Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Kader Gür
Kader Gür

Hazırlanın !.. Saldırı başlıyor

AK Parti’nin kuruluş öncesini ve iktidara geliş sürecini bilmem hatırlatmaya gerek var mıdır? 14 Ağustos 2001 ve 3 Kasım 2002 tarihlerini tarihe kaydeden gelişmeleri bir daha düşünün.

Düşününde, tamamen iyi niyetle yapılmış uyarıları içeren bu yazımı ona göre değerlendirin… Kararınızı da ona göre verin.

Antidemokratik uygulamalardan doğan siyasi kararların, hukuk kılıfına uydurulduğu bir süreçte, 21 Eylül 2002’de Anayasa Mahkemesi tarihi bir karar veriyor… Yapılan kamuoyu yoklamalarından, büyük bir çoğunlukla iktidara geleceği anlaşılan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan milletvekili olamıyor… Bu kararla birlikte Tayyip Erdoğan’ın genel başkanlığı da tartışmaya açılıyor.

Ve daha sonra kaderin bir cilvesi mi denir, yoksa bükülemeyen bileğin öpülmesi mi, yada Anadolu dan yükselen duaların etkisi mi? Bilinmez. Yiğit düştüğü yerden kalkıyor ve Siirt’ten milletvekili seçilerek ülkenin başbakanı oluyor.

O mağduriyetinde katkı sağladığı rüzgarın etkisiyle iktidara gelen partisi bugün 3. yılını bitirmiş 4. yılından gün sayıyor. Bu günler sayılırken, bir taraftan parti içinde diğer taraftan genel seçime hazırlanılıyor.

Hazırlanın !.. Saldırı başlıyor

Bu günlerde yaşananlara iyi dikkat edin. Güneydoğu bölgemizde yaşanan patlamaların altından çıkan isimler. Alttan üstten kaşınan kimlikler. Meyhaneler, içkiler. Aldığı ihalelerle zengin olan AK Partililer.

Bunları kaşıyan, milletin kafasını bulandırmaya çalışan kimler?.. Devletten çaldığı paraları geri almak maksadıyla bütün mal varlığına el konulan uzan grubunun basın yayın organlarımı? Yoksa… Bizzat Recep Tayyip Erdoğan tarafından icap ettiği şekilde borçları ertelenen gazete patronlarının adamları.

İktidar içinde bazı isimler fırsatları değerlendirirken, iktidar dışında olanlarda boş durmuyor.. Onlarda yıpratma politikalarını ve hatta Recep Tayyip Erdoğan’ın ayağını kaydırma harekatlarını uygulamaya koyuyor… Ben AK Partiliyim diyerek iktidar havası atanlardan çıt ses çıkmıyor… Uyanın !.. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşıyor… Bu oyun ve gelişmelerin ardında Cumhurbaşkanını bu meclise seçtirmemek yatıyor.

Son günlerde ulusal basını takip ediyorsanız, 3 Kasım sonrası iyimser mesaj verenlerin son gelişmelerle birlikte nasıl ağız değiştirdiğini fark edersiniz. Ülkemiz bu iktidar döneminde malum güçler tarafından hep izlendi. İktidarın icraatları çeşitli yollarla engellendi. Ne doğru düzgün bir atama yapılabildi. Nede toplumun yararına olan yasaların uygulamaya geçirilmesine izin verildi. Kimisini mahkemeler, kimisini de sayın Cumhurbaşkanı veto etti. Bu kısıtlamalar karşısında çıkış yolları arayan iktidar, bir çoğu kendi teşkilat mensubu olan sabit gelirli insana yüklendi. Bu yüklenmeye göğüs gerebilenler kaldı. geremeyenler küsüp gitti..

Bu ülkede sadece AK Parti üzerine suni gündem oluşturulmadı. Hatırlarsanız, 3 Kasım öncesi MHP’ye de buna benzer bir senaryo hazırlandı. Bunu fark eden MHP’de genel seçime giderek hevesleri kursaklara bıraktı. Yani demem o ki iktidarda kalmanın iktidar olmanın tek yolu halk ve teşkilat desteğidir. Patronların ve paranın desteğiyle iktidarda ne kadar kalınabilir.? Ortaya çıkan bu olumsuzların derhal fırsata dönüştürülmesi ve önümüzdeki günlerde start alacak olan parti içi yarışta demokrasi işletilmelidir. Makamda oturmak cesaret gerektirir. Korku, endişe ve gelecek kaygısıyla çatının su almasına yol açmak iyi bir mesaj değildir.

Ülkenin 18 yıl sonra yakaladığı istikrarın bozulması, geleceği şekillendirecek olan delegelerin arasına yazılmaktan korkulan bazı isimlerin elinde midir? 

Yoksa…

“Recep Tayyip Erdoğan’ın parti içine verdiği her mesaj, Rahmetli Özal’ın “benim memurum işini bilir” sözleri gibi algılanıyor ve gün geçtikçe telafisiz boyutlara doğru hızla yol alıyor. Ben kahrediyorum. Ülkem ve 22 partiyle girmiş olduğu seçim yarışından tek başına iktidar olarak çıkan, elde ettiği başarıyla Türk siyaset tarihini yeniden yazan parti, kişisel zenginlik ve beklentiler uğruna bitiriliyor” tespitlerinde midir?

Yorum sizin !…

Selam ve Sevgi ile

Kader Gür
Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER