızı noktalayalım:

Kalabalık cemaati olan bir cenaze geçerken, Hz. Ömer’in bir kenarda çömelip hıçkırıklarla ağladığını görenler yanına gelmişler. Omuzuna dokunarak:

-“Yâömer, ölen yakının mıydı? Bilmiyorduk?” Deyince Hz. Ömer:

-“Hayır, yakınım değildi. Çok iyiliksever bir müşrik idi.” Bu kez, soru soranlar hayret içinde tekrar sordular:

-“Yâ Ömer, madem yakının değildi, niçin böyle hıçkırıklarla ağlıyorsun?” Cevap çok ilginç ve çok anlamlıdır:

-“Ona da bunca nimetler ve uzunca bir ömür verilmesine rağmen,îman edemeden, imansız bir iyiliksever olduğu halde, vaad edilen Cehenneme doğru gidişine çok üzülüyorum ve ona ağlıyorum…”

İşte insanlık bu!

İşte şefkat ve Merhamet bu!

İşte olgun bir Müslüman vasfı bu!…

Allah cc bizleri bu minval üzere hareket ederek, rızasına nâil olanlardan eylesin. Âmîn…

NOT: Hz. Ömer’in dayandığı âyetler. Beyyine S., 6. Âyet: Şüphesiz ki kitap ehlinden ve müşriklerden inkâr edenler, Cehennem ateşindedirler; orada ebedî olarak kalıcıdırlar. İşte mahlûkatın en şerlisi ancak onlardır!…Tevbe S., 113. Âyet: Ne peygambere, ne iman edenlere, akraba bile olsalar cehennemlik oldukları iyice belli olduktan sonra, müşriklere istiğfar etmek yoktur…

 

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER