Muharrem ERGÜL
  • 23/08/2016 Son günceleme: 23/08/2016 13:28
  • 7.311

1960'lı yıllar... Türkiye-Macaristan Milli Futbol Maçı, Macarlar tek kale oynuyor.

Kalemizdeki tehlike hiç azalmayacak gibi. Kaleci Turgay sanki Majino Hattı. Avrupa'nın tozunu attıran Macaristan fırtına gibi esiyor.
Sonra spikerin şu ifadesi hepimize derin bir nefes aldırıyor. Spiker de rahatlıyor ancak olan bize oluyor.
"Evet, sayın seyirciler. Şimdi golü yedik ama tehlikeyi atlattık."

Özellikle son on beş yılda gelişen olaylar fırtına öncesinin habercisi gibiydi.
Çevreden merkeze doğru ilerleyen tehlike işin farkında olan bizleri tedirgin ediyordu.
ABD-İsrail eksenli cemaat yapılanmaları konusunda çevremizde bulunan herkesi bu tür yapılanmalardan uzak durmaları konusunda uyarıyorduk.

Ne yazık ki, uyardığımız insanların çoğu tehlikenin farkına varmaksızın bu yapılanmaların gelişmesine farkında olmadan destek veriyorlardı.

Küçük bir esnaf, orta halli bir tüccar, dershanedeki öğretmen ait oldukları cemaatle övünüyor. Övünmeyi başkaları üzerinde baskıya dönüştürüyordu.

Zamanla bu insanlar akıl ve ruhlarını sözde cemaat liderinin emrine veriyorlardı. Kendilerinden olmayan herkesi düşman belleyip yok etmeye çalışıyorlardı. Onlar için varsa da yoksa da kendi cemaatleriydi. Gerisi külliyen yok hükmündeydi.

Sözde cemaatlerin genel prensibi şuydu:

"Hoca efendimizin, seydamızın, efendi hazretlerinin elini öpenler bizden, gerisinin canı cehenneme."

Bu hal tam bir sapkınlık ve Hasan Sabbah mantığıydı.

Bu mantığın gözlerini kör ettiği ruhunu şeytana satan FETÖ mensupları bu anlayışla halkı yok etmeyi, ülkeyi bölüp parçalamayı çoktan planlamıştı.

Gariptir ve ne yazıktır ki, aklı başında birçok insan bu tür yapılanmalara karşı halen gerekli önlemleri almış değildir. Hala sözüm ona, başka şeyh ve efendiler karşımızda arz-ı endam etmektedirler.

Sizin anlayacağınız golü yedik, tehlikeyi atlattık. Ancak maç devam ediyor. Başka goller yemeden maçı kazanmamız için daha çok tedbir almalı ve bu tehlikeleri bertaraf etmeliyiz.

Hepimizin aklımızı başımıza devşirmemiz gerekir. Ufukta yeni FETÖ darbelerine karşı sosyolojik ve kültürel ön tedbirler almamız gerekir.

Suret-i Hak'tan görünen yapıların içimizi kemirmemesi için cemaat meselesini yeniden değerlendirmemiz gerekir.

Kim ki karşımıza şu cemaat, bu cemaat diye gelirse bir durup bin düşünmemiz gerekir. Bu yapılanmalara prim verip sırf siyasi kazanım elde edeceğiz diyerek onlara avantaj sağlayacak tavırlardan mutlaka kaçınmalıyız.

Özel veya kamusal alanda ya da siyasi tercihlerde ehliyet ve liyakat ön şart olmalıdır. Başka tercihler aramak abesle iştigal olacaktır.

15 Temmuz darbe girişimi aklımızı başımıza almanın bir miladı olmalıdır.

Darbeyi; ABD ve İSRAİL destekli bir sözde cemaatin planladığı açıktır.

Darbenin milli ve dini yapımıza dinamit koyduğu açıktır.

Darbenin yeni bir dünya düzeni planladığı ancak bunun akamete uğradığı bir gerçektir.

Darbenin gözümüzü açması gerektiği önemli bir sonuçtur.

Darbenin savuşturulması esnasında;
Bir mıh'ın,
Bir atı.
Bir atın,
Bir yiğidi.
Bir yiğidin,
Bir ülkeyi


kurtardığı tüm dünyaya haykırılmıştır.

Kalın sağlıcakla...

Yazarın Yazıları