Hala aklın başına gelmedi mi, ey Müslüman?

Bu ciddi araştırmaları yapmaktaki amacımız; iş-güç, okul-dersleri ve bazı sıkıntılar yüzünden, İÇ ve DIŞ düşmanlar tarafından güzel ülkemize kurulan SİNSİ TUZAKLARI fark edemeyen vatansever, muhafazakâr ve mümin kardeşlerimizin, seçimlerde yanlış bir ittifaka yönelmemeleri için belgesel bir rehber niteliğindedir.

Bu hatırlatma asla siyasi değil; hem Yüce dinimiz adına bir nevi ibadet, hem de güzel vatanımız adına askerlik ve vergi görevi gibi ulvî bir vatan borcudur.

Öncelikle; oy hırsızlıklarının, yolsuzlukların, organize sahtekârlıkların, hukuksuzlukların ayyuka çıktığı İstanbul’a bir bakalım:

İstanbul İl Seçim Kurulu’nun yangından mal kaçırırcasına, Y. S. K.’nun kararını beklemeden mazbata verdiği Ekrem İmamoğlu, ilk ve alelacele talimatıyla “belediyenin veri tabanının kopyalanmasını” istedi. Bunun için de kurum dışından, kim oldukları belli olmayan 3 sözde ‘uzman’ kişi görevlendirdi. Üstelik te seçim iptal başvurusu Yüksek Seçim Kurulu’nun gündemindeyken.

İBB’nin 16 milyonluk veri tabanında MİT ve Askeriyenin İstanbul’daki tüm tesisleri ile Cumhurbaşkanlığı yerleşkelerinin detayları da bulunuyor. Buradaki ciddi ve sinsi art niyeti gören İstanbul 4'üncü İdare Mahkemesi, veri tabanın kopyalanması talimatı hakkında, yürütmenin durdurulmasına OY BİRLİĞİ İLE karar verdi. (İmamoğlu’nun bu konuda, nereden talimat aldığı da merak konusu oldu.)

31 Mart seçimlerinden önce, Dini ve millî statüye sahip (STK) olan “Derneklere-vakıflara hizmet işi bitti” diyerek tepki toplayan CHP’li Ekrem İmamoğlu, buna rağmen “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne yardım çağrısı” yaptı. Temel hak ve özgürlükler ve İslâm dini konusunda yasakçı bir geçmişe sahip olan Ç.Y.D.D.’ne Twitter üzerinden destek mesajı yayınlayan Ekrem İmamoğlu’na ÇYDD’den de teşekkür cevabı geldi. Yani, ayrımcılık yaptı!

İmamoğlu'nu ABD Başkonsolosluğu'ndan önce ilk tebrik eden isimlerden biri ise, Avrupa Parlamentosu Üyesi, Türkiye Raportörü ve Türkiye düşmanı Kati Piri'ydi.

Türkiye’yi Irak’a, Afganistan’a, Suriye’ye vs. sömürdüğü devletlere çevirmek için bin bir türlü tuzaklar kuran ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu, mazbatasını (YSK’nın onayı olmadan) alan Ekrem İmamoğlu'na tebrik mesajı gönderdi. Yani, kimlerin sevindiğine DİKKAT ediniz!

Seçimlerin resmi olmayan ilk sonuçlarını “Ayasofya’nın intikamı” diye duyuran Yunan basını, bu kez İmamoğlu için “Konstantinopol’ün yeni seçilmiş belediye başkanı” sıfatını kullanarak, 1453'te Osmanlı'ya kaybettikleri İstanbul'u İmamoğlu sayesinde yeniden aldıklarını söyleyen Yunanlar, “Ekrem İmamoğlu: İstanbul’u fetheden Yunan” başlığını kullandı. İmamoğlu'ndan "Pontus kökenli bir Rum" olarak bahsedildi…

Ekrem İmamoğlu, "Başkan APO'nun heykelini dikeceğiz" diyen HDP'nin tutuklu eski genel başkanı Selahattin Demirtaş'ı öve öve bitirememişti. HDP’den de İmamoğlu’na tebrik geldi.

Ekrem İmamoğlu’nun yanında eş başkan gibi omuz omuza çalışan C. Kaftancıoğlu; PKK’lılarla mücadele eden devletimize “SERÎ KÂTİL DEVLET” diye haykırmıyor muydu? Taksimdeki EZAN protestosunda hem oradaydı hem de onları savunmuştu. İ.B.B. Başkanlığını hep birlikte İÇKİ şişeleriyle kutlamaları da basında sergilendi. HDP Eş başkanı “CHP kazanırsa, İMRALININ yolu açılacak, CHP’ye verilen her oy, ÖCALANA özgürlük demek”  dedi…

Aklıselim sahibi vatandaşlar; İmamoğlu’nun diğer yandan SAĞ seçmene göz kırpmalarını, "Bu Timsah gözyaşları", "Gece kurtla bir olup kuzuyu yedikten sonra, sabah çobanla ağlamak bu olmalı!" gibi yorumlar yaptılar.

Eyyy, alnı secdeye geldiği halde, ZİLLETE oy verenler:

PKK’lılarla, DHKP-C’lilerle sarmaş-dolaş pozlar verip polise taş atan C. Kaftancıoğlu, sizin sayenizde resmen E.İ. ile işbaşında! Utanın ve vebalinizin acıklı cezası için TİTREYİN…

Eyyy alnı secdeye giden, fakat zillet ittifakına oy verdiği için doğru bir şey yaptığını sanan Müslüman kardeşim. Allah aşkına, bu nasıl bir GAFLET?

Hâlâ aklınız başınıza gelmedi mi?

Belgelerle tespitlerimize devam ediyoruz:

2019’un, 23 Nisan kutlamalarında CHP’liler; “Ak Partili yobazlar, siz gidin Medine’de yatan Muhammedinize tapın! Bizim Muhammedimiz işte burada anıtkabirdedir” diye nâra attılar. "Bu saatte ezan okumak suretiyle kalkışma yapanlara ne diyeceğiz ne yapacağız" "İnandığınız Allah'ınız sizin de belanızı versin" gibi skandal açıklamalar yapan CHP'li Canan Kaftancıoğlu'ndan, "Paylaşımlarım parti politikalarımızla çelişmiyor" diye de itiraf etti!

Şu belgesel olayı da tarihe not düşelim!

Son yaşanan olaylarda, CHP Zihniyeti ilk defa "TERÖRİST" kelimesini kullandı, fakat PKK'ya, FETÖ’ YE veya HDP'ye hiç kullanmadığı dili, 21.04.2019’da kendisini orada istemeyen şehit yakınlarına kullandılar. K.K.’nu protesto eden şehit yakınlarına, resmen terörist dediler…

E.İ.oğlu’nun 18 günlük geçici icraatları; yapacağı düşmanlıklarını çok net yansıttı. Sadece; 37 yıllık Dini kitaplar fuarını kapatması ve İ.B.B. ekiplerinin, Beykoz belediye ekiplerini, Hz. Yuşa türbesine hizmet götürmesini resmen yasaklaması, nelerle zıtlaşacaklarının delilleridir.

Zilletin adayı Mansur Yavaş ise koltuğa oturunca; 22 Nisan 2019 günü Ankara’da otobüse binen 65 üstü yaşlı adam, ücretsiz kartını gösterdi, Şoför ise “GEÇTİ O GÜNLER…” diyerek yaşlının otobüsten inmesini istedi. Hakkını korumak isteyen o yaşlıyı, yakasından tutarak aşağıya attı. Yaşlı adamın yüzü yarıldı ve burnu kanadı. Bunlar daha bir başlangıç!

Eyyy alnı secdeye giden, fakat zillet ittifakına oy veren ve güya doğru bir şey yaptığını sanan vatansever, muhafazakâr ve Müslüman kardeşim.

En çok temkinli olunması gereken ilk icraatlarında bile, palazlandıktan sonra neler yapabilecekleri net anlaşılan, oy verdiğiniz şu zihniyetin, tüm şer icraatlarına hissedarsınız. Allah’ın karşısında ve mahkeme Kübra’da, acaba nasıl hesap vereceksiniz?

Hala aklınız başınıza gelmedi mi? Vesselâm.

A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…