Büşra ŞEN ÇOBAN
  • 04/07/2016 Son günceleme: 04/07/2016 02:09
  • 8.633

Bu yazıyı ilk olarak eğitim almaya çalıştığım Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'ndeki; toplam 10 dersin 5’ine gelmiş...

Bize siyaset, tarih felsefesi diye sadece geziyi dayatan ve de sırf fikirlerine göre öğrenci kayıran alkolik bir akademisyene, sonra derste kadın vurgusu ve cinsellik odaklı ders işleyip İslamcıların sapık olduğunu vurgulayıp öğrencisine tacizden yargılanan bir diğer hocama ve vatan millet Sakarya deyip ihanet bildirisine imza atan diğer akademisyenlere yazıyorum. Sağ olsunlar bize de az çektirmediler.

“Birileri ülkeyle oynuyor, arkada bir gizli güç var. Önce sağcı solcu sonra Türk-Kürt şimdi de farklı kutuplaşmalarla karşımıza çıkan bir ayrışma söz konusu. İçinde hiçbir samimiyet hiçbir bize aitlik taşımayan bir ideoloji var.

Lise çıkışlarına yazılan duvar yazılardan bir tanesi  “Liseliler Berkinleşmeye…”

 Bu yazının mantığı nedir? Yeri gelir çocuk bakkala ekmek almaya gidiyordu diye bir savunma yaparsınız yeri gelir eylemci devrimci yaparsınız . Çocuklar, gençler üzerinden pirim yaparsınız hem de bu pirimle bu gençleri ve başka bir sürü daha masum genci harcarsınız.

Üniversitenin ilk yıllarıydı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde meşhurdur eylemler. Eylem sıradan bir eylemdi. Eylemciler, yemekhaneye kantine gelip nefret söylemlerini savururlardı. Peki kimdi bu eylemciler sadece akademisyenler mi? Hocalar mı? Hayır. Memleketinden yeni gelmiş tabiri caizse daha gözü açılmamış gençler. Van, Muş, Diyarbakır gibi illerden gençler çoğunluktaydı. İlk yıl ne olduğunu bilmeden katılırlar bu eylemlere dördüncü Yıl bu eylemleri düzenleyen kitlenin bir parçası olurlar. Yazık

Hak derler, hukuk derler, devrim derler. Adaletsizliğin babasını yapar, otobüslere molotof atarlar bunu da gururla anlatırlar.

Bize özgürlükten bahsederler mescitte namaz kılanlara “gerici” yaftasını yapıştırırlar ve bildiriler yayınlarlar.

Akademisyeninden öğrencisine, özgürlük savunucusu numaraları yaparlar, başörtüsüne, İslamiyet’e en çok laf edenlerdir.

Ufkunuzu açın her şeyi okuyun” derler dini bir metin elde görseler ‘bağnaz’ derler.

İslamiyet’te ‘Kadın’ kavramına takılırlar, kadının İslam’da sömürüldüğünü, değersiz görüldüğünü vurgularlar. Adları tacizciye çıkmıştır. Öğrencileriyle eğitim dışında her naneyi yerler ve asıl sömürüyü yaparlar. Kadın kulüpleri tarafından eylemleri yapılır ve de rezil olurlar.

Anlattığım şeyler kulaktan dolma şeyler değildir. Şu an hala akademik kadrolarda görev yapmakta olan bağnaz insanların eylemleri ve faaliyetleridir.

Düşünmeden bu kadar ön yargı ile, nefret ile, DEVRİM mi olur? Akademisyenlik mi olur?

Vatan hainliğiyle ilgili yayınlanan bildirgeye imzalarını atarlar. Kendilerini gezinin kahramanı ilan ederler, ne terörü kınarlar ne de teröristi.

Şöyle dört yıllık eğitim hayatıma bakıyorum da ilahi adalet tecelli ediyor. Cübbeli Ahmet Hoca’nın belirli videolarının söz konusu olduğunda dersi cübbeli üzerinden işleyip ‘Hepimiz cübbeliyiz’ diye dalga geçen sayın hocamın öğrenciye taciz davasından yargılanması ne de tuhaf.

İşin sıkıntılı olan tarafı bizler, kendi çabamızla insanları anlamaya çalışan, derdimizi anlatmaya çalışan bizler bu insanların sınavlarına, sözlü mülakatlarına girip onlardan eğitim almaya akademilere gidiyoruz. Ben Allah nasip ederde anne olursam çocuklarımın vatana millete zerre katkısı olmayan kiminin derslerde geziden başka bir şey anlatmayan alkol bağımlısı birinden, diğerinin İslam karşıtı cinsel odaklısından ders almasını istemem. 

Aslı gericiliğe acilen müdahale edilmeli ve akademik kadroların boş insanlarla dolması engellenmelidir. 

Yazarın Yazıları