Hani zamlar Dolar ve sel yüzündendi?

Hepinizin malûmu olduğu gibi, 10 Ağustos 2018’de Dolar 5,4085 iken, yine dış şer güçlerin “haksızlıklara karşı dik duran ülkemize ayar ve ceza verme” adına dolara müdahale edilerek, 14.08.2018 6,6892 TL’ne kadar (%25-26) yükselmişti.

Pek tabiidir ki, dolar ile ticaret yapanlar bu yükselişten etkilendikleri için, aynı oranda zam yapmaları beklenirken, %100’den fazla zamlar yaptıkları gibi, dolarla hiçbir alâkası olmayan fırsatçılar da yerli mamullere bile %100 zamlar yaptılar.

Hazine ve Maliye bakanlığının acil tedbirleri neticesinde birkaç ay içinde dolar 5,3’lere kadar düştüğü halde, FIRSATÇI ZAMLARINDA hiçbir geri adım atılmadı. Yani, dolar bahane edilerek %100’lerden fazla zamlar yapıldığı halde, bu zamlar dolar eskisinin de altına düştüğü halde, hiç geri çekilmedi.

20 Kasım 2018’den beri Dolar 5,27-5,30’lar civarında, yani doların yükseliş tarihinden de aşağı düştüğü halde, o fırsatçı zamlarında bir düşüş maalesef YOK.

Şimdi soralım: “Hani zamları, dolar artışına göre yapmıştınız? Yalancılar, fırsatçılar!”

BİR BAŞKA HUSUS:

Dolar ile hiç alâkası olmadığı halde; Sebze-Meyvede fiyatları yükselten kim?

Antalya halinde domates bugün 2,5 TL iken, üreticide elbette daha da düşüktür!

Bir tır 25 ton domates alır. İstanbul'a 4.000+KDV nakliye tutar. Nakliyenin Domatesin KG fiyatına YANSIMASI ise sadece 16 Krş.’tur. (Haydi, 20 Kuruş diyelim.) Maliyet 2,7 TL olur. 7-7,5 TL’sine yükseltmek, neyin nesi? Gerisi, hal, pazarcı ve marketçi kârı, değil mi?

Devletin müdahalesiyle Tanzim satışları devreye girince; 5000-8000 şubesi olan marketler, domatesi niçin hemen 3 TL’ye düşürdüler? Tek bir günde gökten beleş domates mi yağdı?

5-6 TL'den sattıkları soğan ve patatesi 2 TL'den satmaya başlamışlar. NİÇİN?

Patlıcan ve sivri biberi birden (14 TL’den) nasıl 4,5 TL’sine düşürdünüz?

Hani zamlar hem doların yükselmesinden, hem de Antalya’daki sel, fırtına ve hortum yüzündendi? Tek bir günde ne oldu?

En mantıklı cevap: “MEYDANIN BOŞ OLMADIĞINI ANLADILAR”, değil mi?

Oysa denetimcilerin ve hesap uzmanlarının tespitlerine göre; Antalya'daki sel yüzünden, tüm ülkedeki sebze üretiminin %2 veya 3’ü ziyan oldu. Diğer bölgelerimiz sebze sevkiyatına devam ediyorlardı. Gösterilen zarar ve hasarların çoğu ise sera ve bahçelerle ilgili değildir.

Bu %2-3 için mi bu panik zamlar yapıldı?

Sanki tüm ülkeyi sel basmış ve sebzeler dolar ile ithal ediliyormuş gibi bir algı oluşturarak ve halkı da enayi yerine koyarak aşırı zamlar yapmak, Allah’tan revamıdır?

Eyy halka bu zulmü reva gören fırsatçılar, yalancısınız! Zalimsiniz!

Şayet bu zamları bir yerlerden emir alarak, seçim öncesi hükûmeti âciz ve zor duruma düşürmek için yapıp geri çekmediyseniz, tek kelimeyle hainsiniz!

İlgili bakanlıklar bu konuda toplantılar yaparak acil tedbirler aldılar. Bu tedbirlerin en önemli olanı da SEBZEDE TANZİM SATIŞLAR, 10 Şubat 2019’da başlatılınca, tüm marketler sebze satışlarını birden niçin ve nasıl (14 TL’den 4,5 TL’sine) üçte bir fiyata çekebildiler?

Eylül ve Ekim'de depolara giren soğan ve patatesi, neden şimdi bir anda ucuzlattılar!

İnsafsızlıkları ortaya çıktı, değil mi? Yazıklar olsun! Halkın gözünden düştünüz…

Allah cc bu güzide ve masum halkı; bu insafsız aracılara bırakmayan Devlet Başkanımızdan, ilgili Bakanlıklardan ve ilgili Kurumlardan razı olsun.

Son gelişmeler nedeniyle halk sevinç çığlıkları atarken, zillet ittifakının yelkenine rüzgâr olma gayretinde olan medya gurubu, tanzim satışları takdir etmeleri gerekirken, maalesef bu SEBZEDE TANZİM SATIŞLAR hakkında bile, halkı yanıltmaya çalışıyorlar.

“Bir devlet, serbest piyasaları denetler, marketçiliğe soyunmaz!” diye söze başlayarak, tanzim satışlardaki aşırı rağbeti ve o kuyrukları; kendi KITLIK ve zulüm dönemlerindeki karneyle ekmek ve benzin kuyrukları, SUSUZLUK, İLÂÇSIZLIK, TÜPSÜZLÜK, YOKLUK KUYRUKLARI ile mukayese etme aymazlığı ile demagojiler ve cerbezeler yapmaya başladılar. Bu aymazlıklarıyla, alçaldıkça alçaldılar.

Oysa bu güzide halk uyandı ve artık bu cerbeze ve demagojileri yemiyor.

Bu acizlik içinde yapılan, ‘Güneşi balçıkla sıvamaya çalışma’ anlamına gelen saçma sapan itirazları, acı tebessümleriyle, hatta tiksinerek ve nefretle izliyor.

Yeri ve zamanı gelince, yani mührü eline alınca, onlara nasıl cevap verileceğini, çok iyi biliyor. Vesselâm…

A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…