Her şey çok mu güzeldi?

CHP’nin FETÖ’den aşırma sloganı; “her şey çok güzel olacak”. Tek başına ne kadar da umut verici bir cümle… Özellikle sandıklarda bu kadar usulsüzlük ve oy hırsızlığından sonra…

Kimse şu soruyu sormuyor, “her şey kime göre çok güzel olacak?”

Hadi biraz flash-back yapalım…

Mesela 1960 darbesinde her şey çok güzel mi oldu? Menderes ve arkadaşları asıldıktan sonra daha da mı güzel oldu?

Ya 12 Eylül’de? Hani Paul Henze’in dönemin ABD Başkanı Carter’a “bizim çocuklar başardı” dediği o kanlı olaylar ve ardından gelen İspanyol Engizisyonunu aratmayacak cunta katliamları? Çok mu güzel olmuştu her şey? Çok mu güzel olmuştu mahkeme kararıyla önce yaşı büyütülen sonra da asılan bu ülkenin geleceği, pırıl pırıl çocukları!

Ya 1994 yılına kadar İstanbul; çok mu güzeldi? Çöp dağları, susuzluk, yolsuzluk, pislik… Çok mu güzeldi?
 

Soruyorum size, 28 Şubat’ta yapılan onca zulüm, baskı, haksızlık… Çok mu güzeldi her şey?

Allah aşkına söyleyin, çok mu güzeldi koalisyon dönemleri? 2002’ye kadar ortalama altı ayda bir yaşadığımız ya siyasi, ya ekonomik krizler… Gecelik yüzde on iki bin beş yüz faizler, çöken ekonomi, sönen ocaklar… Çok mu güzeldi?

Güneydoğumuzda kırk yıldır kurulmaya çalışan terör devleti ve batı taşeronu PKK çok mu güzeldi?

Karnına sıkılan kurşunla katledilen kundaktaki bebeler, çok mu güzeldi?

Siirt Derince’de 1993’te, okul bahçesinde 13’ü çocuk 22 kişi katledilirken çok mu güzeldi?

Mardin Pınarcık’ta 1987’de, 16 çocuk, 6 kadın toplam 30 kişi katledilirken çok mu güzeldi?

Şırnak Güneyce’de 1987’de, 4’ü çocuk 11 kişi katledilirken çok mu güzeldi?

Şırnak Çobandere’de, 1987’de, yaşlı, kadın ve çocuk 13 masum katledilirken çok mu güzeldi?

Nusaybin’de 1988’de, 8’i çocuk, 2’si kadın 11 sivil katledilirken çok mu güzeldi?

Şırnak’ta, 1990’da, 12’si çocuk 27 masum katledilirken çok mu güzeldi?

Susa, Diyarbakır, 1992’de camide namaz kılan 10 masum katledilirken çok mu güzeldi?

Bitlis, Cevizdalı’da, 1992’de 30 masum sivil katledilirken çok mu güzeldi her şey?

Mardin, Savur’da, 1992’de, 11’i çocuk 21 sivil katledilirken çok mu güzeldi?

Diyarbakır Hamzalı’da, 1995’de 20 masum katledilirken çok mu güzeldi? Ve daha niceleri… 40 yılda katledilen on binlerce masum… Çok mu güzeldi?

Ya, “siyasi çizgisini çok beğeniyorum” dediğiniz terör elebaşı Selahattin Demirtaş’ın emriyle başlayan 6-7 Ekim olaylarında ülke genelinde 43 sivil katledilirken, çok mu güzeldi her şey?

Yasin Börü ve arkadaşları bu gün 24-25 yaşlarında pırıl pırıl gençlerimiz olacaktı. Çok mu güzeldi onları Ermeni çetecilerin 1915’de yaptığı canice katliamları aratmayacak şekilde katletmek?

Ülkemizin ekonomik geri gidişinin mihenk taşı olan Gezi Ayaklanması sonucunda yaşanan karmaşa ve kaos çok mu güzeldi?

Peki ya aşağılık FETÖ Terör Örgütü’nün peş peşe denediği ülkemize diz çöktürme hamleleri… Çok mu güzeldi? 17-25 Aralık çok mu güzeldi?

Ya 19 Ocak 2014’te MİT Tırlarına çekilen operasyon, çok mu güzeldi?

15 Temmuz 2016’da yaşadığımız ve 249 şehit verdiğimiz kanlı darbe kalkışması çok mu güzeldi? Bir hırsız gibi tankların arasından sıvışıp, kalkışmayı TV’den izlemek çok mu güzeldi!

Sahi burada şunu sormadan geçemeyeceğim; “madem tiyatroydu neden marketlerin makarna stoklarını patlattınız!” Çok mu güzeldi bankamatik kuyrukları?

Bu gün “ne beka meselesi, alt tarafı yerel seçim” dediğiniz bu seçimler için ittifak yapmadığınız gayri milli, gayri İslami şer odağı kalmadı. Bir il başkanınız var maşallah terör kampı! Terör elebaşları Kandil’den her gün açıklama yapıyor, “AKP-MHP faşist iradesine karşı CHP’ye ve adayına destek olun” diye. “Her şey çok güzel olacak” diyorsunuz ya! Kime göre güzel olacak? Terörist başı Duran Kalkan’da aynı şeyi söylüyor, Bese Hozat’ta! Ve “her şey çok güzel olacak” öyle mi?

Şimdi biz bütün bunları unutup PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile FETÖ ile yaptığınız ittifak için nasıl “her şey çok güzel olacak diyelim?”

Bu sihirli kelimelerin peşine takılıp size nasıl güvenelim?

Bu kadar şehit mezarında ters döner!

Öbür dünyada elleri yakamıza yapışır!

Sinan KAVRAKOĞLU HAKKINDA

Sinan KAVRAKOĞLU... 1969 yılında Rize’de dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul’da tamamladı. Yüksek öğrenimini İ.T.Ü SMF DMYO’nda yapan Kavrakoğlu eğitimini yarım bırakarak 1990 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’ne gitti. Burada yaklaşık 1 yıl kalarak Photo-finishing sistemlerine yönelik teknik eğitim aldı. İyi derecede İngilizce bilen Kavrak aile şirketinde ithalat ve dış ilişkiler sorumlusu olarak görev aldı. Avrupa ve Uzakdoğu’da birçok uluslararası fuar organizasyonuna katılan Kavrak sık sık yurt dışı ziyaretlerde bulundu. 1995 yılında evlendi ve 1998 yılında Beykoz’a yerleşti. 2002 yılında Kader Gür’le tanıştı ve Dost Beykoz’un gazete formatında yayınlanmasına öncülük eden isimlerden oldu. Haber Müdürü olarak başladığı Dost Beykoz kariyerine şu an Sorumlu Yazıişleri Müdürü olarak devam ediyor. Kavrak’ın www.antoloji.com sitesinde yayınlanan bazı şiir denemelerinin yanı sıra “Yazmış Bulunduk” ve “Dost Yazılar” adlı iki kitapta derlenmiş makaleleri yer almaktadır.