Saadettin KILIÇ
  • 17/04/2020 Son günceleme: 17/04/2020 15:07
  • 4.661

Benim de çalıştığım ve uzun yıllar yöneticilik yaptığım, dünyanın 57 ülkesinde aktif çalışmalar yapan bu Amerikan Şirketinin Türkiye Distribütörü İtalyan asıllı Türk vatandaşı İzmirli Peter Papi idi. Türkiye genelinde 20’ye yakın şubesi olan şirketin Genel Merkezi İstanbul-Harbiye’de en büyük satış ofisi ise yine İstanbul-Elmadağ’daydı.

Elmadağ Manageri Erşen Hodoğlu’nun  satış ofisinde satıcılığa yeni başlayacak tüm elemanlara her zaman eğitim amaçlı kısa filmler izlettirilirdi.

(Erşen Hodoğlu, ömrüm boyunca tanıdığım en mükemmel yönetici; aynı zamanda FB Kongre üyesi idi. Daha sonra çocukluk arkadaşı Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyük Erşen’in danışmanı olmak için Kadıköy-Suadiye’den ailece Eskişehir’e yerleşti)

1982 yılında böyle bir eğitim salonunda ilk kez benim de bulunduğum bir gün henüz dijital ortama geçilmediği yıllardı.

35.mm.lik film makinesinin beyaz duvara yansıttığı karelerde 50–60 yaş arası kravatlı, iyi giyimli, iyi konuşan profesyonel iki pazarlamacı vardı...

Sağ köşedeki pazarlamacı; elinde Yangın Söndürme Cihazı mükemmel ses tonu ve diksiyonuyla velinimetlerini etkilemeye çalışıyordu...

Sol köşedeki pazarlamacının ise ses tonu ve konuşma yoğunluğu daha zayıf, ama onun da önünde Yangın Söndürme Cihazı ve her an ateşlenmeye hazır bir bez parçası vardı.

Yönetmen saatine bakıyor ve aynı ürünü pazarlamaları için ikisine de bir dakika zaman veriyor.

İki pazarlamacı da aynı anda tanıtıma başlıyorlar; sesler karışıyor sol köşedeki pazarlamacı üstün diksiyon ve etkileyici ses tonuyla baskın olmaya çalışıyor...

Sağ köşedeki pazarlamacı da, elindeki bezi ateşe vererek ve birkaç kelime söyleyerek pazarladığı Yangın Söndürme cihazıyla yanan bezi söndürüyor. 

Süre bitiyor… Yönetmen; izleyicilere soruyor:

“En çok hangi pazarlamacıyla ilgilendiniz?”

Velinimetler hiç tereddüt etmeden hep birlikte; “SAĞ köşedeki pazarlamacı”

Yani, “Yangın Söndürme Cihazıyla yaktığı bezi söndüren pazarlamacı” diyorlar.

Sol köşedeki pazarlamacı, çok fazla güvendiği diksiyonu ve ses tonuyla velinimetinin sadece bir tek işitme duyusuna ulaşırken, sağ köşedeki pazarlamacı velinimetinin hem işitme hem de görme duyusuna ulaşarak daha fazla ilgi çekmişti.

Çünkü pazarlamacılar; velinimetlerinin hem işitme, hem de görme duyularına ne kadar çok ulaşabilirlerse o kadar çok etkili olurlar.

ABD bu işlerin anavatanıdır…

Ülkemizdeki en başarılı ve Arabesk uygulayıcıları da AKP’dir…

Onlar da Amerikalılardan aldığı bu taktiklerle; insan başları yerine, sök, tak, yık, yap kaldırım taşlarına yatırımlar yaparak ışıl, ışıl kentler, laleler ve güllerle günün 24 saati velinimetlerini etkilemeye çalışıyorlar…

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz