Büşra ŞEN ÇOBAN
  • 25/09/2023 Son günceleme: 25/09/2023 17:21
  • 4.083

Bu hayatta mutlu olmak için o kadar sebep varken bazı kişileri mutlu etmek çok zordur. Bu kişiler ısrarla mutsuzluğu çekerler. Mutlu olunması öngörülen zamanlarda dahi mutsuzluğu ilke edinirler.

Bu insanlarla tatile, gezintiye ya da bir konsere gidersiniz. Muhtemelen gittiğiniz yerin bir eksiğini bulurlar ya da “ Biz buraya niye daha önce gelmedik, herkes eğleniyor fakat biz ilk kez geldik" gibi söylemlerde bulunurlar. Aslında eğlencenin, mekânın tam ortasındasınızdır fakat eleştiri yağmuru hiç bitmez. Bu insanlar tabiri caizse genetik mutsuzdur. Sanki mutsuz olmak genetiklerine kodlanmış gibi davranırlar.

Mutsuzluk bazı insanlar için hayat felsefesi haline gelmiştir. Onlara ne sunulursa sunulsun asla mutlu olmazlar. İnsanın kendini mutlu edeceği o kadar çok şey varken artan depresyon vakaları ve anksiyetelerin temelinde ne olsa gerek?

Acaba mutsuzluğun gerçekten genetik bir zemini var mıdır? 2005'te hakemli dergi Review of General Psychology'de yayımlanan bir araştırmada mutluluğun yüzde 50'sinin genlere dayandığı ifade edilmişti. Diğer yarısının ise insanın çevresine ve azmine bağlı olduğu belirtilmekteydi.

Mutlu olmak birçok sebep varken genetik, çevre... Vs. gibi etkenleri bahane edip mutsuz olmak pek akıllıca gibi görünmemektedir. Kısa ve sonlu yaşamımızda mutlu olmayı hayatın temel ilkesi yapmak gerek.

Dostlarla içilen kahveler, ailemizle verimli vakit geçirmek, yeni yerler görmek,  spor yapmak, olumsuz insanları hayatımızdan çıkarmak,  üreticilik vasfında olmak mutluluğun küçük ve basit adımlarıdır. Tabi bu adımı atmak da bu yolda yürümek de bizlere bağlıdır. O zaman neden duruyoruz. Haydi, bir tebessüm edelim ve mutluluğa göz kırpalım.

Yazarın Yazıları