Salih ŞİŞMAN
  • 15/12/2016 Son günceleme: 15/12/2016 11:33
  • 7.053

Halep’te yaşanan ve son günlerde ayyuka çıkan vahşet herkesin malumu.

Sosyal medyada da son günlerde konu ile ilgili paylaşımlar yapılmaya devam ediyor. İnsanlar paylaşımlarında Halep’te ki vahşeti gösteren fotoğraf ve videolarla kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.

Tabi bu paylaşımlar insanları ne kadar etkiliyor, ne kadar fayda ediyor tartışılması gereken bir konu. Hatta bu paylaşımları yapanlara ne kadar etki ediyor o tam bir muamma gibi gözüküyor.

Aslını söylemek gerekirse haberdar olmaktan başka bir işe yaramadığı ortada. Bunun sebebi ise slogan varı yaşamaya devam edip, sözde mükemmel bir şekilde savunduğumuz değerlerimizin gırtlağımızdan aşağıya inememesi yani savunduğumuz değerleri kalbimizde yaşamamamızdır.

Bir önceki yazımın başlığında yazdığım gibi, ‘söylemlerimizin ve eylemlerimizin’ dengede olmaması…

Allah’tan Facebook son dönemde ‘beğen’ butonunun yanına ‘üzgün, kızgın’ vs. gibi butonlarda ekledi de en azından meramımızı beğenerek değil de kızgın ya da üzgün butonlarıyla da anlatabilir olduk…

Halbuki aynı sosyal medya mecralarında Aralık ayı başında paylaşılan asılsız bir haber,  yine diğer asılsız paylaşımlardaki gibi kanser hücresi gibi yayılarak insanları etkilemeyi başardı.

Bu paylaşımda 2016 sonuna kadar sürücü ehliyetlerini yenilemeyen vatandaşların 1 Ocak 2017 itibariyle sağlık raporlarının aşırı zamlanacağı ve yüklü bir ödeme yapmak zorunda kalınacağı belirtiliyordu.

Hasılı dostlar, artık bilgisizlikten mi dersiniz yoksa cebimizden ekstra para çıkacak korkusu mu dersiniz; ne derseniz deyin bu şehir efsanesine milletimiz o kadar inandı ki bu haberler akabinde Emniyet Genel Müdürlüğü'nün e-randevu sistemi önce neredeyse 2 ay sonrasına randevu vermeye başladı ve en sonunda da aşırı talebe bağlı olarak çöktü…

İşte anlatmak istediğim meramım da buydu. Halep’te ki vahşete tepkimizi ‘kızgın’ ya da ‘üzgün’ butonlarıyla verirken, menfaatimizi ilgilendiren bir durumda bunlarla sınırlı kalmayarak sistemleri bile çökertebiliyoruz. Halbuki sürücü ehliyetlerinin yönetmeliğin yürürlülüğe girdiği tarih itibariyle 5 yıl içinde yenilenebileceği gerçeği varken…

Bu arada yanlış anlaşılmalara mahal vermemek için baştan belirteyim. Bu yazıdaki ‘Halep’ başlığı semboldür. Diğer coğrafyalarda zulüm gören tüm insanlarda bu kapsama dahildir.

Zulüm gören bu insanlara bir şeyler yapmalıyız. Derneklerle mi, vakıflarla mı, bireysel yardımlarla mı artık neyle yapacaksak yapalım dostlar.

Neden böyle olduk sorusu hep sorulur. Herkes kendisine sorarsa daha iyi olacağı kanısındayım. Keza bu soru çok su götürür.

Sözlerimi Arif Nihat Asyalı’nın meşhur dizeleriyle sonlandırıyorum.

Bize bir nazar oldu Cumamız Pazar oldu

Ne olduysa hep bize azar, azar oldu

Ne şöhretten hastayız, ne de candan hastayız

Ne ruhça ne vücutça ne de kandan hastayız

Avrupa’ya bir değil iki pencere açtık

Uzun yıllardan beri cereyandan hastayız

Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz

Yaklaştıkça her sene öz yurdumda yılbaşı

Yapılır milletime Frenkçe sahte aşı

Buna ağlar ağacı hem toprağı, taşı

Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz

Sen Hıristiyan mısın? Diye sorsan darılır

Yılbaşında hindi kaz yemesine bayılır

Çam deviren hindi ki nasıl mümin sayılır

Bilmiyoruz çoğumuz ne edip yapıyoruz

Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz

Yazarın Yazıları