Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 06/03/2008 23:11
  • 20.857

Beykoz’un yasal anlamda gelişmesinin önünde bir takım engellerin olması yöneticilerin hizmetten ziyade başka zeminlerde tartışılmasına da yol açıyor. Bunlar toplumun nabzının tutulmasına yönelik yapılan küçük bir girişimde bile kendini gösteriyor.

Örneğin, Beykoz’un Boğaziçi Öngörünüm de bulunması, SİT alanı olması buradaki yöneticilerin elini kolunu bağlıyor. Bu nedenledir ki Beykoz’un fiziksel yapılanmasında gözle görülür değişimler olmuyor. Ancak Büyükşehir Belediyesi’nin Beykoz’a yaptığı yetersiz hizmetlerle bölge halkının yetinmesi isteniyor.

Şimdi bunları neden anlatıyorum… Beykoz’da siyaset yapanlar, diğer bir şekilde köşe başı tutanların hizmetten yana pek imkânı olmadığı için devrilmelerine yönelik tartışmalar zaman zaman gündemin ilk sırasına oturabiliyor.

Mesela Beykoz’un siyasi kulisleri, Dost Beykoz’un, “Yerel Seçim Dosyasını Aralıyoruz” haberine kilitlenmiş değerlendirme yapıyor… Muharrem Ergül yeniden aday gösterilecek mi, gösterilmeyecek mi? Beykoz’un fiziksel değişiminin önünde yasal engeller bahane edilerek gerçekleştirilmeyen hizmetlerin yerine bunlar konuşuluyor. Bunları konuşanların hepsine sorsanız, Beykoz’u yönetme Beykoz halkına hizmet etme sevdasıyla yanıp tutuştuklarını söylerler.

Ergül’ün veya bundan önce Beykoz’da başkanlık yapan isimlerin yapmış olduğu hizmetleri kimse konuşmuyor… Çünkü ortada hizmet yok. Rutin belediyecilik hizmetleri… Temizlik işleri, asfalt çalışmaları, sağlık taramaları, çocuk parkları vs.

Beykoz’da en iyi hizmetin Ali Zengin döneminde yapıldığı söyleniyor… Tabii bu söylem kısmi olarak doğru olabilir… Çünkü o dönemde de, bu günkü yönetimin gücü nispetinde bir güç vardı. Ardından Şevket Arıkan dönemi ve kaçak yapılaşma süreci, hemen akabinde, Yücel Çelikbilek ve Büyükşehir Belediyesi’nde Recep Tayyip Erdoğan sayesinde bazı hizmetler yapıldı. Mahallelerde olan hizmet binaları, Çubuklu Kavşağı, R. Şahin Köktürk Spor Salonu gibi. Alaattin Köseler ve gözle görülür tek şey 80. Yıl Anıtı ve kaçak yapılaşmanın devamı.

Beykoz’a hizmet ancak bazı kurumların desteğiyle yapılabiliyor gerçeğini de göz önünde bulundurarak son dönemde yapılan hizmetlere bakıyoruz…  Doğalgaz, çocuk parkları, yol çalışmaları, tapu vs. Diğer dönemlerden hiç fark yok… Seçen de seçilende Beykoz’un bu gerçeğini görmüyor.

Siyaset kendi içinde çıkar çatışması yaparken, vatandaşta hemşerisini yönetimde görmek arzusuyla oy kullanıyor… Sonuç; 25 yıldır ileri giden değil, birçok şeyini kaybetmiş hatta evini ocağını kaybetmemek için direnen 250 bin Beykozlu.

Önümüzdeki yerel seçimlerde de çok farklı bir tablo olmayacak… Siyasette çatışma bir yıl öncesinden başladı bile… Maalesef yine istenilen düzeyde değil. Dost Beykoz’un siyasi kulislerde, belediye başkanlığı için adı geçen isimleri açıklamasıyla savaş başladı. Oysa Dost Beykoz, o haberi kamuoyunun tartışması ve sağlıklı karar vermesi için yaptı. Bu haber sonucunda siyaset dünyası yine proje bazlı değil, iftira ve karalama bazlı çalışmaya başladı. Kapı arkalarında yapılan dedi kodu ve ortaya atılan yığınla iddia. Delil yok, belge yok, sadece lafı güzaf. Sözün kısası etik değerlerin dışına taşmış iğrenç bir siyaset anlayışı. Hiç kimse nasibine güvenmiyor… Ancak başkalarının hataları ve başarısızlıkları üzerine başarı elde edilmeye çalışılıyor.

Beykoz halkının bu seçim döneminde temiz siyaseti ve projeyi öne çıkartması gerekiyor. Karalama kampanyaları ya da hemşericilik Beykoz’a hiç bir şey kazandırmıyor… Beykoz’u yönetmeye talip olan isimler bu seçimlerde projeleriyle halkın karşısında çıkması gerekiyor… Mahalle siyasetiyle her seçimde farklı bir ismin seçildiği siyaset anlayışının Beykoz’dan kovulması, seçilenin söylemine değil, projesine önem verilerek, Beykoz’un fiziksel manada değişiminin önü açılması tek kurtuluş gibi gözüküyor.

Birileri; hayır, iftira dedi, diğeri eleştirdi. İsimler üzerine yapılan siyasetle Beykoz’un 25 yılı heba edildi. Beykoz evrensel değişimin gerekleri olan, teknolojik, yapısal ve turizm alanlarında gelişim sürecini bir türlü başlatamadı ve koca İstanbul’un içinde en çok tartışılan ilçe oldu.

Ben buradan Beykoz’da siyaset yapan bütün isimlere sesleniyorum… Gözler kalbin aynasıdır… Siyasetçinin yüreğindeki neyse gözlerindeki bakışta aynıdır… Siz birbirinizi yıpratmayı bırakın gözlere yansıyan güvensizlik ve kararsızlığın değerlendirmesini halkımız yapacaktır… Siz, Beykoz’un cehresini nasıl değiştireceksiniz, kimlerin Beykoz’a yatırım yapmasını sağlayacaksınız, Beykoz halkını Beykoz’da nasıl tutacaksınız bunlarla ilgili projelere kafa yorun… Çözüm yolları üretin, durmayın, çalışın. Temiz siyaset yapın… Siyaseti ve siyasetçiyi de yalancı yaftası yemekten kurtarın.

Yazarın Yazıları