Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 30/07/2019 19:40
  • 27.895

Beykozlunun verdiği yaşam mücadelesinin aşılamayacak kadar ağırlaşmasında bu günkü siyasi yapılanmanın sorumluluğu tartışılacak boyutlara ulaştı.

3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra tek partili iktidardan kaynaklanan istikrar havasının ülkenin her tarafına olduğu gibi Beykoz’a da yansımaları olmuştu… Gözle görülür bir iyileşme olmadıysa da vatandaş en azından umutluydu… Merkezi yönetimin tek partili olmasını fırsat olarak gören Beykozlu, yerel yönetimi de kendi içinden birisini seçerek güçlendirmek istedi.

 
Fakat, evdeki hesap çarşıya uymadı. Gerek Ergül’ün kafasındaki hesaplar, gerekse Beykoz’da yaşanan doğal afetler… Bunlara bir de Beykoz’un yıllardır devam eden sorunları eklenince yıpranma süreci başladı. Ergül elinden geldiğince suya sabuna dokunmadan bazı şeyleri halletmek için oldukça zorlandı…
 
Açıkçası şunu söylemek lazım; Ankara Ergül’e yeterli derecede destek vermedi. Ergül’ün Beykoz’da gerekli değişimi sağlayamaması ve merkezi yönetim tarafından destek görememesi onu mevcut yapıyı koruma politikasına sevketti. Üstüne üstlük Acaristanbul gibi dev bir sorunla karşı karşıya getirildi.
 
Beykoz Belediye encümeninin Acaristanbul Villaları’na ilişkin almış olduğu son karar siyasi dengeleri sadece alt üst etmekle kalmayıp, aktörlerin izlediği hedeflere yönelikte önemli ipuçları verdi.
 
Encümenin, ilk toplantıda dosyayı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’ne havale edip sonra tekrar gündemine alması, yine, encümen üyelerinin AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’nda sırf bu konuya yönelik toplantı yapması, nihai olarak nitelenen son kararı tartışmalı hale getirdi.
 
Kararın tartışmalı hale gelmesi ve halkın günlük yaşantısına inmesinde, ilk kararda yıkıma evet diyen bazı meclis üyelerinin 2. kararda hayır demesi de etkili oldu.

Tamam.

Karar verildi….

Acaristanbul yıkılacak... Diyelim.

Peki bu tartışmanın odağı olan Beykoz ve diğer isimler bu sonuçtan ne kazandı. 

İzlediğimiz şekliyle değerlendirdiğimizde; Ergül’ün, direnerek, yıkıma sıcak bakmadığını dolaylı da olsa ifade etmesi, zaten alamadığı Ankara güvencesi ve desteğini daha da hafifletince olayların seyri değişti. Değişti değişmesine de, Ergül, son kararın açıklandığı basın toplantısında; “Adalet yerini buldu, Vicdanen rahatım” gibi cümlelerle, önceki politik çizgisiyle çelişti. Entellektüel bir başkanken aniden varoşlara sığınan Ergül’ün bu sözleri hoş karşılanmadığı gibi, onu iyi tanıdığını düşünen insanlar üzerinde şaşkınlık yarattı.

İşte bunun adı siyasetti…

“Ergül Adalet yerini buldu, Vicdanen rahatım” derken kimlere mesaj verdi? Oysaki, Acaristanbul yapı ruhsatlarının iptalini içeren mahkeme kararını temyize götürmesinden doğan ağır eleştiri ve medya saldırılarına bile göğüs germişti.

Bu kararın alınış biçimi ve yedi encümen üyesinin tavrı Beykoz’un tarihine kaydolmuştur… Tartışmaları yıllarca sürecektir… Hatta seçim kampanyalarında kullanılacaktır.

Ben, bunca olanlara rağmen Acaristanbul Villaları’nın gerçekten yıkılacağına hala ihtimal vermiyorum… Çünkü, bu süreçte ve kararın alınış şeklinde hukuki boşluklar oluşturulduğunu ve bu hukuki boşlukların yıkımın önüne geçebileceğini düşünüyorum..
 
Fakat, Osman Pepe amacına ulaşmıştır… İsmet Acar’a verilen ekonomik zararla birlikte Acaristanbul’un tartışmalı hale gelmesinin izlerini silmek uzun bir zaman alacaktır…
 
Bunun ekonomik anlamda Beykoz’a yansımasının mutlaka bir cevabı vardır.

Halk bunu değerlendirecektir !..

Selam ve Sevgi ile…

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz