Vefatıyla Beykoz’da derin üzüntüye yol açan Hacı Şeref Yıldız için mevlidi şerif okundu, dua edildi.
Vefatının ardından her akşam evinin önünde kuran ziyafeti verilen Hacı Şeref Yıldız için hafızlar ve din adamları Kuran-ı Kerim okudu…
Her akşam yoğun bir kalabalığın iştirak ettiği Kuran ziyafetinin sonuncusu da yine yoğun bir katılımla yapıldı. Geceye katılan konukların oluşturduğu kalabalık nedeniyle zaman zaman izdiham oluştu.
Yaklaşık 800 kişinin katıldığı gecede konukların araçları otoparklara sığmazken, insanlar araçlarını sokak ve cadde üzerlerine çekmek zorunda kaldı.
İş dünyası ve siyasiler bir aradaydı
Hacı Şeref Yıldız için okunan mevlidi şerife katılanlar arasında, ünlü akademisyenler ve siyasiler vardı.
Eski T.B.M.M Başkanı İsmail Müftüoğlu, Üsküdar Kaymakamı Mustafa Güler, Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın, Prof. Dr. Necdet Biliciler, Prof. Dr. Yavuz Önal, Prof. Dr. Faris Kaya, Prof. Dr. Ferhat Dikmen gibi isimlerin yanı sıra, iş insanlarından ise Fehmi Çetinkaya, Ali Kütük, Mustafa Umar, İsmail Alkan, Fevzi Alkan, Niyazi Musaoğlu, Yusuf Süngü, Bekir Cansu, Tuna Çelik, Ahmet Bal, Hasan Hüseyin Yavuz gibi isimlerde Kuran ziyafetinde yer alan isimler arasındaydı.
Simpaş Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik, DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, Anadoluhisarı İlme Hizmet Vakfı Başkanı İsmail Hakkı Bektaş ve çok sayıda tanınmış simanın objektiflere yansıdığı ziyafette, Özbek asıllı kari Abdullah Azizi, Ünlü mevlüdhan Hafız Murat ve Hafız Ömer Makarov ile birlikte 20 din görevlisi Kuran- Kerim okuyarak, ilahiler söyledi.
Gecenin sunumunu ise Hacı Şerif Yıldız’ın cenazesinde 50 yıllık arkadaşı olduğunu söyleyen ve merhumdan övgüyle söz eden Beykoz İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Mehmet Karaahmetoğlu yaptı.
Gecede, Hacı Şeref Yıldız’ın oğlu Faruk Yıldız duygu yüklü bir konuşma yaptı… Oğul Faruk Yıldız’ın ardından Sultan Grup Yönetim Kurulu üyelerinden Mücahit Yıldız da kısa bir selamlama konuşması yaptı.
Beykoz Müftüsü Ali Efe’de ölümü hatırlattığı konuşmasında, hepimizin ölüme her zaman hazırlıklı olmamız gerektiğine vurgu yaparak, özellikle iki kişiye gıpta edilir Hadis-i Şerifini açıkladı.
Gıpta edilen insanları, İlim sahibi olup, bu faydalı ilmini diğer nesillere bırakan âlim ve Mali imkânlarını Allah’ın diğer kullarına harcayan ve sadaka-i cariye eserler bırakan hayırlı Zengin” diye açıklayan Müftü efe, “işte Hacı Şeref Yıldız abimiz de bu müjdeye mazhar olanlardandı” diye konuştu.
Eski Beykoz Müftüsü Hüseyin Demirtaş
Eski Beykoz Müftüsü ve Kırklareli Müftüsü Hüseyin Demirtaş Hacı Şeref Yıldız ile ilgili duygu ve düşüncelerini anlattı. Şeref Yıldız’ın cömertliklerinden söz eden Müftü Demirtaş, üç adet muazzam cami, okullar, Kur’ân kursları, Sağlık ocağı, hayır hasenat vakıflarına ve derneklerine sayısız sadaka-i cariye hükmündeki eserlerine şahit olduğunu söyledi.
Gecede Dost Beykoz Yazarı A. Raif Öztürk’te, Allah’tan rahmet dilediği Hacı Şeref Yıldız için, “Allah (cc)’nin Rahmeti, Nuru, Şefkati ve Merhameti seni kuşatsın. Ruhun ŞÂD olsun, mekânın Cennet olsun… Hazreti Muhammed (SAV)’e komşu olasın Muhterem Şeref ağabeyim” ifadelerini kullandı.
“Merhum Hacı Şeref Yıldız ağabeyim beni, yarım asırdan beri Sultanlar ailesinden sayıyordu. Bayramlarda ve çeşitli etkinliklerde, evindeki özel ziyafetlerde dahi beni mutlaka davet ediyordu. 1993’te Hac’da da beraberdik. Bu nedenle bir kitaba sığacak kadar güzel hatıralarımız var. Onun ardından, onun adına ne kadar övgülerde bulunsak, onu ne kadar güzel sözlerle YÂD etsek yine de azdır” diye konuşan Dost Beykoz Yazarı Öztürk, merhum Hacı Şeref Yıldız’a tekrar rahmet ve yakınlarına sabırlar diledi.
Raif Öztürk anılarını paylaştı
A. Raif Öztürk, merhum Şeref Yıldız ile yaşadığı bir anekdotu da şu ifadelerle anlattı:
Sultanlar ailesiyle tanışma ve kaynaşmam, 1970’li yıllarda merhum Şeref Yıldız’ın muhterem ağabeyi Merhum Hacı Selahattin Yıldız vasıtasıyla olmuştur. Bu dostluğun pekişmesi ve sağlamlaşması da 1980 yılının ortalarına rastlar.
Şöyle ki: Tüm aile fertlerinin malûmdur ki, Hacı Şeref Yıldız ağabeyim yenilikleri, gelişmeleri, atılım ve hamleleri çok sevdiği için, İspanya’dan tamamen otomatik çalışan bir dolum makinesi getirtmişti. Bu makinenin kurulmasını Alman İlaç Fabrikasından Makime Mühendisi, Elektronik Mühendisi ve bir de Makine teknisyeni, aylarca uğraşmalarına rağmen, çalıştıramamışlardı. Buna çok üzülen Şeref ağabeyim beni çağırarak “Raif kardeşim, senin uzmanlık alanın olan şu makineyi bir bak ve bana İspanya’dan teknisyen getirmem gerektiğine dair bir rapor ver” dedi. Ben makineyi inceledim ve “Şeref ağabey, bana bir hafta mühlet verin, ben bu makineyi randımanlı bir şekilde çalıştırarak size teslim edeyim” dedim. Bazı muhalefetlere rağmen bana “Buyur Raifçiğim, hemen başlayabilirsin” dedi. Bir hafta değil, sadece 3-4 gün içinde umulandan çok daha başarılı bir şekilde o makineyi tıkır tıkır çalışır teslim etmiştim. Şeref ağabeyim beni defalarca kucaklayarak tebrik etmişti.
Daha sonraki yıllarda da haftada veya ayda bir arızasında yardımcı olduğum için Şeref ağabeyimin güvenini ve sevgisini perçinlemiştim…
Haber Merkezi
