Bilgehan Murat MİNİÇ
  • 22/10/2018 Son günceleme: 22/10/2018 19:54
  • 10.953

Efendim malumunuz, mahalli seçimler yaklaşıyor.

Sair siyasi partilerin aday adayları yeni yeni arz-ı endam etmeye başladılar. Tabii, bu arada muhtar adaylarını da unutmamak lazım. İçlerinde nev zuhur adaylar da, eski isimler olacaktır muhtemelen. 

Öyle ya madem önümüz seçim, madem insanlar türlü makamlara talip olacaklar, bizde başta kendi nefsimize olmak üzere, bu taliplere bir hatırlatma yapmak istedik.

"Zamanın birinde, bir memleketin zenginlerinden bir adam yaşı ilerleyip ölüm hastalığına tutulunca evlatlarını çağırmış. Demiş ki ‘Evlatlarım, sizlere vasiyetimdir. Ben ölünce mallarımı üçe bölün. Üçte birini kendi aranızda eşit paylaşın. Üçte birini fakir fukaraya dağıtın. Üçte birini de dünyanın en ahmak adamını bulun, ona verin’

Evlatları bu duruma hem üzülmüşler, hem de şaşırmışlar. Derken emr-i Hak vaki olmuş, babaları vefat etmiş. Usulünce babalarına son vazifelerini yapmışlar. Babalarının vasiyeti üzerine mallarını üçe bölüp paylaşmışlar, fakir fukaranın hakkını teslim etmişler. Ta ki iş dünyanın en ahmak adamını bulup payını teslim etmeye gelmiş.

Kardeşler düşünmüşler taşınmışlar, babalarının vasiyetini gerçekleştirmek üzere diyar diyar gezip o adamı bulmaya karar vermişler. Az gitmişler, uz gitmişler, derken günün birinde bir şehre girerken şehrin girişinde acayip bir hadiseye tesadüf etmişler.

Hikâye bu ya, şehrin neredeyse tüm ahalisi toplanmış, bir adamı eşeğe ters bindirmişler, ellerini de bağlamışlar. Bir yandan küfürler hakaretler ederek, bir yandan çürük meyveler sebzeleri başına atarak, bir yandan taşla sopayla kafasını gözünü yararak şehirden adamı kovduklarını görmüşler.

‘Kim bilir ne suç işledi’ deyip şehrin kapısından girerken, oradaki esnaftan birine sormuşlar: ‘Biz şehrin girişinde böyle bir olay yaşadık, kimdir bu adam, ne suç işlemiştir, söyler misiniz?’ demişler.

Esnaf şöyle cevap vermiş: ‘O sizin gördüğünüz adam var ya, işte o bu şehrin  eski valisidir.’

‘Peki’ demiş çocuklar, ‘ne suç işledi ki, ona böyle bir muameleyi reva gördünüz?’

Esnaf gülümsemiş : ‘Bir suç işlediği yok aslında’ demiş. ‘Bizim şehrimizde adettir, biz bu şehri yönetsin diye her beş yılda bir seçimle valiyi şehrin başına getiririz, sonra beş yıl bitince onu bu hale sokup şehirden def ederiz.’

Adamın evlatları hayretle birbirlerine bakmışlar, sonra yine sormuşlar : "Ne yani, şimdi beş yıl sonra bu hale geleceğini bile bile, bu şehirde vali olmak için hala talip olanlar var mı?"

"Olmaz olur mu" demiş esnaf, "biz yeni valimizi seçtik bile. Gidin bakın, onu valilik sarayındaki makamında görebilirsiniz."

Kardeşler düşünmüşler. "Beş yıl için, hem de sonunda bu hale geleceğini bile bile bu makama talip olan adam, şüphesiz dünyanın en ahmak adamıdır" diye karar vermişler, ve götürüp malları ona teslim etmişler."

Bu hikâyeyi Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'na anlatan Seyyid Muhammed Raşid Efendi sonunda şöyle bir tavsiyede bulunur: "Dünyalık makamlara talip olanların sonu, bu hikayedeki valinin sonu gibidir. Siz siyasete girin ama sakın dünyalık makamlara talip olmayın, manevi rütbelere talip olun..."

Yazarın Yazıları