Dost Beykoz, CHP’li Meclis Üyesi Hakkı Emanet ile çalışma ofisinde bir araya geldi ve ilçedeki siyaset ve yaşamla ilgili samimi bir sohbet gerçekleştirdi.
İstanbul Belediyesi’ne 1976 yılında girerek çalışmaya başlayan ve 1981 yılında da o dönemin şubelerinden Beykoz’da çalışan Hakkı Emanet, 2009 yılında Beykoz Zabıta Amiri olarak emekli oldu. Beykoz’un Ağabeyi Hakkı Emanet, ilçede ilk kez Dost Beykoz’a konuştu.
Ali Zengin’den Yücel Çelikbilek’e kadar son 30 yılda 5 Belediye Başkanı’yla çalışan Hakkı Emanet, Dost Beykoz’un sorduğu sorulara içtenlikle yanıt verdi. Hakkı Ağabey, Cumhuriyet Halk Partisi’nden Meclis Üyesi olsa da “Eğer Yücel Bey değil de Muharrem Ergül AK Parti’nin Adayı olsaydı, kendisini desteklerdim!” diyecek kadar cesur bir isimdi… Beykoz’un Ağabeyi Hakkı Emanet, ilçedeki tüm siyasi partilere de bir mesaj verdi. Hakkı Ağabey, “Hepimizin tek gayesi Beykoz’un daha iyi bir geleceğe sahip olması… Burada partilerin önemi yok! Yarın bir bakarsınız CHP’li AK Partili’ye geçmiş ya da tam tersi olmuş; AK Partili CHP’ye geçmiş…” şeklinde konuştu ve ilçedeki 250 bin insana ‘bütünleşme’ çağrısı yaptı. Hakkı Emanet’e göre siyaset, yalnızca siyasetin içinde kalmalıydı…
İşte Dost Beykoz’un CHP’li Meclis Üyesi Hakkı Emanet ile söyleşisi ve ekip olarak haberin sonunda Hakkı Emanet için hazırladığı sürprizi:
Öncelikle şunu sormak isterim: Size Hakkı Bey değil de Hakkı Ağabey diyebilir miyim?
"Rahat ol kardeşim, rahat ol..."
Hakkı Ağabey... Siz bir Karadeniz turu yaptınız. Sosyal medyada bunu paylaştın biz de seni Dost Beykoz olarak takipteydik. Nerelere gittin ağabey ve niçin gittin? Bir de kiminle gittin? Bu sorularla başlayalım mı?
"Öncelikle bu seyahatte bana eşlik eden Mustafa Kuru arkadaşıma çok teşekkür ediyorum. Biliyorsunuz, Meclis'te yoğun bir dönem geçirdik... Ben de Bütçe Komisyonu'nda idim..."
Özür dilerim, Mustafa Kuru kimdi ağabey?
"Tokatköy'de berberlik yapıyor. Esnaftır. Benim 40 yıllık berberim... Kankam sayılır. Kendisiyle birlikte bir Karadeniz turu planladık. Çarşamba günü yola çıktık. Önce Trabzon'a gittik. Cahit Erdem'i Göksel Bey'i ziyaret ettik. Cahit Erdem aynı zamanda Trabzon Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesidir. Şu anda da Trabzon Amatör Spor Kulüpleri Başkanıdır."
İlk durağınız Trabzon'du o zaman, öyle değil mi Ağabey?
"Evet, Trabzon'a gittik. Oradan Tirebolu'ya geçtik. Orada kaldık. Daha sonra ertesi sabah Kazıkbeli Yaylası'na çıktık..."
Nasıldı yayla?
"Harika bir yer... Müthiş bir yer... İnsanları çok cana yakın, sevecen... Zaten biliyorsunuz, o bölgenin insanlarının bir kısmı da Beykoz'da yaşıyor. Sonra Beykoz'un Kardeş Şehri Görele Belediye Başkanı Av. Tolga Erener Bey'in misafiri olduk."
Hakkı Ağabey siz Giresunlusunuz biliyoruz ama ilçesi Görele miydi?
"Hayır, ben Eynesilliyim... Ama Görele ile Eynesil de birbirine yakındır... Bir bütün gibidir. Şöyle düşünün: Benim köyümden bir dere geçer; Dere'nin karşısı Görele'ye bağlı, biz bu yakasındayız Eynesil'e bağlıyız. Küçüksu'yu düşün... Derenin karşısı Üsküdar, bu tarafı Beykoz...
Trabzon'a sınırdadır bizim Eynesil... Bir hava değişikliği için gittik... Dostları gördük. Beykoz'un selamını götürdük; oradan buraya Beykoz'a selamlar getirdik. Az önce bahsettiğim Cahit Erdem, hem Belediye Başkan Yardımcılığı yaptı ve ayrıca yine Ali Zengin Başkanımızın döneminde burada İmar İşleri'nde çalışmıştır. Hâlâ beraber çalıştığı bizim Belediye'den arkadaşları var. Onlara selam gönderdi... Ali Zengin Bey'e selam gönderdi."
O zaman şunu da yeri gelmişken sorayım Hakkı Ağabey... Siz uzun yıllar Beykoz Belediyesi'ne bağlı olarak Zabıta Birimi'nde çalıştınız ve emekliliğiniz öncesi Zabıta Müdürü oldunuz. Kaç yıl çalışmıştınız Hakkı Ağabey?
"Şöyle söyleyeyim Ferdicim... Ben 1976 yılında İstanbul Belediyesi'nde başladım; o zaman Beykoz Belediyesi yoktu; İstanbul Belediyesi vardı. Beykoz, Şube'ydi o zaman tüm ilçeler gibi... 1981 yılında Beykoz bir Şube iken buraya tayinim çıktı; 1984 yılında ilçe olunca o dönem SHP'nin adayı Av. Gürol Akın'dı... Anavatan'ın adayı da Ali Zengin Bey'di. İkisi de dediler ki: 'Sen burada kalacaksın! Sen bu köyün çocuğusun! Sakın buradan tayinini aldırma!' dediler."
O zaman siz isteseydiniz başka yere giderdiniz, öyle mi Hakkı Ağabey?
"Tabi canım giderdim... Ama o zamanların favori olan iki partisinin Belediye Başkan Adayı da 'Burada kalacaksın' dedi. Ben de kaldım. Ali Bey kazandı. Ali Bey ile güzel bir dönem geçirdik, çalıştık. Ali Bey'den sonra Şevket Arıkan geldi. Onunla da çalıştık. Sonra Yücel Bey'le çalıştık, 5 yıl boyunca... Yücel Bey'den sonra Alaattin Köseler geldi. Ondan sonra da Muharrem Bey geldi. Onunla çalıştık.
Bu dönemler içerisinde Zabıta Amirliği yaptım, komiserlik yaptım; Muharrem Bey döneminde 2004 yılında da 2009 yılına kadar Zabıta Müdürlüğü yaptım. Biliyorsunuz, 2009 yılında da emekli oldum. Sonra da siyasete davet ettiler, davete icabet ettik; şimdi de Meclis Üyeliği yapıyoruz."
Hakkı Ağabey, sizi herkes çok seviyor. Her kesimden insan size kıymet veriyor. Bunu sizinle ilgili istihbarat çalışması yapmış bir gazeteci olarak söylüyorum. Bu konuda bir şeyler söylemek ister misiniz?
"Ben çalıştığım müddetçe, hiçbir siyasi ayrım yapmadan, hiçbir yöre ayrımı yapmadan herkese Beykozlu gözüyle baktım. Buradaki tüm hemşerilerimize, yöresi neresi olursa olsun; Karslı olsun, Giresunlu olsun, Trabzonlu olsun, Snoplu olsun ayrım yapmamışımdır. Benim kapım Müdür olduğum dönemde de hep açık kalmıştır. Ne sekreterim oldu, ne bir şeyim oldu... Her zaman kapım olmuştur ve randevu diye bir şey olmamıştır. Eğer kapımdan içeriye bakıyorsa, 'Bacı gel, buyur...' ya da 'Amca gel, buyur' demişimdir. Çok insana Beykoz'da yardımcı olduk... 1980'li dönemlerde Beykoz'da 1000 kişilik gecekondu yapıldı. O günkü şartlarda insanların paraları yoktu, pulları yoktu. Geceden yapmış evi; içeriye girip baktığınızda görüyorsunuz ki; yer toprak! Bebek beşiği, orada köşede duruyor. Şimdi bu insanlara ne yapacaksınız?
Benim Ali Zengin dönemine dair bir anım da vardır... Yenimahalle'de birkaç tane gecekondu yapılmış. Başkan da yeni seçilmişti; birkaç ay sonra gitmiş o bölgeye... Demiş ki, 'Bunlar ne?'... 'Kim bakıyor buraya?' demiş, 'Hakkı Emanet bakıyor' demişler. Demiş, 'Bana gelsin!'... Çıktım, dedi ki: 'Sen n'apıyorsun? Bu gecekondular ne?'... Ben de kendisine 'Başkanım, siz demediniz mi seçim çalışmasında; Gecekondu yapmayın! Gündüzkondu yapacaksınız; Biz Geliyoruz, demediniz mi?’ dedim. 'Oğlum, o siyasetti...' dedi. Ben de dedim ki: 'E, şimdi tatbik ediyoruz. Halkımıza dedim ki, Ali Başkanımız var. Hiç rahatsız olmayın! Kendisi söz vermiş, dedim. Siz söylediniz, ben de uyguladım Başkanım' dedim. Ali Zengin, 'Anlaşıldı oğlum, çık...' dedi. Böyle bir anımız oldu..."
Hakkı Ağabey, bir soru soracağım ama benim samimiyetime güvenmenizi isterim: Sizin, Sayın Muharrem Ergül ile dostluğunuz nedeniyle, aslında AK Parti'den Meclis Üyesi olacağınız konuşulmuştu. Bu konuda bir şeyler söylemek ister misiniz?
"Doğrudur. Muharrem Ergül kesin aday olsaydı, bu dediğiniz gerçekleşebilecekti. Benim 40 yıllık bir dostluğum var Muharrem Bey'le... Bizim çocukluk arkadaşımız... Orada siyasi parti konusunda bir ayrım yapmam; öyle bir düşüncem olmaz. Kendisini desteklemişimdir. Her zaman da desteklerim. Çünkü bizim dostluklarımız farklı... Biz kardeş gibiyiz; abi-kardeş gibiyiz.
Ben yerel siyaseti şöyle düşünüyorum: Beykozluyuz! Beykoz'a hizmet etmenin Cumhuriyet Halk Partisi, AK Parti’si MHP’si olmaz! Önemli olanı, Beykoz için bir şeyler yapabilmektir. Beykoz'a bir çivi çakabilmektir. Bu iş ekip işidir. Ben nasıl 2009 yılında Yücel Bey kazandığı için önünü açtım; emekli oldum. Herkes ekibiyle çalışır. Gayet doğaldır. Yani, bazen bürokratların yöneticilerin önünü açması lazım... Yani tamam, yasadır; 657'ye tabisin, geri dönebilirsin. Ama bunlar iyi şeyler değil. Bunlar kimseye bir şey de kazandırmaz. En doğal hakkıdır yöneticinin... Kendi ekibiyle çalışacak! Eğer yönetici kendi ekibiyle çalışırsa, hizmet daha iyi olur, daha verimli olur. Çünkü bürokratın yöneticinin gözünden ne demek istediğini anlaması gerekir. Ben Muharrem Ergül'ün gözüne bakınca ne demek istediğini anlıyordum."
O zaman Sayın Yücel Çelikbilek değil de Sayın Muharrem Ergül AK Parti'nin Adayı olsaydı, Hakkı Emanet yine Meclis'e ama bu kez AK Parti'den girecek miydi?
"Kısmet... Ben olaya şu şekilde bakıyorum Ferdicim: Bugün rakip olduklarınızla yarın kol kola girebilirsiniz. Bu işler gayet doğal... Bugün AK Parti'deki arkadaşlar günün birinde Cumhuriyet Halk Partisi'ne gelebilir; yine bugün Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlar gün geldiğinde AK Partili arkadaşlarla kol kola yürüyebilir. Bunun örnekleri de var. Samimi olarak söylüyorum bunu: Muharrem Ergül eğer AK Parti'nin adayı olsaydı, onu destekleyebilirdim. Bunda çekineceğim bir durum yok! Bizim dostluğumuzu Beykoz'daki herkes biliyor."
Son olarak size eşinizle ilgili bir soru sormak istiyorum Hakkı Ağabey... Sayın Fatma Emanet... Sanıyorum kendisi İlk Kadın Spor Kulübü Başkanıydı, öyle değil mi?
"Evet... İlkti... Çiğdemspor’un Başkanlığı'nı yaptı..."
Hakkı Ağabey, eşinizle ilgili ne düşünüyorsunuz? Şunun için soruyorum: Genel olarak toplumsal yapımız gereği, erkek olarak bizler biraz kıskanç oluruz. Saygıdeğer eşinizin bu başarısını nasıl yorumlarsınız; destek oldunuz mu?
"Muhakkak destek olurum... O bana nasıl destek oluyorsa, ben de ona destek veririm. Ben yeniden dünyaya gelsem; yine onunla evlenirim! Eşime de sorsanız; aynısını söyler. Biz onunla 'kanka' gibiyiz. Yani birbirimizi anlarız, üzüntümüzü, sevincimizi paylaşırız. Mesela kısmetse bu akşamki Beşiktaş maçına beraber gideceğiz... Formalarımızı giyeceğiz, beraber gideceğiz... Biletlerimizi aldık!
Benim bir oğlum var, bir gelinim var... Eğer Allah nasip ederse Mayıs ayında 'dede' oluyorum..."
Hakkı ağabey, bitirecektik ama yine konu açtın bize... Bu eşlerin birbiriyle iletişiminde ne eksik ağabey? Sen 'hâlâ seviyorum' diyorsun ama biliyorsun; boşanmalar artıyor ülkemizde de... Bunun sırrı sence de eşlerin birbiriyle önce arkadaş-dost olması değil mi?
"Biz Fatma Hanımla 1980 yılında evlendik... Kaç yıl olmuş; 35 yıl değil mi? Bizim hiç 1 gün bile dargın kaldığımız olmamıştır. Yani bizim dargınlığımız yarım saat bilemedin 1 saat sürer... Hemen konuşuruz, barışırız... İlişkilerde saygı çok önemli..."
Hakkı Ağabey, dürüstçe söyleyebilir misiniz, 'Ben hiç eşime şiddet uygulamadım!' diyebilir misiniz?
"Mümkün değil ki, Ferdicim... Benim doğamda böyle bir şey yok ki... Tabiatıma aykırı bir şeydir şiddet... Bizim aramızda böyle bir konu asla söz konusu dahi olmamıştır... İlişkilerde saygı, sevgi, hoşgörü gibi kavramlar çok önemli...
Bana neden Beykoz'da ilgi gösteriliyor? Ayrım yapmayacaksın, ötekileştirmeyeceksin! Bizim bütün derdimiz Beykoz... Beykoz'un daha iyi yarınları için gayret gösteriyoruz..."
Son dedik ya Ağabey... Son olsun bu da... Dost Beykoz'u okuyor musun? Takip edebiliyor musun?
"Ben bütün yerel gazeteleri takip ediyorum. Eğer etmezsem ayıp olur... Ancak Dost Beykoz'un da bir markası var, kabul etmek gerekiyor. Kader Bey'e senin aracılığınla selam gönderiyorum Ferdicim... Hepinizi kutluyorum"
Evet... Hakkı Emanet... CHP'li Meclis Üyesi... Beyefendi bir kişi... Komplekssiz... Biz de Dost Beykoz olarak Sayın Hakkı Emanet'e... Hakkı Ağabey'e Dost Beykoz hakkındaki sözleri dolayısıyla bir teşekkür etmek istedik ve kendisinin çalıştığı tüm Belediye Başkanları'nı tek tek arayarak, yine kendisiyle ilgili düşüncelerini dinledik.
Hakkı Ağabey'e Dost Beykoz gibi teşekkür edelim istedik!
Hakkı Ağabey... İşte sizinle ilgili çalıştığınız tüm Belediye Başkanları'nın düşünceleri:
Ali Zengin (1984-1989 yılları arasında Belediye Başkanlığı yaptı)
"Ferdi Bey, ben şu an Arabistan'dayım. Biz problem yaşamadık Hakkı Bey'le... Bunu söyleyebilirim..."
Şevket Arıkan: (1989-1994 yılları arasında Belediye Başkanlığı yaptı)
"Hakkı Emanet, benim Başkanlığım döneminde Zabıta kadrosu içerisindeydi. Bürokrasiyi bilen, uyumlu bir Belediye çalışanıydı. Ekip arkadaşlarıyla gayet uyum içerisinde sorunsuz bir şekilde çalıştı. Vatandaşlarla ilişkileri de gayet düzeyliydi. Ben böylesi bir arkadaşımızın Belediye Meclis Üyesi olması dolayısıyla son derece mutluyum. Diğer Belediye Başkanı arkadaşlarımız gibi birlikte çalıştığımız bir dönem içerisinde ben de Hakkı Bey'den ve deneyimlerinden yararlanmışımdır. Diğer Belediye Başkanlarına olduğu gibi bana da katkı sunmuştur. Ben kendisiyle çalıştığım için çok mutluyum kendisine yaşam boyu mutluluklar diliyorum."
Alaattin Köseler (1999-2004 yılları arasında Belediye Başkanlığı yaptı)
“Beykoz'a hizmeti ve emeği geçmiş bir arkadaşımızdır. Öncelikle mahallesinde olmak üzere Beykoz Halkı tarafından sevilen bir kardeşimizdir.”
Muharrem Ergül (2004-2009 yılları arasında Belediye Başkanlığı yaptı)
"Hakkı Emanet Bey kardeşim, benim çok uzun yıllardan beri tanıdığım sevdiğim bir kardeşimdir. Ta futbolculuğum döneminden beri tanırım. Beykoz'un çocuğudur. Beykozlu bir hemşerimizdir ayrıca. Belediye Başkanı olduğum dönemde kendisi zabıta komiseriydi ancak benden önceki dönemde görev verilmemişti. Ben kendisini Zabıta Müdürlüğü görevine getirdim. Çalıştığım dönem içerisinde kendisinden son derece memnun kaldım. Sağ olsun beni hiç yanıltmadı. Bugün kendisi meclis üyesidir. Bir siyasi partiden meclis üyesi olmasına rağmen siyasi kimliğini ötesinde Beykoz'a hizmet için çalışmasının Beykoz'a çok yararlı olabileceğini kendisine aktardım. Umarım bu çizgide devam eder. Siyasi partiler bizim zenginliğimizdir. Önemli olan, yaşadığımız kente hizmettir. Bu hizmeti yapanlar da Beykoz'da yaşayanların gönlünde her zaman özel bir yere sahiptirler."
Yücel Çelikbilek (1994-1999 ve 2009-2014 yılları arasında Belediye Başkanlığı yaptı. Halen 2014-2019 yılları arasında Beykoz Belediye Başkanlığı görevini sürdürüyor)
"Zamanında onu ben Zabıta Amiri yapmıştım... 3 yıl beraber çalıştık. Hakkı Bey, normalde bizim düşüncemizde bir insandı. Ben nasıl oldu da CHP'ye gitti, anlamadım... Hâlâ daha çözemedim..."
Dost Beykoz / Özel Röportaj
