Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Kader Gür
Kader Gür

Güvenilir insan olmak!

Yaşantımızın her anı siyaset aslında… Tanımlama olarak siyaset, “devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış” olsa da hepimizin hayatında bir yönetim biçimi haline gelmiş.

Evimizde, işyerimizde ortaya koyduğumuz bütün anlayışlar ya da denge sağlama mücadelemizin adı da aslında bir siyasettir. Toplumun takip ettiği ve geleceğine yön vermek için tavrını tarzını önemsediği siyaseti hayatımızdan çıkarmamız mümkün müdür? Değildir… En umutsuz olduğumuz anda bile göz ucuyla siyaseti takip etmekten geri durmuyoruz. Çünkü çoluk çocuğumuz var. Onların geleceklerini düşünürken aslında ülkenin selametine de yatırım yapmış oluyoruz. Ama ne üzücüdür ki, son süreçte siyasete yönelik oldukça umutsuz günler yaşıyoruz.

Pandemi döneminden önce başlayan umutsuzluk, pandemi ile birlikte zirveye çıktı. İnsanlarımız çok karamsar, geleceğe herkes endişe ile bakıyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çok talihsiz bir dönemde hayata geçirilince, insanlarımız bu sistemde istediğini maalesef bulamadı. Bu gidişle bulması da pek mümkün gözükmüyor, çünkü bir tek kişinin mücadelesi yeterli olmuyor. Recep Tayyip Erdoğan tek başına mücadele ederek, ülkeyi yeniden toparlamaya gayret etse de, tablo olduğumuz yerde saymayı bile beceremediğimizi ve her geçen gün daha geriye gittiğimizi gösteriyor. Siyaset kurumu vatandaştan oldukça uzakta, suni gündemlerle oyalanıp, duruyor.

Vatandaşın sesini duyan yok. Ekonomi gerçekten insanların belini büküyor. Fırsatçılar vatandaşı acımasızca sömürüyor. Bugün beş TL’ye aldığın bir şeyi yarın aynı fiyata alamıyorsun. İnsanların kazançları her geçen gün eriyor. Ama gel gör ki, siyaset kurumu bu durumu düzeltmek için hiçbir çaba sarf etmediği gibi bu yükün üstüne yük yükleyenlerin yaptıklarını da yanlarına bırakıyor.

Sömürü düzenin şekillendirdiği, ülkemizin geleceği oldukları söylenen Z kuşağı, izleyerek büyüdükleri büyüklerine güven duyamıyorlar. Kendilerini kandırılmış hissediyorlar. Ülkenin ekonomisini elinde tutanların, Z kuşağı dedikleri kesimden istedikleri her şey oldu. Büyük büyük iş adamlarının kapısına iş için gittiğinizde ilk sözleri ‘hangi okul mezunusunuz?’ sorusuydu. İlkokul veya ortaokul dediğimizde, ‘olmaz evladım’ ben sana ne iş verebilirim ki, artık kapıcılara bile lise mezunu zorunluluğu getirildi… Üniversite şart, yabancı dil olmazsa olmaz. Öyle iş sahibi olmak kolay mı?

‘Öylemi ne yapalım bizde elimizden ne iş gelirse onu yaparız. Ailemizin imkânları yetmedi okuyamadık’ dedik ve hayata 4 elle sarıldık.

Çok şükür Allah’a çoluk çocuk büyüttük… Çoluk çocuk büyütürken, adamlığa, dürüstlüğe, edebe, adaba son derece önem vererek yaşamaya gayret ettik. Yaşı elliye taşırken de, büyüklerimizin beklediği, üniversite ve yabancı dil eğitimlerini de kulağımıza küpe ettik. Çoluk çocuğumuzu da, bütün cahilliğimize rağmen bu anlayışla yetiştirdik. Onları yetiştirirken de, büyüklerimizin, zenginlerimizin, iş insanlarımızın kısadan hisse tarzında bize yapmış oldukları nasihatleri yaşam biçimimiz olarak benimsedik. Örneğin dedem Nizamettin Coşkun, ‘ben gençliğimde uyuduğum gecelere pişmanım’ sözleriyle çalışmanın önemine vurgu yaparken, ‘çalışır parayı kazanırsınız, ama parayı yönetemezseniz emeğiniz boşa gider ifadesiyle de sadece çalışmak değil, akıllı olmak gerektiğine de vurgu yapmıştır. Allah nur içinde yatırsın.

Dedem rahmetli olduğu için onun sözlerini söylemekte, ismini açıklamakta bir sorun görmedim. Daha sayacak olursak, bugün hayatta olan birçok iş insanımızın büyüğümüzün nasihatlerini hiç göz ardı etmedik. Onlar bugün önemli ve tanınan insanlar oldukları için isimlerini zikretmeyi doğru bulmuyorum.

Yani demem o ki, onların gösterdikleri istikamet doğrultusunda yetiştirdiğimiz çocuklarımızı gel zaman, git zaman iş için onların kapısına gönderdik. Gönderdiğimiz çocuklarda istedikleri her şey vardı. Üretkenlik, girişkenlik, lisans eğitimi, yabancı dil, olağanüstü bilgi beceri, teknolojik aletleri kullanım kabiliyeti. Dürüstlük, millet sevgisi, devlet sevgisi, Allah sevgisi, din, iman…

Ama büyüklerimiz bize ettiği gibi onlara da nasihat etti. İşte sana kandırılmış milyonlar… Doyumsuz bir neslin eseri Z kuşağı… Ve bizimkilerin ortaya koyduğu siyasetin sonuçları…

Allah milletimizin yardımcısı olsun…

Kader Gür
Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER