“Siyaset, halka rağmen, halktan kopuk bir şekilde yürütülemez. Siyaset, bir kurum olarak halkın evine benzemek zorundadır.
”
Tarih boyunca, Osmanlı İmparatorluğu'nda bile halk ile istişare çeşitli yollarla yapılırdı. Günümüzde bu çok daha basit hale gelmiştir; ancak zor olan bir şey varsa, o da fildişi kulelerinden çıkarak halk ile halk gibi oturup konuşmak ve en önemlisi, halkın görüşlerini dikkate alarak harekete geçmektir.
Türkiye ve Beykoz, makam sahibi olduğu anda 180 derece değişen birçok politikacı görmüştür. Ancak, bu politikacıların hepsi unutulmuş, halkın gönlünde bir yer edinememiş veya bulundukları konumda tutunamamışlardır. Milletimizin büyük çoğunluğu, bazı politikacılara bu nedenle kırmızı kart göstermiş ve bir dönemlik ceza vererek yedek oyunculara şans tanımıştır. Belki de yeni yetenekler keşfetmek istemişlerdir. Son yerel seçim sonuçları bu şekilde de açıklanabilir. Bir alternatif arayışının olduğu açıkça görülmektedir.
Alternatif aranıyor ve yedek oyuncu oyuna giriyor; ancak performans aynı kalıyor veya daha da kötüye gidiyorsa, halk yine elini kartına götürür. Yerel yönetimlerin temel felsefesi ve mantığı, halkın kendi kendini yerinden yönetmesidir. Halkın temsili yapılmaksızın yerel yönetimler olmaz, olsa da başarılı olamaz. Seçimleri kazanan bir grubun ve teşkilatlarının değil, tüm halkın temsili yapılmalıdır. Siyasette intikam duygusuna yer yoktur; olsa da halka karşı intikam olmaz. Toplumun tamamı yerel yönetimlerde kendine bir yer bulabilmelidir. Aksi takdirde, seçimlerde yarışanlar fikirler değil, takımlar olur. Siyasetçiler bu tarafgirlikten beslenir ve döngü durmaksızın devam eder. Döngüyü kırmak ve halk tarafından unutulmamak, kendilerine şans verilenlerin elindedir. Bu fırsatı değerlendirmemek benim açımdan büyük bir kayıptır.
Yerel yönetimlerin temel mantığı, hizmet kabiliyeti ve yönetim becerileridir. Yönetim becerileri aslında çok güzel bir ifade ile aktarılır: "idareci." İdare etme sanatını çok iyi uygulamak, yerel yönetimlerde başarıyı da beraberinde getirir. Yerel yönetimlerde "fil dişi kuleler" olamaz. Toplumun bir kısmını dışlayarak yönetim gerçekleştirmek veya öyle sanmak, hem başarısızlığa hem de halkın gönlünden düşmeye sebep olacaktır. Yerel yönetimlerde adınız, ideolojik tarafgirliğiniz ile değil, adil olmanız ile her kesim tarafından takdir edilmeniz ve halk menfaatine projeleriniz ile anılmanız başarıdır. Kazandığınız bir seçim ve bir dönem belediye başkanlığı değil, halkın gönlünde kalıcı bir yer edinmek önemlidir.
Siyaset, halkın iradesini yansıtmalı ve onların ihtiyaçlarına cevap verebilmelidir. Bu ilişkinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için şu prensipler önemlidir:
- Şeffaflık: Siyasetçiler, aldıkları kararlar ve uyguladıkları politikalar hakkında halka açık ve net bilgi vermelidir. Bu, halkın güvenini kazanmanın ve korumanın en önemli yollarından biridir.
- Hesap Verebilirlik: Siyasetçiler, yaptıkları işler ve harcadıkları kaynaklar konusunda hesap verebilir olmalıdır. Halkın temsilcisi olarak görev yapan siyasetçilerin, her adımlarında halkın çıkarlarını gözetmesi gerekir.
- Katılımcılık: Halkın, siyasal süreçlere katılımı sağlanmalıdır. Sadece seçim dönemlerinde değil, her zaman halkın görüşleri alınmalı ve karar süreçlerine dahil edilmelidir.
- Erişilebilirlik: Siyasetçiler, halkın ulaşabileceği, görüş ve önerilerini rahatça iletebileceği bir erişilebilirlik içinde olmalıdır. Halkın temsilcilerine kolayca ulaşabilmesi, onların sorunlarını ve taleplerini iletebilmesi önemlidir.
Halkımızın vermiş olduğu bu fırsatı değerlendirmemek, büyük bir hata olur. Verilmiş bu fırsatın neden verildiğini iyi anlamak gerekiyor. Popülizm ve arkadan esen rüzgar, bir noktaya kadar sizinle olacaktır. Hal böyle iken siyasetçilere düşen, halka karşı son derece şeffaf olmaktır. Alınan bir karar tüm şeffaflığı ile halka sunulmalıdır. Nedenleri açıkça ifade edilmelidir. Sonunda yine takdir halkımızın olacaktır.
YORUMLAR