Asım ÖZDEMİR
  • 17/06/2021 Son günceleme: 19/06/2021 18:16
  • 6.599

Ülkemizde Covid-19 Pandemisi nedeniyle yaklaşık 10 ay öncesinde başlatılan mücadele kapsamında tüm sektörlerin faaliyetlerinin askıya alınması yüzünden ne yazık ki Amatör Futbol Kulüplerimizin de karşılaştığı zorluklar herkes tarafından bilinmektedir.

Aşı ve diğer sağlık önlemlerinin alınması ve halkımızın da göstermiş olduğu duyarlılık sayesinde bir nebze olsun ateşi düşen Pandemi belasıyla mücadelede olumlu bir gelişme yaşamaktayız. Yavaş yavaş kaldırılan yasaklar sayesinde yaşamın normale dönmesi başlarken, bizler yine de temkinli bir iyimserlikle hareket etmek zorundayız.

Tüm yurttaşlar olarak el yıkama, maske takma, sosyal mesafeyi koruma gibi çok basit önlemlerin bile virüsün bulaşma olasılığını azalttığını öğrenmiş bulunmaktayız. Dolayısıyla Maske, Mesafe, Hijyen üçlemesini içselleştirerek belirli bir süre daha uygulamaya devam etmek zorundayız.

An itibariyle gün toparlanma, ayağa kalkma günüdür. Bir boksör yumruğu yiyip yere düştüğü zaman değil, ayağa kalkamadığı zaman maçı kaybeder sözünden yola çıkarak, tüm Amatör Kulüplerimizin adeta küllerinden yeniden doğma zamanı olduğu kanısındayım. Yaşanılan tüm olumsuzlukları hep birlikte aşarak eskisinden daha güçlü, daha organize ve daha kurumsal bir kimliğe kavuşarak ve de oluşturacağımız bir Spor Kültürü’nün etrafında bütünleşerek hep hayal ettiğimiz kalıcı ve sürekli başarıların rüya değil tamamen gerçek olduğunu kanıtlama zamanıdır.

Futbol Ekonomisti Sayın Tuğrul Akşar’ın 03 Haziran 2020 tarihinde yayınlanan yazısında sadece futbol kulüplerini konu etse de tüm spor kulüplerine de faydalı olacak değerli bilgilerin bir bölümünü konumuzla ilgisi olduğu için hoşgörüsüne sığınarak alıntı yapıyorum.

“Futbolumuzun bağışıklık sistemi çökmüş durumda “

Futbolumuzun ekonomik ve finansal olarak sağlığı iyice bozulmuş, immünal sistemi çökmüş durumda. Ekonomik ve finansal bağışıklık sistemi çöken futbolumuzu nasıl ayağa kaldıracağız? Neler yapılmalı? İşte bunların üzerinde konuşmamız gerekiyor. Öncelikle ilk yapılacak şey, futbolumuzu ayağa kaldırabilecek ilk müdahaleyi nasıl ve ne şekilde yapmalıyız ki, sistem kendisini iyileştirmeye çalışsın. Bu kapsamda ilk olarak, acil kriz yönetimine geçilmeli.

Bir an önce hasar tespiti yapılmalı!”

Bir an önce kulüplerin acil gereksinimleri ve hasar tespiti yapılmalı. İlk etapta sistemi çalıştırabilmek için kulüplerin rutin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri sağlanmalı. Bunun için de, öncelik onların faaliyetlerini tekrar normalize edebilmek. Bunun için gelir yapısına ve gider yapısına bakılmalı. Gelir tarafında ne kayıplar oluştu? Oluşan bu gelir kayıpları, hangi tür faaliyetlerin durmasına yol açtı? Gider tarafına bakıldığında da, acilen ilk olarak hangi giderlerin karşılanması gerekiyor? Ötelenebilecek giderler hangileri? Yaşamsal öneme sahip olmayan, daha sonra da yapılsa olabilecek giderlerin saptanarak, aciliyeti olan hayati giderlerin bir an önce yapılması gerekiyor. Bu giderleri yaparken de, örneğin oyuncu ücretleri ilk bunların başında geliyor. Çünkü oyuncu gelir elde edemez ise yaşamını devam ettiremez. O zaman ilk elde öncelik oyuncu, teknik kadro ve kulüp çalışanlarının ücret ve maaşlarının belirli ölçülerde ödeniyor olması lazım. Bunun için nereden ve nasıl kaynaklar bulunmalı? Bu kaynakları nasıl bloke etmeli?

Böyle devam edersek, her geçen gün, bu kayıplar daha da artacakmış gibi görünüyor. Şu anda ekonomik olarak gelir kaybına uğrayan futbol kulüpleri, oyuncularına ücretlerini, çalışanlarına maaşlarını ödeyemiyor.

Sonuç itibariyle, COVID-19 krizi bize, futbolumuzda değişen paradigmaya uygun yeni bir yapılanma fırsatı veriyor. Eski yapıyı yeniden restore etme yerine, kökten değiştiren ve önünü açan bir yapılanmaya gitmek için bundan daha uygun bir zaman ve ortam olamaz. Günü kurtaran reformist çözümler yerine, daha yapısalcı ve devrimci bir yapılanmayla Türk futbolunu yeniden kurabiliriz. Futbolumuzda gelecek on yılları kazanmak için gerekirse bugünü feda edelim. 2020’yi zaten kaybettik. 2021’den de vazgeçebilir, yeni sürüm bir futbol yapılanmasıyla Avrupa’nın başarılı bir futbol ülkesi haline gelebiliriz. Tarihin ayağımıza getirdiği bu şansı kaçırmamalıyız. Bu nedenle, Beykoz da ve tüm ülkede çalıştayların yapılması kanaatindeyim.

Yazarın Yazıları