Talip ERCAN
  • 01/01/1970 Son günceleme: 16/03/2014 23:11
  • 8.491

Beykoz İlçesinde bir taraftan sportif faaliyetlere yetişme düşüncesinde iken diğer taraftanda seçim atmosferine göz atmaktan geri durmuyorum.

Bir önceki köşe yazımda kıyıdan-köşeden biraz siyasete dalınca, bir hayli dostan değişik yorumların da muhatabı olmadık değil. Ben birkaç siyasi partinin etkinliğinde tarafsız bir gözle adeta bir gözlemci edası ile inceleme yapıp notlarımı alırken Beykoz’un gerçekten de ilginç bir ilçe olmaya başladığını gözlemledim. Şimdi şunu ifade etmekten çekinmeyeceğim, 30 Mart seçimleri Cumhuriyet Halk Partisinin Adayı Hızır Yılmaz ile Adalet ve Kalkınma Partisinin Adayı olan mevcut Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek arasında olacak.
 
Bu ikiliden birini Belediye Başkanı koltuğuna oturtacak 2 de gerçek var, ki bunlar MHP ve BBP’nin alacağı oy oranları. MHP’nin alacağ oy oranında Köseler’e gönül verip desteklemiş olan taraftarlarının MHP’ye verecekleri oyların da ayrı bir önemi var.CHP Kanadı bu konuda oldukça meraklı bir bekleyiş yaşamakta. Diğer taraftan BBP Adayı Bilgehan Murat Miniç’in alacağı oy oranı da Adalet ve Kalkınma Partililerce merakla beklenmekte. Bakalım Miniç 3800 dolayında olan ( 2009 Seçimlerine göre ) oyları ne kadar yukarı çekebilecek. Diğer adaylar mı? Geniş kesimlerce kusura bakmasınlar ancak bu demokrasi bayramına renk kattıklarına inanılmakta.
 
Beykoz’da şu olay var ki ülke olarak da her yerde yaşanmakta, kapısını her çalan siyasetçi ve adayları Allah misafiri olarak karşılanmakta, onların gönüllerini hoş edecek bir iki cümle ile uğurlamakta. Bunu yanlış anlayan birileri elbet olacak ve “Bu kez biz kazanacağız, vatandaşın bize müthiş sevgi ve sempatisi var” diyerekten heyecanlandıkça heyecanlanacak. Bence bunu böyle okumamak gerekir. Nedense hiç kimse, hiçbr aday 2009 seçim sonuçlarını gündeme almadan bir seçim stratejisi izlemekte. Öncelikle eğri oturup doğru konuşmak gerekir. Ülke olarak da isteseniz de istemseniz de 2 partili bir sisteme doğru gidilmekte, yani Amerikan usulü ile Cumhuriyetçiler ve demokratlar.
 
BEYKOZ PANKART ÇÖPLÜĞÜNE DÖNECEK!
 
Hiç bu kadar yoğun afişleme, pankartlama dönemini içeren bir seçim dönemine şahit olmadım. Nedense 5 sene yan gelip yatan siyasi partilerimiz, ilçeyi plastik aksamlı o pankart kokularına hap setti, hem yanlarından geçtiğimizde o ambalajından yeni çıkarılmakta olan bebek bezi gibi kokan pankartlar ile hem her tarafta göz zevkimizi bozan görüntüler ortadan kalktığında bir pankart mezarlığına dönecek bu ilçe. Ben bu yaşıma geldim, pankarta oy veren insan ki bazı istisnalar olabilir, görmedim Ancak güzel bir seçim şarkısının o çalan parçayı kullanan siyasi görüşe taban tabana zıt insanlar tarafından bile farkında olmadan mırıldanılmakta olduğunu kulaklarımla işittim. Yani belki şarkılar etki edebilir.
 
Yukarıda da ifade ettiğim gibi, sen tut 5 yıl boyunca Cumhuriyet, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, Ramazan, Kurban Bayramlarında bir tane bile kutlama pankartı asma, ki asanlarda bir iki merkeze iş olsun torba dolsun misali kondurmakta, sonra seçim zamanı gel yüzlerce pankartını ilçenin dört bir köşesine as. Vallahi vatandaşlar ne der bilem ancak ben bu numaraları yemem arkadaş. Eğer ki bir siyasi hedefin, menzilin varsa son bir iki ayda çıkıp ahkam kesmeyeceksin, pankart şovları yapmayacaksın ortalarda.
 
BELEŞE KONMAK DİYE BUNA DENİR!
 
Farkındamısınız siz Beykoz’daki siyasi partilerin ilçeye yapacaklarına ilişkin bir şeyi duydunuz mu? Tamam mevcut Başkan Yücel Çelikbilek birkaç yıldır, Kanal Riva, Karlıtepe Seyir Kulesi ve Karlıtepe-Sultaniye Teleferik hattı gibi projeleri , Beykoz Arena gibi neredeyse 5 senedir anlatıp durduğu ve nihayet yeni çalışmaları başlayan projeyi az çok Beykozlular bimekte. Peki diğer partilerin bir tane projesini bilen, anımsayan da olmaz mı? Ben şahsen ilçe sokaklarında saf ayaklarına yatıp bunu vatandaşlara sordum. Ne CHP Ne MHP,ne BBP ve ne de diğerlerinin bir tane yapacaklarını söyleyen çıkmamış ise acaba hata nerede? Ha şimdi bu partili arkadaşlar-Kardeşim biz binlerce broşür dağıttık, bunları yazdık, çizdik izah ettik-derlerlerse gitsinler bağımsız araştırma şirketlerine ya da güvendikleri ismlere altına da bir araç tahsis edip Rüzgarlıbahçe’den Anadolukavağına, Göllü Köyünden Kanlıca’ya “Siz falanca partinin tek bir tane projesini bana söylermisiniz?” sorusunu yöneltsinler.
 
Bu neden böyle oluyor biliyormusunuz? Çünkü ülkede yaşanan genel sorunları, mevcut siyasi ortamı yerele uygulamak daha basit ve akılda kalıyor. Onun için falanca parti gittiği bir yerde-Bunları hepsi hırsız!” diye oy toplama derdinde iken, filanca parti bunlar kanlı-bıçaklı oldukları gruplar ile oy uğruna ittifak yapmakta, kanmayın diyebilmekte.  Yani kusura bakmasın ortada beleşe konma gibi durum söz konusu, oysa yerel seçimlerde adaylar ve projeler konuşulmalı idi. Ha, ben bir önceki yerel seçimlerde kendi düşünceme göre oylarımı 4 ayrı partide kullanmıştım, bu ikiye ya da teke iner mi yinde dörtte mi kalır, sandık başına  gittiğimde belli olacak!
Yazarın Yazıları